İmamoğlu çağrı yapmış, "sandıklara sahip çıkalım, kurulların önünde nöbet tutalım" demiş.

İmamoğlu çağrıyı CHPLİLERE yapmış.

Baştan belirtmek gerek, İmamoğlu baştan beri yürüttüğü 16 milyonun başkanı olma anlayışına ters bir çağrı yapmış.

Çağrıyı tüm İstanbul halkına yapsa, oylarınıza sahip çıkın dese daha tutarlı olurdu.

Asker sivil dil biribirine karışık Türkçede; herkes ayrımında değil ama " haydi koruma nöbetine" diye ifade etmeye de ne hacet hani.

Devletleşmiş zihinler pek önem vermez, hani egemenler hep halka kendi güvenlikleri için nöbet tutturur ve hep esprisi aynı etnidendir ya, "Kürd Memed nöbete", onu andırmamak gerek.

Türkiye'de Memed Kürttür ama sandık kurullarındaki Memed emekçidir, yoksuldur, emre itaat eden, hor görülendir.

Bu askeri anlayışın dilinden sıyrılmak gerek.

Zira bu sivil iş, siyaset ve hele belediyeler tamamen sivill iş.

İmamoğlu devletçi bir partinin başkanı da olsa sivil dili bilmeli ve uygulamalı, çünkü o makam sivil bir organizasyondur.

İmamoğlu "gelin dönüşümlü olarak barışcı bir şekilde sandıkları koruyalım" demeliydi.

Aklına gelse de büyük ihtimal derdi, zira verdiği görünüm, pragmatik ve pratik zeka, kaybettirmeyecek bir söyleme, uzman kurullar hayır demezse, hele bir de evet doğru derse, seve seve herkesi çağırma yanlı; amaç bir hakkı korumaksa, sadece chp'yi değil tüm demokrasi güçlerini davet ederdi heralde.

Belki seçim nedeniyle birkaç gündür uyumuyor ya ondan dolayı yorgun, bilimsel bir kurula danışamadı veya sadece partisine danıştı.

Baskın anlayış demokrasi değil devlet yanlısı.

Kim bilir?

Değilse, CHP başta olmak üzere kendisine muhalif diyen siyaset neden bu kadar devlet baskısında yapılan bir seçime rıza göstermektedir?

Şırnak sandık kurullarında çekilen fotoğraflar, Muş adayı Sakık'ın beyanları araştırmaya değer değil mi?

Sol onu da görür bunu da.

Her adaletsizliği görür.

Doğru tutum, demokratik hakkı çifte standartsız korumaktır.

Hadi sandıkları korumaya!