Kurtuluş TAYİZ
Hasan Abi sağolsun. Biz İmralı’dan gelen 17 Aralık mesajını çat-pat sökmeye çalışırken o, Öcalan’ın içinden geçirdiği sese kulak kesilerek yine bir adım öne geçti. Abdullah Öcalan 17 Aralık için “darbe” diyor ama iç sesi “yolsuzluk” diyor. Mesela “Öcalan yolsuzluğa inanıyor mu, inanmıyor mu?” Hasan Abi’nin duyduğuna göre “Öcalan, rüşvete ve yolsuzluklara inanıyor; hatta Öcalan bu yolsuzlukların üstüne gidilmesini istiyor da denebilir.” Burada net bir ifade kullanılmamasının, kesinlik vurgusu yapılmamasının nedeni, birinin iç sesini dinlemenin kolay olmaması galiba. Ama tecrübe tam da burada devreye giriyor. Öcalan’ın iç sesini en iyi dinleyen yazarlardan biri olarak Hasan Abi, duyduğu o seslerin analizini yapmakta zorlanmıyor: “Evet! Öcalan da bu yolsuzlukların üstüne gidilmesini istiyor. ”
Tabii Öcalan’ın iç ses çözümleri burada bitmiyor. Hasan Abi’nin duyduğuna göre Öcalan “Erdoğan’la barış olmuyor” diye düşünüyor! Ama Öcalan bu kozu şimdilik saklıyor, en sonda öne sürecek! Şu an için sadece Erdoğan’a şöyle sesleniyor: “Darbe ihtimali görüyorsan, darbe teşebbüsü diyorsan, bunun için de derhal başta anayasa olmak üzere topyekûn bir demokratikleşme hamlesi başlat.” Yani burada aslında Öcalan, 17 Aralık için “darbe” bile demiyor! “Darbe” diyen yalnızca Erdoğan.
Abdullah Öcalan’ın açıklamalarında bir kez olsun “yolsuzluk” kelimesini kullanmaması, bu çevreleri rahatsız etmişe benziyor. Peki, kendilerinin bir kere olsun “darbe” dememesine ne demeli? Bu süreçte ortaya çıkan en büyük yolsuzluk, bence, bu darbe girişimini görmemek, gözlerden kaçırmaya çalışmak ve kalem-kağıtla bu darbenin üstünü örtmektir. En büyük yolsuzluk, gözlerimizin önünde cereyan eden bu darbe girişimini, “yolsuzluk operasyonu” diye sunmaktır. Bugüne kadar ki en ahlaksız darbe girişimini bile halka “yolsuzluk” soruşturması diye pazarlayanlar, aslında boğazlarına kadar yolsuzluğa batmıştır. Darbeyi görmezden gelen bu kalemler, kamu görevlilerine rüşvet veren, yolsuzluk yaparak tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenlerden daha az ahlaksız değildir; darbe goygoyculuğu yaparak, rüşvet alıp verenlerden daha fazla yolsuzluğa bulaşmışlardır.
Abdullah Öcalan’ın iç sesini bir tarafa bırakıp dışarı gönderdiği, açıkça söylediği sözlere kulak vermek daha yararlı: “Sürecin içinde ve dışında olan herkesin bilmesi gereken iki önemli hususu belirtmek isterim. Ülkeyi bir darbe ateşiyle yeniden yangın yerine çevirmek isteyenler bizim bu ateşe benzin taşımayacağımızı bilmelidir. Her darbe teşebbüsü bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da karşısında bizi bulacaktır. Ancak demokratik çözüm sürecine gönülsüz ve kavrayışsız yaklaşanlar da bilmelidir ki, bu ateşi söndürmenin tek yolu demokratik barışı bin an önce gerçekleştirmektir. Artık süreç ciddiyetsizliği ve yasal hukuksal çerçeveden yoksunluğu kaldıracak durumda değildir. Darbecileri teşhir ve mahkûm etmenin en etkili yolu ortaya net ve cesur bir demokratik müzakere programı koymaktır.”
Abdullah Öcalan’ın açıklamaları “ama”sız, “fakat”sız bir değerlendirmedir. Kuşkuya yer bırakmayacak şekilde 17 Aralık sürecini “darbe” olarak nitelemektedir. Öcalan sadece süreci “darbe” olarak tanımlamakla da kalmıyor; dikkat edilirse, bu darbecilere karşı aktif mücadele edeceğini de belirtiyor. Bu darbe sürecini boşa çıkarmanın tek yolunun ise “ortaya cesur bir demokratik müzakere programı koymaktan geçtiğini” vurgulayarak hükümeti uyarıyor.
Bu değerlendirmeleri pas geçip Öcalan’ın iç sesine veya aklından geçirdiklerine kulak kesilmenin sahtekarlıktan başka bir şey olmadığı ortada. Öcalan gibi darbeye darbe diyebiliyor musunuz, siz önce ondan haber verin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019