İlhami IŞIK
Eğer etik, başkalarının haklarına ''nurlu'' gözlerle bakmak ise bugünlerde en fazla ihmal edilen, sefil, perişan ve en fazla zulüm gören zavallı kavramlardan biridir herhalde. Ahlak, toplumsal hayatın içinde hep birlikte gelişip serpilmenin kurallar bütünü değil miydi? Eğer hep birlikte gelişip serpilmeyeceksek, ötekinin hak ve hukukunu kendi hak ve hukukumuz gibi gözetmeyeceksek o zaman ne ahlakın ne de daha geniş bir bağlama oturan etiğin anlamı kalır?
Başkalarının hayatı da bizim hayatımız gibi değerli ve çok anlamlıdır. Öteki denilen diğer insanlara reva görülenler, esasında etik ve ahlaki açından bizim yozlaşmamızdan başka sonuç doğurmaz. Ötekinin varlığına haklarına ve kutsallarına saygı göstermeyen, kendi varlığına değerlerine ve kutsalında saygı göstermeyendir. Nihayet öteki dediğimiz insanlar ''kendimizi onlardan ödünç aldığımız insanlardır''. Onlar İlhami dedikleri için ben İlhami oluyorum. Onlar iyi dedikleri için ben iyi oluyorum.
Benim meşruiyetim onların bana sağladığı meşruiyet zeminleridir. Onlar olmasa bir adada yalnız başına yaşıyor gibi olacaktım. O zaman da bir dile bile ihtiyacım olmazdı. Konuşma denilen şey ötekine söylediğimiz şeydir. Bir adım daha ileri giderek şunu söyleyebilirim, aslında biz ötekiler için düşünürüz. Biz ötekiler görsün diye giyiniriz. Biz ötekiler onay versin diye fikir üretiriz.
Ötekilerin varlığı bizim hayatımız için bu kadar elzem ve önemliyken biz ne zamandan beridir iç benliğimizin köleleri haline geldik? Ne zamanda beridir, toplumsal hayattaki karşılığımız sadece bizim kişisel çıkarlarımız oldu? Ne zamandan beridir bu kadar harisleşip, çirkinleştik? Ne zamandan beridir fitne ve fesat olmadan yaşayamaz hale geldik?
Büyük dil filozofu ki biz ona son filozof da diyebiliriz, Wittgenistein şöyle diyordu '' yalan söylemek insanların çıkarınaysa bize neden doğruyu söylesinler''. Wittgenistein'e göre doğruyu dosdoğruluğu ve hatta dobralığı aşındıran ve yozlaştıran çıkarlardır. Herkesin belli ölçülerde kendi çıkarını gözetmesi bir bakıma normal bir davranıştır. Ama çıkarları imtiyaza dönüştürüp bunu aslı astarı olmayan yalanlarla beslemek artık düşkünlük sayılır.
Düşkün bir toplumun bireyleri, elma kurtları gibi birbirlerini içeriden kemirmeye başlarlar. Biri ötekinin omuzlarına basarak yükselme telaşına düşer. Statü endişeleri yalan kabuklarından oluşan bir toplumsal koza örer. Bir süre sonra hiç kimse nefes alamaz hale gelir. Ucubeleşen toplumsal doku, önce kendi sosyolojisini tahrip eder; çünkü herkes ötenin gözünü çıkarmakla meşguldür.
Böyle bir toplumsal cinnet halinden özgürlük ve gelişme filan çıkmaz. çıksa çıksa yalan yarışmasının altın madalyalı yüzsüz, ruhsuz dalkavukları çıkar.Yalan özgürlüğün düşmanıdır. Her yalan özgürlükleri sınırlayan ateş çemberidir.
Yalanın toplumsal hayata davet ettiği diğer kabus korkudur. Çünkü her yalan suskun bir toplum talep eder. Sinmiş sindirilmiş toplumsal yapı, bir yılanın bir fareyi ısırması gibi, toplumu titrete titrede ölüme terk eder. Biz bunu hak etmiyoruz. Biz bu değiliz ve mutlaka bir yolunu bulup bu yalan çılgınlığına son vermeliyiz.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
28.09.2025
14.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
23.08.2025
10.08.2025
23.07.2025
14.07.2025
1.07.2025