Mehmet ALTAN
Tam iki hafta önce bu sütunlarda yayınlanan ‘Hayat ve Plan’ başlıklı yazımın bir bölümü şöyleydi:
“Türkiye’de insan ölümleri ‘siyasi’ değilse kimse dönüp bakmaz, hâlbuki dönüp bakmayanların tümü de yarın bir gün aynı akıbete uğramaya adaydır.
Trafikteki muayene yetersizliğinden salkım saçak insanlar yollarda ölürken, iş kazaları da fazla mesai yapan Azrail’e dönmüş vaziyette.
Hatırlayın, 2014’ün ilk üç ayında 276 işçimizi iş kazalarında ve meslek hastalıklarında kaybettik.
İlk üç ayda hayatını kaybeden 276 işçiden 3’ü 18 yaş altındaki çocuklar.
2012’de 878, 2013’te ise bin 235 işçi iş kazasında hayatını kaybetmişti.
Taşeron işçi kullanımı azalmadığı, kayıt dışılık ortadan kalkmadığı, ağır ve tehlikeli işlerde kadınların ve çocukların çalıştırılmasına fütursuzca devam edildiği, kısacası kötü çalışma şartları sürdüğü sürece iş kazaları, çocuk yetişkin ayırt etmeden hayatları karartmaya devam edecek.
Taşeronlarla çalışan işçilerin, iş kazalarına daha fazla muhatap olduğu biliniyor, taşeron şirketlere yönelik yeni bir düzenleme fazlasıyla gerekli.
Özellikle inşaat sektöründe yeni bir düzenlemenin hayata geçirilmesi şart.
Ancak siyasal iktidarı ‘müteahhit lobisi’ finanse ettiği için önlem alınmıyor, işçiler ölmeye devam ediyor.”
Sonra şöyle devam ediyordu:
“Başıboş ölüm makineleri gibi dolaşan muayenesiz araçların, taş kesilmiş bir toplumsal vicdan karşısında düzenli ve sürekli yitip giden işçilerin yanı sıra sistematik bir toplumsal baskı da yüksek bir ivmeyle seyrediyor.”
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Türkiye’de hemen hemen kimsenin dönüp bakmadığı bu sıradanlaştırılmış cinayetleri yıllardır tekrarlayıp duruyordum.
O zamanlar, bu tür cinayetlerde bizim toplumsal eşiğimizin ‘300 günahsız insanımızı kaybetme’ düzeyinde olduğunu bilmiyordum, tek bir insanın iş kazasında ölmesinin vicdanları ayaklandırmaya, demokratik bir isyan yaratmaya yeterli olduğunu sanıyordum.
Meğerse gerçeği görmek için tarihimizin maden ocaklarındaki en ağır dramı olan Soma trajedisini bekliyormuşuz.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Ankara, insanlarımızı adeta bir ‘seri katil’ gibi yok ediyor.
Belli ki bu Ankara’nın ‘fıtratında’ var.
Eğer cinayetlere karşı sesini yükselten olur ise bu kez de tekmeliyor, tokatlıyor, küfrediyor.
Ama…
Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün 176 numaralı ‘Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi’ni 19 yıldır imzalamıyor…
Bu yüzden insanlar ölüyor.
Türkiye, amacı işçilerin çalışma koşullarını iyileştirmek ve hak ihlallerini engellemek olan Uluslararası Çalışma Örgütü’nün anlaşmalarını uygulamadığı için kara listesinde.
Sadece bu mu?
İşçilerin iş kazalarında ölmesini engelleyecek yasaları ve uygulamaları gerçekleştirmeyen Türkiye, Avrupa Birliği müzakere sürecinde, güvenceli bir çalışma ortamını oluşturacak olan Sosyal Politikalar Faslı’nı önünde hiçbir engel bulunmamasına rağmen de açmıyor.
Bu tavrın ve anlayışın temelinde, çok ucuza ve güvencesiz çalıştırılan taşeron işçiler ve onların ölümleri üzerinden ucuz maliyete ihracat yapmak yatıyor.
Örneğin, Soma’daki büyük facianın meydana geldiği kömür ocağını işleten Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan, devlete ait Türkiye Kömür İşletmeleri’nin 130-140 dolara mal ettiği kömürün tonunu 23,8 dolara çıkardıklarını anlatırken maliyeti ‘özel sektörün çalışma tarzı’yla düşürdüklerini söylemişti.
Bunun adı ‘cinayet ekonomisi’dir.
Ölenlerin ailelerine ödenen para, ölümleri önleyecek önlemlere yapılacak harcamalardan çok daha az.
Katma değeri çok yüksek ürün üretemeyince, ekonomi insan kanı üzerinden faaliyet göstermeye başlıyor.
Dünyanın en büyük kömür üreticisi Almanya bu tespiti fazlasıyla doğrulayan çarpıcı bir örnek.
Almanya’da ‘maden’ işletmeleri tamamen devlet kontrolünde…
Türkiye ise madenlerini özelleştiriyor ve taşeronlaşmaya açıyor. Bu nedenle 2004 yılından beri ölümler 3 kat daha artmış durumda…
Almanya madenlerinde ise 2013 Ekim ayına kadar 40 yıllık süre zarfında hiç ölüm meydana gelmemiş…
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Kısacası Türkiye’deki işçi ölümleri siyasal iktidarın bilinçli bir tercihi, toplum da yeterli duyarlılığı göstermeyince, ortaya sürekli can alıp duran ‘cinayet ekonomisi’ çıkıyor.
Bu doymak bilmeyen açgözlülüğün son cinayeti de Soma’da işlendi.
Olup bitenin özeti budur.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Cinayeti gördük, katili bir kez daha tanıdık.
Gene susacak mısınız?
Unutmayın, bu ülkede susan her insan da potansiyel bir maktuldür.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Basın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl…
1.08.2025 - Bir Baba Dostu: Altan Öymen
23.07.2025 - Basın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi…
17.07.2025 - Basın Tarihi: Palalı hukuk…
11.07.2025 - Basın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…”
4.07.2025 - Basın Tarihi: Sahur Pilavı…
26.06.2025 - Basın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası”
20.06.2025 - Basın Tarihi: Ey Mübarek…
15.06.2025 - Basın Tarihi: Uçağı Kim, Neden Düşürdü?
29.05.2025 - Basın Tarihi: Konuşmadığımız Bir 19 Mayıs Daha Var…
23.05.2025
Yazarlar
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
f güner
bize plan diiil pilav lazım dan yola çıkılmıştır.