Kurtuluş TAYİZ
Gezi fırtınasının içinde durmadan kulaklara fısıldayıp durdular; “Erdoğan barış yapamaz”, “Barış tehlikede, farkında mısınız!”
Taksim muharebesi sırasında, toplumun bir kesimi can havliyle “yaşam tarzını” savunurken, bazı kabiliyetli yazarlarımız, araya “barış sürecini” de sıkıştırmayı başardı.
Bir cepheyi zar zor takip ederken, zihnimizde “endişelenmek” için ikinci bir cephe daha açtılar.
Bir anda Başbakan’ın aslında hem hayat tarzımıza düşman olduğunu hem de Cumhuriyet tarihinin en hayırlı projesini, yani çözüm sürecini berbat edeceğini öğrenmiş olduk.
Bu arada Gezi rüzgarının arasına sıkıştırdıkları korsan sözleri kulaklara fısıldamayı sürdürdüler;
“Uludere’yi unutma…”
“Cezaevinde yatan binlerce masum Kürt siyasetçiyi unutma…”
“Erdoğan’ın hakaretlerini unutma…”
“Bak Öcalan’a terörist başı dedi, unutma…”
Beyaz Türklerin gözyaşları ve ağıtları eşliğinde (Bu çok pekiştirici oluyor) geçmişin bütün kötü hatıralarını aklımıza ve kalbimize üfleyip durdular.
Toplumu neye ikna etmeye çalışıyorlar?
Erdoğan’ın barış gibi hayırlı bir süreci başlatacak kadar “iyi” bir insan, lider olmadığına…
Amaçları ne?
Kürtleri savaş sürecindeki Erdoğan karşıtı çizgiye çekmek…
Türklerin ise barış süreciyle birlikte Erdoğan’a verdiği desteği en aza indirmek…
Beyaz Türkler, ulusalcılar ve laik elit, Gezi rüzgarını arkasına alıp Erdoğan’a karşı büyük bir iktidar savaşı başlatırken, bazı liberal kalemler aracılığıyla Kürtleri de yanına çekmeye çalışıyor.
Kürt barışını Erdoğan’a kaptırırlarsa tümden kaybedecekler.
Gezi rüzgarını arkalarına alıp Erdoğan’ın barışını vuracaklar.
Geçmişte de aynısını yaptılar ve başardılar.
Öcalan’la barış yapmak isteyen Özal’ı zehirlediler.
Öcalan’la barış arayışına giren Erbakan’ı devirdiler.
Öcalan’la barış için anlaşan Erdoğan’ı da aynı şekilde bitirmek peşindeler.
Erdoğan, Oslo sürecinde 7 şubat darbesiyle karşı karşıya kaldı. Kellesini istediler. MİT Müsteşarı Hakan Fidan için hazırlanacak olan iddianamede Erdoğan’ın da adı yer alacaktı. Büyük ihtimalle siyasi hayatı bitirilecek ve Yüce Divana gönderilecekti.
Başaramadılar.
İmralı süreci başlatıldığında Erdoğan’ın parti genel merkezindeki odası roketle vuruldu.
Şimdi de Gezi ayaklanmasını arkasına alan güç merkezleri tarafından, dört bir cepheden sıkıştırılarak iktidardan uzaklaştırılmak isteniyor.
Beyaz Türklerin safına geçen bazı liberal kalemlerin Erdoğan’ın akıl sağlığını kaybederek ülkeyi ateşe verecek bir diktatör olduğunu ilan etmesi boşuna değil; bu saldırıların amacı Kürt barışını Erdoğan’ın inisiyatifinden çıkarmak…
Son zamanlarda Kandil’de kamp kuran, hareketin röntgenini çekecek kadar olaya hakim olduğunu iddia eden gazetecilerin de aslında Kürt hareketinin önde gelen isimlerini markaj altında tutmaktan gayrı bir amaçlarının olmadığı ortaya çıktı.
İmralı’da mutabakata varıldığı haberini duyar duymaz Hakkari ve Diyarbakır’a koştular; “Kürtler kuşkulu”, “Kürtler ihtiyatlı”, “Kürtler İmralı’ya mesafeli”, “Kandil olmadan olmaz” yazıları döktürüp durdular.
Kırk dereden su getirip Kürtleri barışın olamayacağına inandırmaya çalıştılar. Olsa bile bu çok uzun yıllar alırmış; İRA uzmanı gazeteciler –üstelik büyük bir iyimserlik içinde- bunun yarım asır alacağını ve boşuna umutlanmamamızı tavsiye ediyordu.
Anlaşma hayata geçip PKK militanları sınır dışına çekildiği bugünler de hala Kürtleri “Erdoğan’ın barış yapamayacağına” inandırmaya çabalıyorlar.
İmralı’yı, Kandil’i baskı altına almaya çalışıyorlar.
Yıllarca Erdoğan’ı savaştığı için eleştiren bu isimler, bugün neden barışan Erdoğan’a karşı savaşıyorlar?
Mesleki bir neden bulamıyorum.
Çünkü daha makul, daha sağduyulu ve daha insaflı olmaları gerekirdi.
Savaş döneminde gösterdikleri toleransı, bu isimler barış döneminde göstermediler.
Erdoğan’ı sokaktaki ayaklanmacılara “Mussolini” diye hedef gösterdiler.
Göstericiler Başbakanlık ofisine saldırırken internet sitelerine yıldırım baskı yazılarla “Erdoğan Hitler gibi diktatör, “Tek mesele Erdoğan” diye kışkırtıcılık yaptılar.
“Uyanın ey Kürtler, Erdoğan barışı çöpe attı, haydi meydanlara” mesajıyla yüklü, son dakika kamuoyu açıklamalarıyla Kürtleri kışkırtmayı sürdürüyorlar.
Belki de bu eski Türkiye’nin hastalığı; gazeteciler, akademisyenler eskiden iktidar yapma-bozma oyununa katılırlardı. Zaten kulak verin, bütün hatıraları geçmişte hangi liderin nasıl iktidara getirildiği ve götürüldüğü üzerinedir. Bu hayatlarına fazlaca mana katmış ve bundan vazgeçemiyor da olabilirler.
Ama asıl sorun bence arkalarındaki dünya; yani Türkiye’nin eski muktedirlerinin dünyası, sırtlarını onlara dayayıp Erdoğan’a karşı bir savaş başlattılar, AKP’nin 11 yıllık iktidarı sürecinden hoşnut olmayan toplum-devlet içindeki güç merkezleri gömdükleri baltaları yeniden çıkardı.
Meselenin özü bu. Ne demokrasi, ne barış umurlarında. Tek dertleri varsa yoksa kendi iktidarları.
Bizim beyaz Türkler, Roma soyluları gibiler; demokrasi anlayışları sadece “makbul vatandaş”ları kapsıyor.
Yani Cumhuriyet’in dışladığı toplumun çok büyük bir bölümü bu potanın dışında kalıyor.
AKP hükümetinin 11 yıllık iktidar serüveni yeterli demokratik dönüşümü yaratamamış olabilir.
Hükümetin Cumhuriyet’in resmi toplumu olan ulusalcıları, Kürtleri, Alevileri, azınlıkları, diğer kimlikleri kucaklayacak bir sistemi yaratamadığı ortada. Buna elbette muhalefet edelim. Kimsenin kendi cemaatini “toplum” haline getirmesine izin vermeyelim.
Ama öncelikle barışı koruyalım, beyaz Türklerin barışı vurmak için hazırladığı tuzağa düşmeyelim. Çünkü özlediğimiz demokratik Türkiye barıştan geçiyor.
http://kurtulustayiz.wordpress.com/2013/06/19/gezinin-ruzgariyla-barisi-vurmak/
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019