Kurtuluş TAYİZ
1990'larda adından söz ettiren Kürt Hizbullahı'nın sivil uzantısı olarak görülen Hüda-Par, PKK'nın son günlerde üye ve çalışanlarına karşı gerçekleştirdiği saldırıları "savaş ilanı" olarak değerlendirdi. Hüda-Par Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu tarafından yapılan bu açıklama yeni bir PKK-Hizbullah savaşının başlayacağı şeklinde yorumlandı. İki taraf arasındaki gerilimin 1990'larda olduğu gibi savaşa dönüşmesini şimdilik biraz uzak bir ihtimal olarak görüyorum; ancak bir süredir iki taraf arasında, bölgede yaşanan gerilimin önüne geçilmezse çatışma kaçınılmaz olabilir.
BDP ile Hüda-Par veya PKK-Hizbullah arasındaki gerilim 30 Mart öncesine uzanıyor. Hüda-Par'ın seçim çalışmaları için uzun yıllardan sonra sokağa çıkması, kendini görünür kılması Kürt hareketi tarafından sindirilemedi. Batman'da iki taraf arasında çıkan bir arbedede BDP'ye yakın bir kişinin ölmesi iplerin iyice gerilmesine neden oldu. Ancak 1990'lı yılların kanlı günlerini unutmayan bölge halkının sağduyusu olayların büyümesini engelledi. Batman'daki olayın büyümemesi iki tarafın da eski günlere dönme niyetinin olmadığını gösterdi. Fakat bu durum, seçim süresince BDP çevreleri tarafından Hüda-Par çalışanlarına yönelik küçük çaplı saldırılar yapılmasını da engellemedi.
Seçimler sonrası iki taraf arasındaki gerilimin arttığı gözleniyor. BDP, bölgede yönettiği belediye sayısını artırırken, Hüda-Par görünür bir başarı elde edemedi. Seçim sonuçlarının özellikle BDP için yatıştırıcı olması gerekirken, Kürt hareketi Hüda-Par üzerindeki baskısını daha da artırdı. Bunda Hüda-Par çevrelerinin payı ne kadardır, doğrusu kestiremiyorum; Hüda-Par'ın BDP'ye karşı kullandığı sert üslubun gerilimin tırmanmasında etkili olduğu öne sürülüyor. Ancak iki taraf arasındaki asıl gerginliğin Hüda-Par'ın bölgede KCK ve BDP'nin otoritesi altına girmemesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Hatırlanacak olursa Abdullah Öcalan, bir süre önce Diyarbakır'da toplanan İslam Konferansı'na Hüda-Par'ın da katılabileceğini söylemişti. Ancak Hüda-Par, BDP ve KCK kontrolündeki herhangi bir etkinliğe dâhil olmaya yanaşmıyor. Hüda-Par'a yönelik saldırıların Demokratik İslam Konferansı'nın ardından gelmesi, bu anlamda dikkat çekiyor. Diyarbakır'ın Lice İlçesi’nde Hüda-Par üyesi Mükail Açık'ın kaçırılmaya çalışılması, buna direnen üç kişinin kurşunlanması, Mardin Dargeçit'te bir Hüda-Par çalışanının motosikletli iki militan tarafından suikastla öldürülmesi, yine Lice'de Hüda-Par ilçe başkanının örgütçe kaçırılması, KCK'nın Hüda-Par'ın bölgede kendilerine tek alternatif güç olmasından endişe ettiğini ve bugünden Hüda-Par'ı sınırlamaya-bastırmaya çalıştığını gösteriyor.
Bu olaylar PKK-Hizbullah savaşını yeniden başlatma tehlikesini taşıyor. Ancak hem PKK'nın, hem de Hizbullah'ın son noktada bundan kaçınacağını düşünüyorum. Çünkü geçmişte iki taraf arasındaki çatışmalar sadece iki taraf arasında değildi, 1990'ların kanlı çatışmalarının arkasında devlet de vardı. 1993 yılında Meclis Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu üyelerine bilgi veren dönemin Batman Emniyet Müdürü Öztürk Şimşek’in şu ifadeleri (Daha önce bu ifadelere yer verdiğim "Hizbullah" başlıklı yazımın tamamına şu linkten ulaşılabilir: http://www.taraf.com.tr/yazilar/kurtulus-tayiz/hizbullah/14485/) sanırım aydınlatıcı olur: "Ne yazık ki Hizbullah örgütü mensupları bir dönem askerlerden yardım gördüler. Buradaki bazı askerî birliklerde silahlı eğitim yaptılar, lojistik destek gördüler. Bölgedeki Hizbullah karargâhı JİTEM binasının hemen yanında bulunuyor. Biz ne zaman operasyona kalkışsak derhal müdahale ediliyor.”
Resmi verilere göre 1990'lardaki PKK-Hizbullah savaşında 700 kişi hayatını kaybetti. Bugün aynı kanlı senaryonun tekrarlanabileceğini sanmıyorum. Türkiye büyük bir değişimden geçiyor. Abdullah Öcalan, devletin muhatap aldığı bir isim. Ateşkes ilan eden KCK ise çözüm sürecinin bir parçası. Kürt siyasi hareketi bölgede 100 kadar belediyeyi yönetiyor. Hizbullah'ın devamı olarak nitelenen Hüda-Par da silahları gömerek seçimlere girdi. Artık sahne arkasında çatışmaları başlatacak veya körükleyecek bir devlet yok. Hükümet akan kanın durması için büyük bir risk alarak barış sürecini başlattı. Mevcut tabloya bakarak 1990'larda olduğu gibi bir PKK-Hizbullah savaşına ihtimal vermiyorum.
Çünkü biraz sağduyunun yatıştıramayacağı, çözemeyeceği bir sorun yok artık.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019