Mehmet ALTAN
Birkaç hafta önce basın tarihinde 12 Eylül dönemine giriş yapan “Kanlı bir el” başlıklı yazımın sonlarına doğru şöyle diyordum:
“Kanlı el insanlara kıya kıya ülkeyi öyle yaşanmaz bir hale getirdi ki 12 Eylül rejimini kurtarıcı gibi sundu. 12 Eylül rejimi de zulmederek ve topluma büyük acılar yaşatarak kendi düzenini kurdu.”
***
Türkiye’nin bu planlanmış acıları yaşamasının nedeni neydi, o da yazıda kısaca belirtilmişti:
12 Eylül 1980 darbesinden sonra NATO Başkomutanı General Rogers bir ay içinde Ankara'yı dört kez ziyaret etti.
Kenan Evren ile General Rogers arasındaki ‘asker sözüne’ dayalı anlaşma gereği Yunanistan’ın NATO’nun askerî kanadına dönüşü sağlandı.
Evren’in ‘tek başına’ onayıyla darbeden beş hafta sonra NATO’ya döner. Aradaki sorunları lehe çözecek olan en büyük ve değerli koz da yüce divanlık bir suç işlenerek yitirildi. Parlamenter demokrasinin yok edildiği, karar mekanizmalarının eridiği, tek adam teslimiyetçiliğinin ağır faturalarından biri yaşandı. Olan soğukkanlı bir şekilde kıyılan insanlarımıza oldu.
***
Darbe olduğu sırada, Kasım 1979’da MHP ve MSP’nin dışarıdan desteğiyle kurulan 6. Demirel hükümeti iktidardaydı.
Darbelerin hep Demirel’i bulmasının nedenleri her zaman iç politikada aranır. Demirel’in dış politikasına fazla projektör yakılmaz.
Oysa Demirel Sovyetler’e en yakın dış politikayı izleyen siyasetçiydi. Darbelerin Ekonomisi kitabını yazarken de bunu bir kez daha gördüm. İsmail Cem de, 12 Mart adlı kitabının ilk cildinde, Demirel’in dış politikasını bu gözlükle de inceler.
***
12 Eylül’de de darbe nedeni olarak hep kanlı bir elin planladığı cinayetler ve Erbakan’ın Konya mitingi gösterilir:
12 Eylül 1980 askerî darbesinin gerekçeleri arasında ülkede yaygınlaşan siyasi cinayetler ve 6 Eylül günü Konya'da Necmettin Erbakan önderliğinde yapılan ve darbe liderlerinin şeriat amaçlı bir kalkışma girişimi olarak nitelediği Kudüs Mitingi gösterildi. Konya mitingi olarak da bilinen bu mitingde topluluk İstiklal Marşı sırasında yerlere oturmuş ve İstiklal Marşı'nı yuhalamıştır. Miting sırasında sürekli şeriat çağrısı yapılmış, devlet protesto edilmiştir.
***
Halbuki bu zaman diliminin analizini dış politika açısından yaparsanız, dönemin dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen’in azınlık koalisyonunu dışardan destekleyen MSP’nin girişimi sonucu gensoruyla düşürülmesi fazlasıyla önemlidir:
12 Eylül darbesi öncesinde, 1979'da Süleyman Demirel'in başkanlığında kurulan AP azınlık hükümetinde dışişleri bakanlığına getirildi. Yunanistan'a karşı uyguladığı yumuşak politikalar yüzünden eleştiriler aldı. 5 Eylül 1980'de hakkında millî menfaatlere aykırı politika izlediği, Avrupa Ekonomik Topluluğu'na girmeye teşebbüs ettiği, İslam dünyasına karşı Batı yanlısı politika takip ettiği gerekçesiyle, Millî Selamet Partisi (MSP) tarafından TBMM'ye verilen ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından desteklenen gensoru önergesinin 231 oyla kabul edilmesi sonucunda Türk siyasi hayatında gensoru ile düşürülen ilk bakan oldu.
***
Hayrettin Erkmen için Ekşi Sözlük’de bu bağlamda önemsenmesi gereken bir anlatıma rastladım:
Kendisine karşı verilen gensorunun kısımları kabaca şöyledir;
Avrupa Topluluğu'na girmeye teşebbüs,
Yunanistan'a taviz vermek,
Batı Trakya'yı ihmal,
İran'a karşı Batı'yı desteklemek,
Afganistan konusunda aktif olmamak,
İslam Konferansı Örgütü'nü hafife almak,
İsrail ile ilişkileri geliştirmeye çalışmak,
Müslüman ülkelerin İsrail'i protesto etmek için düzenledikleri Amman zirvesine gitmemek,
İsrail'in Kudüs'ü başkent ilan etmesini seyredip Yahudilerle ilişkileri artırmak ve İslam âlemini ötelemek.
Verilen gensoru direkt olarak dışişleri bakanına yönelik olduğu için o dönemki hükümetin başı “Muhteşem Süleyman”, Hayrettin Erkmen'i umursamamıştır bile. Adalet Partisi milletvekilleri oylamalara katılmayacak kadar yüzsüzdürler.
Erkmen kürsüden, izlediği politikanın Atatürk'ün çizdiği yol, Cumhuriyet'in dış politikası olduğunu ve kendi şahsi politikasını yansıtamayacağını defalarca söylemiştir.
3 Eylül 1980'de gensoru görüşmeleri başlar, MSP yine güvensizlik önergesi verir ve 5 Eylül 1980'deki oylamayla Erkmen düşürülür. 231 evet, 2 hayır, 209 çekimser oy çıkar.
1961 Anayasası'nın 89. maddesi gereği 6 Eylül 1980'de Erkmen istifa eder. Ordunun sinirleri daha da bozulmuştur. Aylardır seçilemeyen cumhurbaşkanının üzerine Dışişleri Bakanı’nın düşürülmesi iyice canlarını sıkar.
Erkmen'in istifası sonrası aynı gün Erbakan, Konya'da bir gösteri düzenler ve bu ordu için bardağı taşıran son damla olur. Atılan sloganlar şeriat taraftarıdır ve ordu daha fazla seyirci kalmamaya karar verir, altı gün sonra da yönetime el koyar.
***
Tabii bir de 1980’li yılların uluslararası ekonomik sisteminin hat değiştirmesinin ağır çalkantısı vardı.
Dünya, sanayi döneminden sanayi sonrası döneme geçme krizini çok ağır yaşamış, ithal ikame dönemi bitmiş, dışa açık büyüme dönemi başlamıştı. İç talep ve sosyal hakların budandığı bir dönemdi. Dünya ekonomik sisteminin yenilenmek için taleplerinin demokratik bir yapıda karşılanması mümkün olmayınca, baskı rejimi tercih edildi.
Kısacası bir yandan dış politika, diğer yandan uluslararası ekonomik sistemin talepleri ve buna karşı akılcı ve demokratik çözümler üretemeyen, karanlık ellerin oyuncağı olmuş bir siyaset kurumu söz konusuydu.
Bunlar Türkiye’yi ağır ve kanlı bir fatura ödeten 12 Eylül’e hazırladı.
***
12 Eylül darbesi, dönem şartlarının dış taleplerine uygun bir vahşetle solun üzerinden tank gibi geçti.
Ve vicdanlardaki izi hiç silinmeyecek korkunç cinayetler işledi. Çok ağır bir bilanço bıraktı.
Örneğin 12 Eylül, bomboş bir dosyayla kemik yaşını büyüterek henüz 18 yaşını doldurmamış Erdal Eren’i gözünü kırpmadan asarak idam etti…
***
Askerî ve sivil faşizmin ilk hedefi her zaman düşünce ve ifade özgürlükleridir, bunu hep yaşıyoruz.
12 Eylül de, basının ve gazetecilerin, yazan ve düşünen herkesin canına okudu.
Şimdilerde anayasayı yok sayan gayrımeşru uygulamalardan dolayı 12 Eylül Anayasası’nı arar hâle gelmiş olsak da anayasal özgürlükler bir önceki döneme göre o anayasayla da iyice budandı.
Hepsini bütün ayrıntılarıyla göreceğiz.
***
Ne gariptir ki “yetmez ama evet” tartışmasına iştahlı duran bir kesim, daha önceleri atılan onca “demokrasi” nutkuna rağmen Anayasası ve 600 yasasıyla 12 Eylül hukukunun neden kırk yıl boyunca “sivil” siyaseti rahatsız etmediğini aynı iştahla tartışmaz.
***
Bugün ise demokrasi gibi, lafı da tümden kayboldu.
Demokrasi sözcüğü sakıncalılar listesine girdi. Duyulmaz oldu.
Neden mi?
Çünkü siyasetin “rejim” olarak koruduğu “12 Eylül Hukuku” yeni faşizmlere yataklık etti.
Yazarlar
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
23.07.2025
17.07.2025
11.07.2025
4.07.2025
26.06.2025
20.06.2025
15.06.2025
29.05.2025
23.05.2025