Kurtuluş TAYİZ
Elma soyar gibi rahat, sorunsuz ve kolay bir darbe mi olacak? PKK silaha sarılacak, asker yeniden devreye girecek, hükümet gidecek, öyle mi?
Yurt Gazetesi'ne konuşan Cemil Bayık'ın elma soyarken çekilen fotoğrafının üzerindeki haberin başlığı şöyleydi: "Ya darbe ya iç savaş".
Bu sözler, Kandil ve HDP'nin çözüm sürecinde geldiği noktayı da gayet iyi özetliyor; Bayık'ın hükümete demek istediği şu: "Ya bize teslim olursun ya da Mısır'daki gibi bir darbeyle gidersin!"
Kandil'in böyle tehditler savurması kuşkusuz şaşırtıcı değil; ancak bu durumda bile Kandil ve HDP'nin çözüm sürecinin "mağdur" tarafı olarak görülmesi ve gösterilmesi şaşırtıcı. HDP ve Kandil'in hükümetin hedefinde olduğunu ilan eden yazarlara şu soruyu sormak gerekiyor: Hedefte olan kim? HDP mi yoksa hükümet mi?
Ankara'yı darbeyle, iç savaşla tehdit edenlerin hiç günahı yok mu? Sadece tehditle kaldıkları da söylenemez. 6-7 Ekim olayları zaten bir iç savaş dayatması değil miydi?
Yüksekova'da çarşı iznine çıkan sivil askerleri arkalarından vurmak, askeri yeniden oyuna davet etme anlamına gelmiyor muydu? Diyarbakır'da eşiyle alışverişe çıkan bir subayı pazarda öldürerek neyi amaçlıyorlardı? Hüda-Par'lılara yönelik infazlarla hedeflenen neydi? Güneydoğu'da neredeyse her gün bir vatandaşı yargılayıp infaz ediyorlar. Sokaklarda yol kesip vatandaşlara saldırıyorlar. Mahallelerde hendek kazıp kanton ilan ediyorlar. Bütün bu hareketler sizce hangi amaca dönük? Bu eylemler, Cemil Bayık'ın bahsettiği "ya darbe ya iç savaş" için değil mi?
Kandil'den yapılan açıklamaların sonucunda kanlı infazlar gerçekleşmese ve insanlar ölmeseydi bunlara "boş tehdit" ve "taktik açıklamalar" deyip geçebilirdik. Fakat Bayık'ın savurduğu tehditler hiç de boş laflardan ibaret değil; her sözün karşılığında bölgede kan akıyor.
Bu durum karşısında sağduyu elbette elden bırakılmamalı, çözüm sürecinden tabii ki vazgeçilmemeli; ama elma soyarken bu ülkeyi nasıl kan gölüne çevireceğini anlatan bir zihniyete, örgüte de azıcık tepki gösterilmeli. Kandil ve HDP'ye barış isteyip istemedikleri yüksek sesle sorulmalı. Barış istiyorlarsa sokakları kan gölüne çevirmekten vazgeçmeleri gerektiği söylenmeli. Bu gerçekleri es geçip sürekli hükümeti sorumlu göstermek en fazla çözüm sürecine zarar veriyor. Çözümü, barışı, kardeşliği getirecekse elbette hükümeti de suçlayalım. Sorumluluğun hükümette olduğunu söyleyelim. Fakat gerçek şu ki masada ısrarla oturan hükümet, masayı ısrarla devirmeye çalışan ise Kandil ve HDP.
Ve Kürt hareketi bugün 17-25 Aralık Yargı darbesiyle hükümeti devirmeye çalışanların umudu haline geldi. Kandil, Mehmet Altan'ın "iç savaşın kanlı yolundan geçmeden bu hükümetten kurtulamayız" sözleriyle özetlediği yoldan yürüyor şimdi. Ancak bu yol kimseye kan ve gözyaşından başka bir şey getirmez. Türkler de, Kürtler de kaybeder; kazanan, önceki darbelerde olduğu gibi arkadaki güçler olur. Barış ve çözüm süreci ise bu toprakların insanlarına kazandırır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019