Nevzat CİNGİRT
Nisan ayında yaşanan zirai don desteği ödemeleri, bu yıl çiftçiler için adeta “kâğıt üzerinde kalan bir umut” oldu.
Tarım sigortası olmayan üreticilere yapılacağı açıklanan destek, yalnızca ilçe tarım müdürlüklerine dilekçe veren çiftçileri kapsadı.
Yani, yıllardır toprağını işleyen, fındığını don vurmuş, ama o sırada şehir dışında –hatta başka ülkede– olan üretici, sadece dilekçe veremediği için yok sayıldı.
Devletin elinde hem çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) hem de hasar tespit raporları olmasına rağmen, “dilekçe vermediğin için yardım alamazsın” anlayışı hâlâ yürürlükte.
Bu tablo, bürokrasinin tarımın gerçeklerinden ne kadar uzaklaştığının en somut örneği.
Bir dilekçeye sığan adalet…
**
Akçakoca’nın Sarıyayla Köyü Muhtarı Mustafa Hıracı, bu durumu en net şekilde özetliyor:
“Bu don hasar bedeli sadece dilekçe veren üreticilere veriliyor. Oysa bundan haberdar olmayan, köy dışında yaşayan birçok çiftçimiz dilekçe veremedi. Hasar tespit çalışmaları zaten yapıldı, ödemelerin bu tespitlere göre yapılması gerekir.”
Haklı.
Çünkü devletin ekipleri zaten köylere gidip rakım bazlı hasar tespiti yaptı.
Tarladaki zararı gördü, raporladı, fotoğrafladı.
O halde neden üreticinin yeniden kapı kapı dolaşıp dilekçe vermesi bekleniyor?
Afet zaten olmuş, ürün zaten gitmiş.
Vatandaşa düşen bir tek şey kalmış: bir de bürokrasiyle savaşmak.
Köyden kente, kâğıtla yönetilen tarım
Tarım, sahada yapılan bir iştir; masa başında değil.
Ama bizde yıllardır tarladan çok evrak konuşuluyor.
Bir köylü destek almak için dilekçe, ÇKS belgesi, muhtar yazısı, tapu fotokopisi ve imza sirküsüyle uğraşıyor.
Sonra bir bakıyoruz, desteği alması gereken değil, “dilekçeyi zamanında veren” kazanıyor.
Bürokrasinin bu hantallığı, yalnızca üreticiyi değil, ülkenin gıda güvenliğini de riske atıyor.
Çünkü üretici yoruluyor, küstürülüyor, yabancılaşıyor ve toprağını terk ediyor.
Kâğıt mı önemli, çiftçi mi?
Bir tarım politikası düşünün;
Ürünü don vurmuş, kuraktan kavrulmuş, tarlası zarar görmüş ama “dilekçe vermediği için” yok sayılan on binlerce üretici var.
Oysa sistem öyle olmalı ki, devlet zaten elindeki verilerle kimin zarara uğradığını bilmeli, destekleri otomatik olarak ulaştırmalı.
Ama bizde hâlâ “dilekçe veren var, vermeyen yok” anlayışı hüküm sürüyor.
Yani, kâğıt korunuyor; çiftçi değil.
Devletin asıl görevi, üreticiyi “evrakla sınamak” değil;
toprağa emek verenin hakkını korumaktır.
Çünkü bugün bürokrasinin soğuk kapılarında bekletilen o çiftçi,
yarın soframıza gelen ekmeğin, fındığın, sebzenin gerçek sahibidir.
Ve unutmayalım:
Toprak, dilekçeyle değil, emekle, alın teriyle yaşar.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTBürokrasi, tarımın gerisinde kaldı 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFaizi MB’mi yoksa Adliye mi belirliyor? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZPKK’nın son açıklaması: Süreç devam ediyor, ama nasıl ? 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUTrafik, yargı ve casusular 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞHamdi Ulukaya (Çobani) en zengin Türkiyeli seçilmesi üstüne... 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“İnsanın ümüğüne bu kadar çökülmez…” 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇözümün kolaylaşması isteniyorsa… 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİİmamoğlu'na casusluk tutuklamasının akla getirdikleri 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselMerkez Bankası zor bir viraja girdi 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Süreç’te yeni safha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBöyle giderse bu tren bu tünelden çıkmaz 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURPKK neden Schrödinger'in kedisine benzedi? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRBatı’nın krizi, küresel düzenin çözülüşü: Türkiye için dönüm noktası üzerine senaryolar ne? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ… 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNPKK’nin çekilme hamlesi ne anlama geliyor? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünAsker göndermek ya da göndermemek… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANNereye doğru gidiyoruz? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçayİstikrarsızlık üreten istikrar programı 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÇete savaşı mı? 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçYoğurtsuz, tereyağsız ve tavuk etiyle iskender kebap olur mu? Olur ama… 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’de milliyetçiliğin reformu meselesi 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarışın Halklaşması ve Demokratik Toplum Sürecine Çağrı... 26.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (2) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKronik siyaset bunalımı… 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan‘Büyük iddialar, büyük kanıtlar gerektirir’ 25.10.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.10.2025
23.10.2025
23.10.2025
16.10.2025
16.10.2025
12.10.2025
10.10.2025
9.10.2025
7.10.2025
4.10.2025