Lale KEMAL

TSK ve IŞİD’le savaş
22.10.2014
1803

 Abdullah Gül’ün, cumhurbaşkanlığı görevini Erdoğan’a devrettiği 28 Ağustos’a birkaç gün kala, bu makamın internet sitesinden, asker ve sivil yetkililer ile akademisyenlerden oluşan bir ekibe hazırlatılan Türkiye’de savunma reformu raporu yayımlandı.

Rapor, hem içeriği hem de asker sivil şahısların bir araya gelerek hazırlamış olmaları açısından bir ilki temsil ediyor. İçeriği açısından da bir ilk zira, Türkiye’nin, bugünün tehditlerine yanıt vermedeki yani caydırmadaki çok ciddi denilebilecek eksikliklerine işaret ediyor. Örneğin, raporda, Türkiye’nin gelişmiş ülkelere göre muharip yani savaşan asker sayısının azlığına işaret edilirken TSK’nın ülke dışında da konuşlanabilmesi ve görev yapabilmesi yeteneğine kavuşması yani sınırötesi operasyonda daha etkin hale gelmesi öngörülüyor. Raporda, savunma reform çalışmasının temel amacının,  TSK’nın askeri etkinlik ve iktisadi verimlilik ana eksenlerinde muharip görev odaklı elit bir askeri güç olarak yapılandırılması olduğuna dikkat çekilirken bu amaca hizmet etmek için zorunlu askerlik uygulamasının sonlandırılıp profesyonel orduya geçişin öneminin altı çiziliyor.

Bugünün asimetrik savaş denilen terörle mücadele, siber savaş, enerji güvenliği tehditleri ve hatta artık savaşların uzaya taşınmakta olduğu gerçeğini de düşünürsek Türk ordusunun, bu türden tehditleri bertaraf etmede daha katedeceği çok mesafe olduğu, Gül’ün raporla ilgili mayıs ayında yaptığı şu tesbit ile de ortaya çıkıyordu; “1960 yılından (İlk askeri darbenin yapıldığı yıl) bu yana ordusunun yeniden yapılandırılmadığı ender ülkelerden biriyiz.”

Avrupa Birliği Komisyonu’nun, Türkiye’ye dair hazırladığı 8 Ekim tarihli ilerleme raporunu incelediğimde, Gül’ün hazırlattığı bu savunma reformu raporundan tek bir alıntı dahi görmeyince nedenini araştırdım. Meğersem, iktidarın AB ile ilgili birinci elden ismi, Erdoğan’ın rekabet içinde olduğundan dolayı Gül’ün hazırlattığı bu çok önemli raporun zikredildiği bölümü, ilerleme raporundan çıkarttırmış. Raporun, ilerleme raporundan çıkarttırılmış olması, iktidarın, askeri reformları devam ettirme iradesini diğer reformlar gibi çoktandır kaybettiğinin de bir kanıtı.

Ne var ki, Türkiye’nin, kimi iktidar bekası adına ordusunun reformunu geciktirme lüksünün olmadığı yanı başımızdaki en sıcak IŞİD terör örgütü ile savaşta kendisini gösteriyor. Zira TSK’nın yeniden yapılandırılmamış olması, örneğin, birliklerini kimi bölgelerde gereksiz yere tutuyorken kritik bölgelerde dikkatinin dolayısıyla dağılıyor olması IŞİD gibi asimetrik unsurlara karşı etkin mücadeleyi zorlaştırma riski taşıyor. Gül’ün hazırlattığı raporda da teşhis edildiği üzere asimetrik terör unsurlarına karşı mücadelede, muharip birlik sayısının fazla olması ve profesyonel bir ordu gerekiyor.

Nitekim, Erdoğan’ın, başbakan sıfatıyla CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin 16 Temmuz 2010 tarihinde basına yansıyan bölümünde, terörle mücadelede acemi erlerle arzu edilen sonucun alınmamış olmasından dolayı profesyonel birliklerin başarıyı artıracağını söylediği biliniyor.

Diğer yandan, TSK’nın, Amerikan önderliğinde koalisyonun yürüttüğü IŞİD’le savaşta askerin pozisyonu gibi alanlarda dahi -Peşmergelerin Türkiye’den Kobane’ye geçişleri gibi- resmi görüş beyan etmezken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel’in, örneğin, PKK ile ilgili yol haritasının kendileriyle paylaşılmamış olduğunu basına açıklamış olması sivil-asker ilişkilerindeki sorunlara da işaret ediyor.

Yanı başımızdaki, otoriter yönetimlere karşı halk ayaklanmaları ve yönetim boşluklarından yararlanıp büyüyen IŞİD gibi terör örgütlerine karşı mücadele, ordunun da reforme edileceği demokrasiyi ilerletmekten geçiyor. [email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar