Kurtuluş TAYİZ
Kemal Bey ve CHP, siyasi bir mesele olmaktan çıkıp hızla devlet sorunu olmaya doğru ilerliyor. Kendi devletine karşı kurulan kumpaslarda oynadığı rol ile gündeme gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ülkenin bekasını tehdit eden güç ve örgütlerle kurduğu ilişki ve yakınlık CHP’yi devlet sorununa dönüştürüyor.
Siyasi bir parti aslında hiçbir zaman devlet için bir sorun teşkil etmez. Devleti idare eden partiler arasındaki çekişme “siyasal alan”ın sınırları içindedir. Devleti yöneten kadro ve iktidar partisi de meseleye siyasi olarak bakar.
Fakat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutturduğu istikamet devleti ve iktidar partisini bir açmaza doğru sürüklüyor.
Bunun nedeni, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin, kurduğu ilişki ve izlediği politikayla devletin bekasını tehdit eden gelişmelerin bir parçasına dönüşmesi.
Türkiye’yi işgale açık hale getirmeyi ve devleti çökertmeyi amaçlayan 15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren FETÖ ve arkasındaki uluslararası güçlerle CHP arasında sıkı bir “müttefiklik” bağı söz konusu.
15 Temmuz, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmayı, Suriye ve Irak’ın bugünkü iç savaş haline sürüklemeyi hedefliyordu.
FETÖ, PKK, HDP, DHPK-C gibi örgütler, hâlâ bu büyük planın taşeronluğunu yapmakta. Bu örgüt ve bu örgütlerin arkasındaki güçlerle ana muhalefet partisinin ilişki ve yakınlığı normalde söz konusu olamaz, olmamalı.
Bir siyasi parti, bu ülkenin bekasını tehdit eden örgüt ve güçlerle yakınlık kurarsa, ortak hareket ederse bu durum, öncelikle devlet için bir “sorun” teşkil eder. Dünyanın her yerinde egemen bir devlet için durum aynıdır.
Kısacası Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP bugün ne AK Parti iktidarının, ne Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sorunu olarak görülebilir. Seçim istatistikleri ortada; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kazandığı, Kemal Kılıçdaroğlu’nun kaybettiği seçimler ortada. Sorun siyasi değil, devletin bekasını ilgilendiren bir mesele.
“Adelet yürüyüşü”, “Adelet kurultayı” gibi CHP etkinlikleri, Kemal Bey’in parti tabanını FETÖ, DHKP-C, PKK/HDP ve arkasındaki yabancı güçlerle ortak bir cephe kurmaya hazırlama sürecidir. Kemal Kılıçdaroğlu, partisini maalesef bu ülkenin aleyhinde işlere sokmuştur, bu istikamette ilerlemeye de niyetli görünmektedir.
Uluslararası güçlerin ve vesayetçi medyanın Kemal Kılıçdaroğlu üzerinde oluşturduğu koruma kalkanına bakmak birçok şeyi anlamak için yeterli aslında; koruma altına almaya çalıştıkları aslında bu adam değil, Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden politikalardır. Kim olsa aynı korumayı verecekler. Kısaca Batı, Türkiye’nin bütünlüğüne dönük içeride oluşan bir tehdit unsurunu pamuklara sarıp koruma altına alıyor; olayın özü budur. CHP’liler bu gerçeğin ne kadar farkında, burası ayrıca tartışılır.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019