İlker DEMİR
Pazar günü HDP İstanbul İl Kongresi vardı.
Kongredeki coşku ve katılım sürpriz değildi, çünkü "fikir sahibini sarmışsa o artık maddi bir güçtü".
Hdp örgütlülüğü her durumda buna yeterdi..
Son kongrede en göze çarpan bileşenlerin kongrede yer alışlarıydı, "Bileşen Hukuku"nu gündeme getirdi.
Zira bileşenlerin varlığı adeta sembolikti, divan sahneye çağrılacak isim söylemekte bile zorlandı.
Diğer eylemlerde bu, gücü o kadar diyerek sineye çekiliyordu ama bu kez “yok”luk çok dikkat çekti.
Belli ki ana gövdeleri Disk'in "geçinmek istiyoruz" mitingindeydi.
Elbette sendikalar miting yapar ve desteklenir ama bir siyasetin bileşeni mücadeleyi "liyakata, rakama daraltan”, “devlet içi devir için yürüyen bir kampanya"nın uzantısı bir mitinge uzaktan reformist bir gülümseme gönderir de bileşeni olduğu partinin en büyük bir metropol kongresini ihmal etmezdi.
Halkın muhalefeti, devlet içi bir kampanyaya destek mi, devlete karşı geçimi de kapsayan bir kampanya örgütlemek mi olmalıydı?
HDP bir parti, istediği ilişkileri kurar, yönetir ve devam ederdi, ancak İstanbul kongresi ve ilişkilerin son hali ortaya koydu ki, bu örgütlenme biçimi artık yetmiyor.
Bu örgütlenmeye bir zum lazım.
Öncelikle bileşenlerin örgütlenmede yer alışı baştan beri tüm temsili örgütlenmeler gibi demokratik değildi, halktaki sayı, emek, bedel bakımından üreyen sonuçlar adaletsizdi.
Bu örgütlenme, elde tutmak için Suriye gibi ömür boyu iktidar kalma istekli dikta rejimlerin kendi ana gücü dışındakilere güçleri oranında sandalye dağıttığı egemen olma biçimiydi, her şeyi şefler belirliyordu.
Atanan temsiliyeti halka biçimsel onaylatma esasına dayalı anti demokratik bir örgütlenmeydi.
Yani bir tür otoriter devlet örgütlenmesi.
Bu örgütlenmeye değinilse de işler yürüyor diye kimse derinlemesine analiz yapmadı.
Artık zamanı geldi.
Çünkü, demokrasiyi örgütleyecek olan demokrat olmazsa kuracağı da demokrat olmazdı.
Bir partinin işleyişi, eşit üyeler, pozitif ayrım için tespitler hariç, ancak doğrudan demokrasiyle çözülebilir aksi halde doğrudan katılım, ilke, anlayış yara alırdı.
İşler daha iyi giderken de böyleydi.
Fakat şu an gelinen durumu siyasal iklim de tetikliyor, kimi kristalleşmeler ortaya çıkıyor, sap samandan ayrılıyor, örgütlenme aciliyet kazanıyor.
Kongre, devlet içi bir kampanyaya fiili destek dışında belirgin biçimde nitelik değiştiren bileşen üyelerinin “Gare Fiyaskosu” gibi söylemler HDP’yi bir gölgeliğe dönüştürüyor, verilen oylar, emekler, bedeller kahroluyor, doğruların ağrına gidiyor.
Tabi ki bu haller biliniyordu, ama giderek daha belirginleşti, bileşenler daha çok kendi olmaya başladı.
Nekahat dönemi bitti.
Bu iyi.
Kendi olmak iyi.
Ama görünen o ki, nicel küçülmenin niteliğin oturmasına yarayacak ve niceliği de artıracak gibi görünüyor.
Aynıların tek özne olarak birarada olması ayrıların ortak hedeflerde ittifaklar kurması demokrasi kültürünün de inşası oluyor.
Nitekim üçlü ittifak kuruluyor diye duyumlar geliyor, makas mı ray mı değişiyor, giderek ortaya çıkıyor.
Yontulmuş milli misak açığa çıkıyor, ittifakların hedefi, müttefikler değişiyor, kimlerle nereye kadar yol alınacağı belli oluyor.
E o zaman duruma daha fazla göz yummayıp, ilk davranan olmayalım demeden bir çözüm platformu önermek veya oluşturmak gerekiyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
17.07.2025
6.07.2025
23.06.2025
6.06.2025
16.05.2025
3.05.2025
2.04.2025
23.03.2025
14.03.2025