Kurtuluş TAYİZ
Yakın tarih, Gülen Cemaati ve PKK'nın Türkiye'yi kontrol etmek için kullanılan iki ayrı enstrüman olduğunu gösteriyor. Bunu sanırım en iyi ifade eden isim de Abdullah Öcalan; bir keresinde "Beni Türkiye'ye teslim ettiler, Gülen'i ise Amerika'ya aldılar" demişti. Bu sözleriyle Öcalan, Ortadoğu'da oyunu aslında büyük güçlerin kurduğunu, Türkiye'yi kontrol eden gücün de Amerika olduğunu işaret ediyordu. Dönüp siyasi tarihe baktığımızda Türkiye'deki önemli gelişmelerin hep bu iki yapıyla bağlantılı geliştiğini görebiliriz.
"Büyük balık küçük balığı yutar" misali, küçük örgütler -her ne kadar kendilerini bağımsız bir yapı olarak tarif etseler bile- büyük devletlerin etkisi altına girmekten kurtulamıyor. Öcalan, 1984'te Kürt isyanını başlattı ama 1990'larda istediği halde isyanı sonuçlandıramadı. Çok geçti artık; ilk barış denemesi silahsız 33 erin PKK tarafından katledilmesiyle sonuçlandı. Öcalan'a yeşil ışık yakan siyasi aktörler ise siyasal olarak zayıflatılıp tecrit edildi. Turgut Özal ve Erbakan'ın başına gelenler, doğrudan bu konuyla bağlantılıydı.
* * *
Abdullah Öcalan PKK'yı belki kendi başına kurdu ama 1990'lardan sonra bu örgütü artık kendi başına yönetmiyordu. Görünmeyen ortakları vardı. PKK'yı 1999'a kadar Türkiye'ye karşı kullandılar. Abdullah Öcalan'ı Türkiye'ye hâlâ neden verdikleri tam olarak çözülebilmiş değil; Apo'dan kurtulup PKK'ya el koymak için mi, Barzani ve Talabani'nin önünü açmak için mi, yoksa PKK'yı bir süreliğine nadasa bırakma ihtiyacı hasıl olduğu için mi bilinmez; ama tek bilinen, Öcalan'ın Türkiye'ye teslim edilmesinden sonra Gülen'in Pensilvanya'ya alındığı ve Cemaat'in o tarihten itibaren ABD'nin Türkiye'yi yeniden dizayn etmek için kullanmaya başladığı.
Fethullah Gülen, yargı darbesine hazırlandığı günlerde, yani 17-25 Aralık’tan birkaç ay önce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve HDP lideri Selahattin Demirtaş, birer ay arayla Amerika'ya gitti. 30 Mart Yerel Seçimleri öncesine denk geliyordu, bu ziyaretler. CHP lideri, yargı darbesinin siyasal sözcülüğüne soyundu. Kürt siyaseti ise Öcalan'ın etkisi sayesinde 17-25 Aralık darbesine açıktan omuz veremedi. Oysa oyun planı açıktı; ABD, Pensilvanya üzerinden geliştirdiği yargı darbesine siyasi ve toplumsal güçleri de katarak Erdoğan ve AK Parti'den kurtulacaktı. İşler aslında planlandığı gibi gitti; Gülen, yargı üzerinden hukuk darbesine girişti; CHP, darbenin siyasi sorumluluğunu üstlendi; fakat Kürt siyaseti, Öcalan'ın etkisiyle darbeye katılamadı. Buna rağmen "üst akıl", Erdoğan'ı devirmek ve AK Parti'den kurtulmak için aldığı kararda değişikliğe gitmedi. Bu kez yılların çalışmasıyla ortaya çıkan paralel devlet mekanizması üzerinden, darbenin eksik ayağını tamamlamak için start verildi.
* * *
17-25 Aralık darbesinin arkasındaki güçlerin birdenbire ve topluca Kandil'in arkasına geçmesi, oyun kurucu gücün, Kürt aktörleri başrolde oynatmaya karar verdiğini gösteriyor. Pensilvanya'dan yapılan tehditlerin yerini Kandil'den yapılan tehditlere bırakması, Pensilvanya'ya akın akın yapılan ziyaretlerinin rotasının birden Kandil'e dönmesi buna işaret ediyor. Gülen'in elini öpmek için sıraya girenlerin, Kandil'deki örgüt liderlerinin elini öpmek için sıraya girenlerle aynı olması tesadüf mü? Ne yaşlı başlı yazarların yaptığı HDP güzellemesi, ne de sanatçıların "oyum HDP'ye" kampanyası rastlantı. Pensilvanya üzerinden 30 Mart yerel seçimleri öncesi yapmaya çalıştıklarını, 7 Haziran seçimleri öncesi Kandil ve HDP üzerinden yapmaya devam ediyorlar, arada herhangi bir fark yok.
Bu değişikliğe yakın zamanda karar verildiği anlaşılıyor. Büyük ihtimalle Gülen cemaatinin sonuç alamayacağı anlaşıldığında, oyun planı değiştirildi. Siyasal iktidara karşı daha "meşru" bir merkez seçildi.
Selahattin Demirtaş'ın 6-7 Ekim olayları öncesi ABD'ye yaptığı ziyaretle birlikte Pensilvanya merkez olmaktan çıktı; Kobani olaylarıyla merkez Kandil'e kaydı. Bu yeni sürecin iki boyutu var; Demirtaş öncülüğündeki Kürt siyasetini güçlendirerek, AK Parti karşıtı koalisyonun parçası haline getirmek. Bu belli bir olgunluğa ulaştığında ise Mehmet Altan'ın -bir öngörü olmaktan çok bir kararı ifade eden- o ünlü "iç savaş cehennemi" devreye sokulacak.
Ancak 17-25 Aralık darbe girişimi gibi bu "iç savaş" hesabının da tutmayacağını şimdiden söyleyelim.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019