Mehmet AKBACAK
Yurtdışında yaşayan bir yakınım; orasının ne kadar sakin, huzurlu ve sessiz olduğunu söylediğinde, o zaman da çok sıkıcı olmazmı demiştim.Gerçekten bu kadar hengame içinde yaşarken, birden böyle huzurlu ortama girdiğinde sıkıcı gelmesi doğal.1960 darbesinde ilkokulu bitirmiştim; 1971 darbesinde üniversite öğrencisi, 12 Eylül’de öğretmen, 28 Şubat’ta mesleğin son yılları ve 17 Aralık’ta tam emekliliğe geçiş.Şöyle geriye baktığımda huzurlu bir dönem yaşamamışız, bize huzuru çok görenler demek ki; bütün bunları kendi huzurları için yapmışlar.Yıllarca bize Menderes’e küfredersek ilerici,demokrat ve devrimci olacağımız işlendi.Cuntacıların kendi aralarındaki kavgada taraf edildik, bir cuntacıya söverken,diğer cuntacıya yandaş olduk. Peki sonra ne oldu; anladık ki bu yukarıdakilerin kendi aralarındaki iktidar kavgası.(Hala anlamayanlar bir hayli fazla) Bundan dolayı (AK Parti piyasada yokken) egemenlerin kalemşörleri oyunun farkına varanlara küfretmeye, kamuoyunda itibarsızlaştırma kampanyasına hız verdiler.Macun tüpten bir defa çıkmasın yeter.Onu tekrar geriye sokmanın imkanı yoktur.Yıllarca sürdürülen kamplaşmalar topluma huzur vermediği gibi, ölümlere ve ekonomik yıkımlara da neden oldu.Bu kamplaşmalar bazen sağ-sol,bazen laik-anti laik,bazen de Türk-Kürt kavramları üzerine oturtuldu.Darbeler de bu kavramların üzerinden operasyonlar üreterek yapıldı.Bu nedenle elit dışında darbe mağduru olmayan kalmadı.
Yüzyılın sorunu ve son 30 yıldan beri yaşanan çatışmalı Kürt sorunu ilk defa devlet katında barış amaçlı masaya yatırıldı.İşte ne olduysa bundan sonra oldu.Çünkü ellerinde koz olarak kalan son kartlarıydı.Başladılar barış girişimini baltalamaya.Önce; aman PKK’ya güvenmeyin savaşacak gücü kalmadı, bir iki sefer daha saldırırsak yok olacak dediler, tutmadı.PKK’yla masaya oturmak vatana ihanettir dediler,tutmadı.Bu sefer eli ayağı düzgün gibi görünenler çıktı sahneye.Bu seferde Kürt’lere ve barışı destekleyenlere; sakın AKP’ye güvenmeyin, demokrasi gelmeden barış olmaz dediler.Bu biraz tutar gibi oldu ama yinede tutmadı.Bu tutmayınca yıllarca Erdoğan’a karşı olanlar; bu diktatördür,sivil dikta rejimi kurmak istiyor dediler.(Gerçi sayın Başbakanın ifadeleri de bu söylemi destekler mahiyette idi.) Tarihte hiçbir diktatöre yaşarken yazılı ve görsel medyada bu sıfatı söylemek o kadar da kolay değildir.(Maaşallah bizde rahatlıkla söyleniyor.)
İngiltere’de, İspanya’da, G.Afrika Cumhuriyet’inde bu sorunları çözmeye çalışanlar gizlice görüşerek, barış girişimini başlattılar. (Çünkü savaş kışkırtıcıları o kadar yanlı propaganda yaptılar ki görüşmek bile hainlikti.) Hükümet de aynı yöntemi uyguladı.El adamı boş dururmu; görüşme kasetleri basına sızdırıldı, yazılı ve görsel medya şoven ve ırkçı saldırılarına hız verdi.Fakat istenilen amaca ulaşmadı,hatta hatta kiminle savaşıyorsan onunla barışacaksın diye destek verildi.Görüşmeye katılan Mit görevlilerini tutuklamak için, bazıları devreye girdi.İlk hat burada koptu.Bu hükümetten kurtulmak için ne yapılacaksa yapılmalıydı.Gezi olaylarını bahane ederek(Gezi eylemi ilk birkaç gün gerçekten sivil ve demokratik karakterliydi.) kaos ortamı yaratıldı,fakat amaçlanan olmadı.Yalnız burada şunu tekrar söylemek durumundayım; Sayın Erdoğan yangına benzin taşıyarak gezi eyleminin krize dönüşmesine yardım etti.(Bilemem belki de bilerek yaptı.)
Gelelim 17 ve 25 Aralık krizine; yukarıda sıraladığım olaylardan sonuç alamayan çevreler kamuoyunun çok duyarlı olduğu yolsuzluk ve rüşvet konusunu bir paket hazırlayarak sahneye çıkardılar.(Bu olay olmamıştır demiyorum.) Yalnız Türkiye’de ilk defa oluyormuşcasına, sanki bu iktidardakiler sütten çıkmış ak kaşıkmış gibi yaklaşımlarla büyük taarruza başladılar.Burada dikkat edilecek olan şuydu; taarruza katılanlardan bir gurup, iktidarın içinde yer almış, bugüne kadar iktidarın nimetlerinden yararlanmış,daha düne kadar ezilen, horlanan bu gurup hem ülke içinde hem de ülke dışında atılımlar yapmış,iktidarı yıkabilecek güce sahip olduğuna inanmış ve bugüne kadar kendilerine küfredenlerle koalisyon oluşturmuş.(Eeeeeee ne oldum deme,ne olacağım de.Her iki kesim içinde geçerli.)
Bütün bunların sonucunda; toplumum her kesiminde ayrışmalar yaşanıyor.Yalnız iki kesimin duruşu(AK Parti dışında)dikkate değer.Birincisi KCK, ikincisi demokrat ve özgürlükçü çevreler.(Gerçi bazı ufak tefek sarsılmalar olmadı değil.) Peki ne diyorlar; yolsuzluklar kapatılmasın, üzeri örtülmesin, suçlular cezalandırılsın ama hükümeti yok ederek ara rejim arayaşlarınagidilmesin.Çünkü bu ara dönemlerde neler yaşadık, kimse olanları unutmadı.Bu da yaşananların oluşturduğu demokrasi deneyimi.Kamuoyunda demokratların ve özgürlükçü çevrelerin pek fazla karşılığı yok ama,Kürt’lerin önemli bir gücü var.Hem gezi olaylarında,hem de son olayda İmralı’nın hükümete karşı olanlara destek vermemesi üzerine okların yönü İmralı’ya çevrildi.”Yangına yerine benzin taşımayız”.Diyen sayın Öcalan’ı bitirme operasyonu başlatıldı.Bu konuda 12 Eylül öncesi de görevli olanlar devreye sokuldu,sorgulama sırasında çekilen görüntüler(Montaj olduğu söylenen) medyaya servis edilerek,sözde Kürt’leri demoralize ederek barış girişimine engel olmak.Ama nafile, tutmuyor,tutmayacak.Beni asıl üzen Kürt kimliğine sahip çıkan,yıllarca yapılan zulümlere karşı çıkan bazı sol liberalim diyenler; barışın kaçınılmaz olarak sağlanacağı kesinleşince ne barışı; Öcalan Türk’leri kandırıyor,AKP’nin yandaşı oldu gibi söylemlerle sahneye çıkmaları.Biz alışmışız Yeşilçam filmlerine; iyi adamlar ve kötü adamlar filmin başında bellidir.İyi adamdan kötü,kötü adamdan iyi olmaz.Tabii ki gerçek hayat böyle değil.Bizim yıllardır kötü adam olarak tanıdığımız kişi;76 milyonun kaderinde çok olumlu bir rol oynuyor, buna karşılık yıllardır ağzı dualı,beş vakit namazında niyazında olarak bildiğimiz kişinin ağzındaki dualar yerini bedduaya bırakmış.Beddua eder veya etmez onun bileceği iş ama, bedduayı bizim arabanın şoförüne yapıyor,araba devrilirse bizim halimiz ne olur, onu düşündüğü yok.
Bu hafta Muhteşem Süleyman’ın final bölümü oynanacak.Süleyman oğlunun katledilmesinin kararını verecek.Kararı da Şeyhüislam onaylayacak.(Oğlunun katledilmesinin kararını veren babaya nasıl karşı çıksın.) İktidar böyle bir şey,Menderes’ler,Deniz’ler niçin asıldılar sanıyorsunuz.(Gerçi hala asılmalarını gerekçelendirenler var, ne yazık ki)Ben karışmamdiyemezsin.Çünkü bu kavganın sonunda en fazla sen mağdur olacaksın.Bu nedenle; kim demokrasiyi savunuyorsa, kim barışı savunuyorsa onun yanında olmalısın.Hani bazılarının söylediği bir söz var,ben onu şöyle ifade edeyim.Önemli olan BARIŞ ve DEMOKRASİ’dir. Gerisi teferruattır.
NOT: Son aldığım bir bilgiyi aktarmak istiyorum.Halkların Demokrasi Partisi (HDP) Düzce’de yerel seçimlere giriyor.Seçim bürosu olarak kullanacağı yer tutma konusunda zorluklarla karşılaşıyor, tutulan yer sonradan iptal ettiriliyor.Ülkesini seven herkes her türlü düşüncenin özgürce ifade edilmesini ister.İstemeyenler ise; sen siyaset yapma dağa çık, diyorlar demek bile içimden gelmiyor ama işin gerçeği bu.Aklı selim Düzce’lilere görev düşmekte, aman yangına körükle gitmeyelim.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019