İhsan YILMAZ
Muhasebem
3.02.2016
1833
Kamuoyu önünde iş yapan insanların muhasebe ve özeleştirileri de kamuoyu önünde, açık, şeffaf ve net olmalıdır. Gazetecisinden vakıf yöneticisine, okul müdüründen işadamı derneği genel sekreterine kadar, kamuya açık, onları etkileyen iş yapan kişiler, kul yani insan hakkı ihlal etmiş olabilirler. Onların kötü temsili yüzünden içlerinde bulundukları oluşumlara karşı halkın olumsuz kanaatleri artmış da olabilir. O yüzden, açıktan özeleştiri yapıp, herkesten helallik dilemeleri gerekir.
Yalan yanlış fikirleri ile, kasıtlı olmasa da, kamuoyunu öyle ya da böyle etkileyen benim sanırım bayağı entelektüel günahım var. Ayrıca, akademisyenliğimin yanında yıllarca, farklı hayır kurumlarında, dernek ve vakıflarda, yani insanların bağışları ile iş yapan yerlerde yöneticilik ve bazen de maalesef tiranlık yaptım. Vermem gereken hesap çok.
Madımak’ta azgın kitlelerin vahşice yakılmalarını zevkle seyrettikleri o onlarca mazlum için neden üç-beş eleştiri cümlesi dışında aktif bir çalışma yapmadım diye kendime kızıyorum. Kendi mahallesinin mazlumuna herkes sahip çıkar. Milletin ve her mahalleden aydının da %90’ı sadece bunu yapıyor zaten. Halbuki, insan olan kendinden farklı olana zulmedildiğinde de zulme engel olmak için aktif gayret etmeli.
On, hatta on beş yıldır kendi çapımda onlara yapılanlara sesli itiraz ediyor ve uluslararası platformlarda bunu dile getiriyor olsam da, Alevilere, Kürtlere, başta Ermeniler olmak üzere gayrimüslimlere ve solculara, devletin ve milletin yaptığı zulümleri, dindarlara yapılanınkinin beşte biri kadar dert etmediğim için utanç duyuyorum. Okuduğum gazetelerin, seyrettiğim TV’lerin bu konulardaki dertsizliğine isyan etmemiş olmamın hüsranı içindeyim.
Bazı İslamcı ve sağcı kişilerin analiz görünümlü adaletsiz, hukuksuz ve vicdansız komplo teorisi karalamalarını, yargısız infazlarını, niyet okumalarını ve köken avcılıklarını ciddiye aldığım için çok pişmanım. Bunları benim gibi ciddiye alan mahalleme sesli itiraz etmediğim için çok üzülüyorum ve kendime kızıyorum.
Yıllardır toplumun çeşitli kesimlerine zulmeden bir kısım ulusalcıların ve darbe heveslilerinin yargılanacağı sevinci ile AKP’nin kuyruğuna takılıp, özünde haklı davalar olan Ergenekon ve Balyoz’daki yanlışlıkları heyecandan göremediğim ve yüksek sesle itiraz edemediğim için perişan oluyorum.
Alman yargısının yıllarca takip edip, somut delillerle kıskıvrak köşeye sıkıştırdığı ve hapis cezası indirimi alabilmek için “Evet, yoksullara bağış ve yardım paralarını çaldık ve kendimize gemi aldık” diyen Deniz Feneri çalışanlarını dinlemediğim için kendime ve bu itirafları haber yapmayan medya organlarına çok kızgınım. Fehmi Koru gibi komplo teorisi severlerin “Bu derin Alman devletinin AKP’ye operasyonudur” laflarına kandığım için kendimi çok ayıplıyorum.
AKP ile gayrimeşru sayılacak seviyede yakınlaşan, objektif ve soğukkanlı gazeteciliği hayırlı işler lobiciligi uğruna unutan ve birkaçı hariç neredeyse hiçbir hatasını sayfalarında görmeyen, eğriye eğri doğruya doğru diyemeyen gazeteleri, televizyonları neden bağıra çağıra ikaz etmedim diye düşünüyorum.
AKP ile oturup kalkarken nobranlaşan, kibir abidesi haline gelen, biz güçlüyüz havası basmayı marifet sayan, “biz olmasak AKP Ergenekon operasyonlarını yapmaz, yapamaz” diye atan “aferin avcısı” “excel’ci” tiplere neden “utanmıyor musun?” demediğim için şimdi çok utanıyorum.
İnsanlardan yardım toplayan çeşitli İslami oluşumların parçası oldukları halde lükse düşmüş, makam arabası ve şoförü olan, acayip makam ofislerine sahip, lüksü davasının itibarı sanan, güçlü ve zengin adamlarla oturup kalkmaktan isçisinin hal hatırını sormayı aklına bile getirmeyen, sendikayı kurumuna sokmayıp isçilerini taşeronluğa ve asgari ücrete mahkum eden, sonradan görme tiplerin hepsine birden “davanıza ihanet ediyorsunuz” diye haykırmadığım için ve bu haltların az da olsa bir kısmını kendim de yediğim için kahroluyorum.
Liste aslında uzun ama hem yerim kalmadı hem de akademisyen kibrim ve kalem erbabı egom, burnumdan ancak bu kadar kıl aldırmama izin veriyor. Eminim, başkaları benim bıraktığım yerden devam eder.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
3.02.2016
26.06.2016
22.06.2016
18.06.2016
16.06.2016
14.06.2016
12.06.2016