Kurtuluş TAYİZ
"Bu bir kaset olayı değildir, bir komplodur. Bu komplonun hedefi sadece ben değilim, aynı zamanda CHP'dir. CHP de bu kirli tezgâhlar karşısında yolunu seçmek zorundadır. Benim istifa kararım, hem Türkiye siyasetini hem CHP'yi yeniden tanzim etmek isteyenlere bir imkân tanıyacak hem de CHP'ye bu komployla hesaplaşma fırsatı verecektir."
Deniz Baykal, 10 Mayıs 2010'da parti genel merkezi binasında yaptığı basın açıklamasında kaset komplosunu bu sözlerle açıklıyordu. Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi Baykal, kaset komplosuyla CHP'nin ve Türkiye siyasetinin yeniden dizayn edilmek istendiğinin farkındaydı. Partisini de bu komployla hesaplaşmaya ve CHP'nin ele geçirilmesine karşı çıkmaya çağırıyordu.
Ne var ki bu komplo CHP'nin dokusuna sızan, onun bir parçası haline gelen isimler üzerinden yürüdüğü için kısa sürede sonuç aldı. CHP yöneticileri, başlarına geleni anlama fırsatı bulamadan makamlarından uzaklaştırıldı. Yeniden tanzim edilen CHP yönetimi, Türkiye siyasetini dizayn etmek için hazırlandı. Kılıçdaroğlu'nun 17-25 Aralık darbesi öncesi ABD ziyareti, bu açıdan bir dönüm noktasıdır. CHP, bu ziyaretten sonra Pensilvanya'nın kurduğu istihbarat ağının yönlendirmesiyle darbenin siyasi üssü haline getirildi.
Türkiye siyasetini tanzim etmek için önce CHP dizayn edildi. Baykal'ın işaret ettiği gibi CHP, komplonun bu yanıyla hesaplaşma fırsatına sahipti, fakat başaramadı. Parti yönetimi, komployu düzenleyen "üst aklın" denetimine geçti. 30 Mart Yerel Seçimleri ile 30 Ağustos Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nde yaşanan büyük yenilginin ardından aslında Kemal Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğunda bir gün daha oturmaması gerekiyordu. Ancak Kemal Bey'i kurtaran yine komplonun arkasındaki "üst akıl" oldu; bu güç, seçim sonuçlarını ve Kılıçdaroğlu'nu sorgulatmadı. Hatta Meclis'teki "yumruklu saldırıyı" organize ederek Kemal Bey'i tartışılırken "mağdur" ve "kahraman" haline getirdi.
"MİT'in CHP'ye operasyon çektiği" iddiası da CHP'nin iç gündemini saptırmak amacıyla gündeme getirildi. Kılıçdaroğlu, Cemaat'in isteği doğrultusunda hem MİT'i hedef yaptı, hem parti içi tartışmaları bitirdi.
Ancak CHP, kaset komplosuyla er ya da geç hesaplaşmak zorunda. Dikkatleri MİT'in üzerinde toplayarak, bu hesaplaşmadan kaçmak mümkün değil. Sadece CHP'liler değil elbette; Deniz Baykal'ın da kaset komplosuyla ne kadar yüzleşme cesaretine sahip olduğu tartışma götürür. Fas'taki Cemaat okulunu ziyaretinin ardından Baykal'ın Zirve Üniversitesi'ndeki bir panelde Cemaat'e arka çıkması, hükümeti ise paralel yapıya karşı yürüttüğü mücadeleden dolayı suçlaması da bunu gösteriyor. Tabii burada akla şu sorular geliyor: CHP Genel Başkanlık koltuğundan kaset komplosuyla ayrılmak zorunda kalan Deniz Baykal, dönüş vizesi için umudu Cemaate mi bağladı? Eğer böyle değilse CHP'lilerin değil, Baykal'ın da hâlâ komployla yüzleşmesi fırsatı var. Komployla yüzleşerek, savaşarak itibarını geri kazanma şansı varken Baykal'ın, Cemaat'e boyun eğerek, adeta bir dilenci gibi itibarını geri istemesi kasetçilere teslim olması anlamına gelir. Ki bu Baykal'ın düşeceği son tuzak olur. Baykal, 10 Mayıs 2010'da düzenlediği basın toplantısında söylediği şu sözleri hatırlıyor mu: "Ben bu komploya teslim olmayacağım, siz de olmayın!"
DESTİCİ: 'MİT dinliyor' demedim
BBP (Büyük Birlik Partisi) Genel Başkan Yardımcısı Ünsal Karabulut, BBP Genel Bakanı Mustafa Destici ve Alperenler ile ilgili yazıma itiraz ve eleştirilerini aktarmak için dün beni aradı. Ünsal Karabulut, Sayın Destici'nin MİT tarafından dinlendiğine dair bir ifadesinin bulunmadığını, aksine Destici'nin, hükümet tarafından dinlendiğine dair uyarıldığını söyledi. "MİT değilse Cemaat mi?" diye yönelttiğim soruya Karabulut, "Yorum sizin" yanıtını verdi.
Karabulut, yazıda yer alan "Bizim tarlayı sürmüşler" sözünün rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu'na ait olmadığını ve Reha Muhtar'ın tanıklığının dışında bu konuda bir kanıt bulunmadığını belirterek, bu sözün Yazıcıoğlu'na hakaret içeriği taşıdığını vurguladı.
Köşemde yer alan "Alperen Ocakları'na üye gençlerin ülkenin en büyük siyasi suikastlarında kullanıldığına" dair ifadelere de itiraz eden Karabulut, ne Rahip Santoro, ne Malatya Zirve Katliamı dava dosyalarında Alperen gençliğiyle ilgili suçlamaların yer aldığını söyledi. Hrant Dink suikastında yer alan gençler ile HDP Genel Merkezi'ndeki bıçaklı saldırıyı düzenleyen kişiyi sorduğumda ise Karabulut, adı geçen isimlerin kendi gençlik örgütlerine gelip gitmiş olabileceklerini ancak bunların kendi üyeleri olmadığını, 'Alperenler' adıyla pek çok dernek açıldığını, bunların da kendileriyle bağlantılı olmadığını sözlerine ekledi.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019