Mehmet Ocaktan
Başlığın biraz kışkırtıcı olduğunun farkındayım, ama meramımı anlatabilmek açısından böyle bir giriş yapmaya ihtiyacım olduğu kanaatindeyim.
Yazının genelinde bir anlam kaymasına yol açmamak için hemen belirtelim; Kemalist paradigmanın Ortodoks yobazlarıyla dini bir takım hurafelere indirgeyen ve Allah’ın insanlara bahşettiği akıl ve iradeyi dışlayan sakallı yobazlar arasında görüntü dışında aslında çok büyük farklar yoktur.
“Yobazlık” kavramını doğru anlayabilmek için öncelikle modernleşme kavramına tarihsel perspektiften bakmakta yarar var. Türkiye’nin modernleşme macerasının devlet merkezli bir modernleşme olduğunun altını çizmek gerekiyor. Kuşkusuz bunun tarihsel, toplumsal ve kültürel nedenleri var. Çünkü bizim siyasal geleneğimizde ‘devlet’ ‘birey’den önce gelir, cemaatçi toplum yapımızın kodları devletin bekasına odaklanmıştır. Ve doğal olarak bu geleneksel anlayışta ‘birey’e yer yoktur.
Batı modernleşmesinde ise bireyin ve toplumun öne çıkarılması esastır, doğal olarak demokratikleşme de bireyin tercihlerini ön plana çıkarmaktadır. Türkiye özelinden baktığımızda, özellikle Cumhuriyet döneminde modernleşme uygulamalarının otoriter, buyurgan ve bireye şüpheyle bakan, yasakçı ve müdahaleci bir seyir izlediğini görürüz.
İşte tam da bu yüzden Cumhuriyet’in ilk yıllarında bireyin dini tercihlerine iyi gözle bakılmamış ve dindarlara karşı hep mesafeli bir duruş sergilenmiştir. Kuşkusuz, “Devletin yeniden kuruluş sürecinde modernleşmeci bir yaklaşıma ihtiyaç vardı” diyenler olacaktır. Evet bir noktaya kadar bunu toleransla karşılamak mümkün, ancak esas tehlike bu zihniyet yapısının oluşturduğu ve yeterli oksijene sahip olmayan ağır iklimdir. Zira zamanla bu müdahaleci anlayış kalıcı hale gelmiş ve dini kendi tercihlerine göre yaşamak isteyen dindarlara karşı Ortodoks yobazlıklar gelişmiştir.
***
Türkiye’nin bunca değişim yaşamasına rağmen, bugün bile zihinleri Cumhuriyet’in ilk yıllarındaki dayatmacı zihniyet kalıplarına ayarlı bazı kesimlerin dindarlara bakışı hala aynı “yobazlık” paradigmasına göre işlemeye devam etmektedir. Bu konuda geçtiğimiz günlerde vefat eden Şule Yüksel Şenler’in haberini veren sol bir gazetenin “Sıkmabaş”ın yaratıcısı Şule Yüksel Şenler öldü” şeklindeki aşağılayıcı başlığı tam da böyle bir yobazlığın göstergesidir. Bu örnek de göstermektedir ki, dünyadaki değişim ve demokratikleşme bizdeki bazı Ortodoks solculara hala uğramamıştır.
Kuşkusuz madalyonun bir de başka yüzü var; her vesileyle demokratik değerlere “Haçlı” kültürü muamelesi yapan, şeffaflığa ve liyakate itibar etmeyen bazı dindar kesimler nedense dinin siyasal ve kişisel çıkar ilişkilerinde bir promosyon malzemesi gibi kullanılmasından hiç rahatsız olmamaktadırlar.
Mesela geçtiğimiz günlerde Ümraniye’de ruhsatsız bir derneğin bünyesinde faaliyet gösteren yatılı Kur’an kursunda yaşanan taciz olayı, kelimenin tam anlamıyla utanç verici bir tablodur. Ama esas vahim olan, dini değerlere önem verdiğine inandığımız, ahlaki ilkeleri önemsediklerini sandığımız anlı şanlı vakıfların, dindar sivil toplum kuruluşlarının bu konuda söyleyecek bir tek sözlerinin bile olmamasıdır. Olayın üzerinden günler geçmesine rağmen, bu vakıf ve derneklerden vicdanlı bir Allah’ın kulu çıkıp bir kelime olsun bir şey söylememesi, ne yazık ki daha da yürek yaralayıcı bir durumdur.
Maalesef dindarlar olarak çok kötü bir sınav veriyoruz. Gerek siyasal alanda, gerekse makam-mevki tedarikinde dinin araçsallaştırılmasından rahatsız olmuyoruz, dini değerleri kendilerine kalkan yaparak her türlü melaneti işleyen din tüccarlarına ve yobazlıklara karşı bir kez olsun sesimizi yükseltmiyoruz ama dindarlık adına caka satmayı da kimseye bırakmıyoruz.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025