Mehmet TEZKAN
Türk ordusu Fırat'ın doğusuna PKK/YPG bölgesine girdi. Bundan sonra ne olur sorusu soruna yanıt verilemiyor.
Gözler, dikkatler Washington'da.
'Sınırları aşarsan, gereksiz çatışmaya girersen ekonomik yaptırım uygularım' diyerek Ankara'ya gözdağı vermeye çalışan Trump'un bugünden yarına ne yapacağı kestirilemiyor. ABD'nin nihai hedefinin ne olduğu bilinmiyor. Bırakın bizleri Trump'ın yakın çevresi bile bir sonraki hamlesinin ne olacağını tahmin edemiyor. Resmen muamma.
Ne yapacağı kestirilemeyen resmen muamma olan bir başka merkez daha var; Şam.
Yani Esad. Ankara'nın bu hamlesine karşı Esad'da bir hamle yapacak mı? Yapar mı? Yaparsa hamlenin yönü nereye olur?
Konuşulanlar şu.
BİR: Esad fırsat bu fırsat diyerek kuzey doğusuna, yani YPG/PKK yapılanmasının olduğu bölgeye askeri harekat düzenler. Üstten Türk ordusu, alttan Suriye ordusunun baskısıyla YPG/PKK militanlarına sıkıştırma operasyonu yapılır. Bu durumda ABD de sıkışır. Bu hem Ankara'nın hem Şam'ın işine gelir. Ayrıca Moskova'nın da.
İKİ: Esad yine fırsat bu fırsat diye havadan ve karadan İdlib'e saldırır.. Rusya'nın desteğiyle İdlib'i temizleme, HTŞ militanlarından geri alma, ÖSO'yu (silahlı muhalif grup) kovalama operasyonuna girişir. Hatay'a doğru büyük bir göç dalgası başlar. HTŞ'li teröristler de Türkiye'ye sızma yollarını dener.
Aklı, tüm operasyon kabiliyeti Fırat'ın doğusunda olan Ankara, Fırat'ın batısının karışmasıyla hayli zorlanır. Gücünü, enerjisini ikiye bölmek zorunda kalır. Gözlem kulelerindeki askerlerimizin risk altında olması Barış Pınarı operasyonunu da etkiler.
Bu durum Ankara/Moskova ilişkilerinin de derin yarıklar açılır. Şam amacına ulaşır. Washington'un işine gelir.
ÜÇ: Şam yönetimi YPG/PYD yapılanmasıyla anlaşır. Esad intikam amaçlı bir politika gütmeye başlar. Şam ordusu YPG'nin yanında saf tutar. Türk ordusunun önünü kesmek için aktif pozisyon alır. Nitekim, Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan bir yetkili önceki gün aynen şöyle dedi; 'Şam'a karşı savaşmış kişilerin de Türkiye'ye karşı müdahale etmese durumunda onlarla kucaklaşmaya hazırız'.
Kucaklaşma ABD'nin de işine gelmez. Ankara/Moskova ilişkileri limonileşir, belki de sert rüzgarlar estirir.
Bunlar yabana atılır tezler değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan 'Türkiye'nin amacı terör örgütlerini temizleyerek Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlamaktır' dedi.
Peki bunu gerçekleştirmek için ne yapmalı?
Veya Esad'ın olasılık dahilinde olan hamlelerinin önünü kesmesi için politikamız ne olmalı?
Genel kanı şu. Ankara artık Şam ile doğrudan temas kurmalı. Tabii ki herkes istihbarat örgütlerinin temas halinde olduğunu biliyor. İstenen bir adam ötesi. Siyasi veya diplomatik temas. Tabii ki kimse Esad'la Erdoğan'ın aynı fotoğraf karesinde buluşmasını beklemiyor. Ama Suriye'nin temizlenmesi toprak bütünlüğünün sağlanması için bunu şart görüyor.
Avrupa'dan çeşitli yorumlar geliyor ama savaş varsa sahadaki devletlerin tavırları, kararları pozisyonları daha önemli.
Moskova belirleyiciyse, Washington belirleyiciyse, Şam her ne kadar Moskova'nın güdümünde olsa da bir yerde belirleyicidir.
Şunu da unutmayalım: PYD/YPG yapılanmasını iki başkent terörist örgüt olarak nitelendiriyor. Biri Ankara, öteki Şam. Washington, Moskova, Londra, Berlin, Paris, Atina ve daha bir çok başkent YPG militanlarına terörist değil topraklarını koruyan savaşçılar olarak bakıyor. Şunu da unutmayalım. PYD'nin son yıllarda Ankara ile kanka olan Moskova'da bürosu var. Fransa Cumhurbaşkanı geçen gün PYD temsilcisini kabul etti.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.12.2025
13.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
26.11.2025
14.11.2025
14.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
25.09.2025