Selva Demiralp

Selva Demiralp
Selva Demiralp
Tüm Yazıları
Fed mi, TCMB mi? Çetrefilli bir soru, ironik bir cevap
28.10.2025
15

Size biraz çetrefilli bir soru sorayım. Bir merkez bankası düşünün: Enflasyon hedefi var; kendi enflasyon tahminleri ise hem bu yıl hem de gelecek yıl sonunda hedefin üzerinde kalacağını söylüyor. Büyüme verileri beklenti­leri aşıyor, tahminler yukarı revize ediliyor. Bu şartlar altında o merkez bankası eylül ayında faiz indiriyor. Basın toplantısında gazeteciler, “Hedef hep iki yıl sonrasına erteleniyor; bu he­def erişilebilir mi?” diye soruyor. Üstelik ülke­deki siyasi otorite, kamuoyu önünde sık sık “fa­izler düşmeli” mesajı veriyor. Sizce hangi mer­kez bankasından söz ediyoruz?

(a) TCMB (b) Fed (c) Yukarıdakilerin hepsi

Cevabı vermeden önce ipuçlarını sistemli bi­çimde gözden geçirelim.

Enflasyon hedefi ve enflasyon tahminleri:

Her iki merkez bankasının da enflasyon he­defi ve tahminleri var. Fed’in %2’lik hedefine karşılık 2025 sonu enflasyon tahmini %3, 2026 sonu tahmini ise %2,6 (Not: “Fed tahmini” der­ken, karar sonrası açıklanan projeksiyonlar­daki medyan beklentileri kastediyorum). TC­MB bu konuda Fed kadar net sayısal bir çerçe­ve sunmasa da son Enflasyon Raporunda hedef ile tahminin ayrıştırıldığı ve Fed’e yakın bir ile­tişim stratejisine geçildiğini görüyoruz. Buna göre TCMB’nin %24’lük ara hedefine karşılık 2025 sonu enflasyon tahmini %28,5’e uzanan bir aralıkta. 2026 için ise %16’lık hedefin etra­fında bir tahmin aralığı paylaşılıyor. Görüldü­ğü gibi, her iki merkez bankası da önümüzdeki yaklaşık 15 ayda enflasyonun hedefin üzerinde kalacağını öngörüyor.

Büyümede yukarı yönlü revizyon:

Her iki ülkede de büyüme beklentilerin üze­rinde geldi. 18 Eylül toplantısından sonra Fed, 2025 büyüme tahminini %1,4’ten %1,6’ya; 2026 tahminini ise %1,6’dan %1,8’e revize etti. TCMB, enflasyon tahmininin altında yatan bü­yüme varsayımını Fed gibi kamuoyuyla paylaş­mıyor. Enflasyon Raporundaki çıktı açığı tah­mininden “tersine mühendislik” ile bir büyü­me patikası türetmeye çalışabilirsiniz; ancak bunun için TCMB’nin potansiyel büyüme var­sayımını bilmek gerekir ki bunu da bilmiyoruz. Öte yandan TCMB’nin büyüme beklentileri­nin piyasa ile benzer olduğu varsayılırsa, 1 Ey­lül’de açıklanan ve beklentinin üzerinde gelen %1,6’lık ikinci çeyrek büyümesinin TCMB’nin de öngörüsünü aşmış olabileceği iddia edilebi­lir. Özellikle büyüme kompozisyonunda stok­lardaki %3,5’e varan sıra dışı artışın belirleyi­ci olduğunun söylenmesi, bu gelişmenin önce­den tam olarak tahmin edilmiş olma olasılığını azaltıyor. Eylül ayında her iki merkez bankası da faiz indirdi. 11 Eylül’de toplanan TCMB po­litika faizini 250 baz puan düşürdü (yaklaşık %33 seviyesindeki güncel enflasyona göre he­saplanan reel politika faizi %8,5). 18 Eylül’de toplanan Fed ise politika faizini 25 baz puan in­dirdi (yaklaşık %2,7’lik güncel enflasyona göre hesaplanan politika faizi kabaca %1,5).

Medya tepkileri:

Fed her faiz kararından sonra basın toplan­tısı düzenler. 18 Eylül kararının ardından Blo­omberg International’dan Michael McKee, Powell’a “Sürekli iki yıl sonrasına ertelenen he­def, erişilebilir mi?” diye sordu. TCMB düzenli basın toplantısı yapmıyor; buna karşın kamuo­yunda yıl sonu hedeflerinin sık güncellenmesi üzerinden benzer eleştirilerle karşılaşıldığını biliyoruz. Buraya kadar tablo, “(c) hepsi” seçe­neğini akla getiriyor. Peki ayrıştırıcı ipucu ne?

Para politikasına siyasi yorumlar:

Soruyu çetrefilli yapan kısım burası. Aynı so­ruyu beş-on yıl önce sorsaydım, pek bir incelik olmaz; herkes tereddüt etmeden “Türkiye” der­di. Zira Trump öncesi dönemde ABD başkanla­rı Fed kararlarına dair kamuoyu önünde yorum yapmazken, Türkiye’de TCMB’nin faiz indir­mesi gerektiğine sıkça vurgu yapıldığı bir dö­nem yaşadık. Şimdi ise bizi doğru cevaba gö­türen püf noktasına gelelim: İkinci Trump dö­nemiyle birlikte iki ülkedeki dinamiklerin zıt yönde değiştiğine tanık oluyoruz. Trump, ilk başkanlık döneminde de yoğun biçimde eleş­tirdiği Fed’i, ikinci döneminde daha da sert ve kişisel hakaretlere varan bir üslupla hedef alı­yor. Türkiye’de ise özellikle Mayıs 2023 seçim­lerinden sonra, kamuoyu önünde TCMB’ye yö­nelik açık “faiz indir” çağrılarının belirgin bi­çimde azaldığını gözlemliyoruz.

Sonuç: Sorunun ironik cevabı Fed. Enflas­yon-tahmin-hedef üçgeni ve eylül indirimle­ri iki kurum için de benzer bir resim çizse de, para politikasına açık siyasi müdahale/eleşti­ri yoğunluğu bugün ABD’de daha görünür ha­le geldiği için, bulmacayı çözen ipucu bu ayrış­ma oluyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar