Lale KEMAL

Kimlere karşı operasyon
8.01.2014
1935

 Başbakan Erdoğan’ın, geçen hafta sonu düzenlediği basın toplantısına, tek tük muhalif basından da davet ettiği isimlerden Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç, iktidarın, komplo dediği rüşvet operasyonunun planlayıcıları kategorisine soktuğu kesimlere karşı başlatacağı geniş çaplı operasyondan söz ediyordu. Yine Zaman yazarı Hüseyin Gülerce de hafta sonunda Beyaz TV’de yaptığı konuşmasında, önümüzdeki günlerde Gülen Cemaati’ne yönelik büyük operasyonlar yapılacağını savunarak, “Daha önce yaşanmamış bir operasyonu yaşayacağız,” diyordu.

Gülerce, “Çok büyük bir fırtına geliyor diyorum... Bu olay ne Selçuklu da yaşandı ne Osmanlı da. Böyle yangın Sünniler arasında hiç yaşanmadı. 700-1000 polisin yeri değişti. Herkesin burada dikkat çekeceği şey hukuk. Yanlış yapanlar hukuk çevresinde değerlendirilsin,” telkininde bulunuyordu.

Başbakan Erdoğan ise, “devlet içindeki paralel yapılanma” içinde yer alanlar ile “kendisine komplo kuranları” masum insanlardan ayırt ettiklerini, kimsenin haksız yere mağdur edilmeyeceğini söylüyordu.

Ne var ki, operasyon çoktan başladı, neredeyse 800’ün üzerinde polis tasfiye edildi, Cemaat’e yakın medya sektöründe de yer alan Koza madencilik şirketinin bir sahası kapatıldı. Dolayısıyla, operasyonun kapsama alanı çok geniş, öyle sınırlı değil.

Hükümetin hedef tahtasına; bu yaz görev süresi dolacak olan ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone üzerinden Washington, Gülen Cemaati, gazeteciler, işadamları, yargı, polis gibi geniş bir kesim oturtuldu.

Hükümet bir korku imparatorluğu kurduğunun farkında değil mi?

Gülerce, eli kulağında mealinde söylediği olası genişletilmiş hükümet operasyonu bağlamında “bu yangın hiç yaşanmamıştı,” diyor. Evet, Türkiye tarihinde ilk kez dindar kesimler karşı karşıya gelmiş durumda.

Nasıl bir ironidir ki bu, demokratik hukuk devletinin olmazsa olmazı olan askerin siyasetteki rolünü sonlandırmak için attığı reform adımlarına destek aldığı kesimlerle hükümet şimdi savaş hâlinde. Bu savaşı yürüttüğü geniş kesimleri de orduya kumpas kurdukları iddiasıyla töhmet altında bırakıyor ve yanına, siyasi gücünü bir ölçüde kırdığı orduyu çekmeye çalışıyor.

TSK, kendisine kumpas kurulduğu iddialarıyla ilgili yaptığı suç duyurusunda, kurum ve bazı mensuplarıyla ilgili aleyhte olduğunu öne sürdüğü yayınlarla ilgili de suç duyurusunda bulunmuş. Keşke bu yola başvurmasalardı, zira TSK’nın, dönemin üst düzey komutanları tarafından da doğrulandığı üzere kurum olarak andıçladığı hayatlarını kararttığı milyonlarca insan kendisi aleyhine suç duyurusunda bulunursa ki kumpas iddiası gibi değil belgeli bu mesele içinden çıkılmaz hâle gelir.


SUPERONLINE’IN CİDDİYET SORUNU

Turkcell Superonline, Türkiye’nin ilk internet sağlayıcılarından, dolayısıyla artık kurumsallaşmış olması gerekiyor ama nerede... Aralık sonlarına doğru, bu firmanın bana önerdiği makul gelen yeni kampanyayı kabul ettim ama etmez olaydım. Günler sonra internetim kesildiğinde ancak öğrenebildim ki bu yeni kampanyayı kabul ederken internete bağlanmam için yeni bir modemin de bana verilmesi gerekiyormuş. Yeni bir modemin gerekliliğini ise, abartmıyorum belki de iki ila üç saat arasında Superonline Müşteri Hizmetleri’ne ısrarla yaptığım altı yedi telefon görüşmesi sonunda öğrenebildim. Ve dün itibariyle internetim bağlanmış değil, ama Superonline, yol açtığı tarifi imkânsız mağduriyetimi günlerdir gidermezken vermediği hizmete mahsuben tıkır tıkır banka hesabımdan para çekmeye devam ediyor.


[email protected]

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar