Mensur Akgün
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) web sayfasındaki tabloya göre 28 Ağustos Cuma günü itibarıyla Kovid-19 virüsünden hayatını kaybedenlerin sayısının 827 bin 730’a ulaşmış, 24 milyon 299 bin 923 kişi hastalığa yakalanmış, günlük tespit edilen vaka sayısı da 281 bin 581’i bulmuş. Bunlar tabii ki tespit edilebilenler. Bir de tespit edilemeyenler, tespit edilse de bildirilmeyenler var. Onlarla birlikte sayının çok daha yukarılarda olduğunu dünyanın çok ciddi bir krizle karşı karşıya bulunduğunu söyleyebiliriz.
Uzmanlar sosyal mesafe, maske, el temizliği öneriyor. Yönetimler okulları, alışveriş merkezlerini, insanların toplu olarak bulunacağı yerleri kapatıyor. Bir yanda ekonomiyi ayakta tutma endişesi var, diğer yanda sağlık sistemini tamamen çökertmeden sorunu yönetme kaygısı. Kalabalıkları önleyecek tedbirler alırken Türkiye’de de, dünyanın başka yerlerinde de siyasi beklentiler uğruna fedakarlıklar yapılabiliyor. Görünen o ki etkin bir aşı bulunmadan dengeleri korumak, tedbirle salgının üstesinden gelmek mümkün olmayacak.
New York Times 23 farklı aşının ilk aşama testlerinin yapıldığını, 14’ünün ikinci aşamaya geçtiğini, 9’unun üçüncü aşamada olduğunu, 2’sininse sınırlı kullanımına başlandığını, bunlara son günlerde 6 ayrı teşebbüsün daha eklendiğini yazıyor. Foreign Affairs’in Eylül-Ekim sayısına katkıda bulunan Thomas Bollyky ve Chad Bown’a göre ise dünya çapında en az 160 aşı adayı var ve bunlardan 21’i klinik test aşamasında. Dünkü Karar’da bu aşılardan birinin Türkiye’de de deneneceği, gönüllüler arandığı aktarılıyordu.
* * *
Tahminler bir kaç ay içinde geliştirilen aşılardan birinin ya da bir kaçının uygulanabilir, kullanılabilir hale geleceği yönünde. Zaten pek çoğunun klinik deneylerinde olumlu sonuçlar alınmış, şimdi yan etkileri ölçülmeye çalışılıyormuş. Ancak aşının bulunması ne yazık ki salgından hemen kurtulacağımız, sorunlarımızı çözeceğimiz anlamına gelmiyor. Her şeyin olduğu gibi aşının da bir politikası ve diplomasisi olacak, aşıyı bulanlar önceliği büyük olasılıkla kendi ülkelerine verecek. Kendi içlerinde de ilk kimin aşılanacağı, kimlerin yaşamasına öncelik tanınacağı tartışma konusu olacak.
Bollyky ve Bown “aşı milliyetçiliğinin” küresel bir trajediye yol açacağından endişe ediyor. Onlara göre yapılması gereken bulunacak aşıların küresel çapta adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak için şimdiden yaptırım öngören mekanizmalar kurmak. Foreign Affairs’deki yazılarında belirttikleri gibi popülizmin hakim siyaset yapma biçimi haline dönüştüğü böylesi bir dönemde liderler kendi halklarına öncelik tanıyabilirler. Şirketler de karlarını maksimize etmek için arz-talep dengesini gözetir miktarda üretim yapmayı düşünebilirler.
Hatta bence aşı diplomatik manivela olarak bile kullanılabilir. Neyse ki geçmişte çocuk felcine, kızamığa karşı devletler arası işbirliği modelleri var. 15’inci yüzyıldan bu yana salgın hastalıklara karşı ortak hareket edildiğini, zaten bu yüzden de WHO’nun kurulduğunu biliyoruz. Ayrıca Gates Vakfı’nın öncülüğü ve mali desteğiyle hareket eden CEPI gibi sivil toplum inisiyatifleri de azgelişmiş, ekonomik imkanları kısıtlı ülkelere belli kotalar dahilde aşı yardımı taahhüdünde bulunuyor.
Fakat bunların hiç birinin yetmemesi, önceliğin aşıyı bulan ülkelere verilmesi olasılığı çok güçlü. 2009’daki Domuz Gribi salgını sırasından varlıklı ülkelerin tüm aşıları kendilerine ayırması, Kovid-19 salgını başladığında eldiven ve maskelerin dahi stratejik rezerv addedilerek başka ülkelere satılmaması, aşı bulunduğunda ne şekilde hareket edileceğinin ipuçlarını şimdiden veriyor. Hindistan’dan Amerika’ya aşı geliştirmek için çalışan şirketlerin ana ülkeleri önceliğin kendilerinde olacağını açıkladı bile.
Foreign Affairs’deki makalede ABD Yiyecek ve İlaç İdaresi’nin üst düzey yetkilisi Peter Marks’ın uçak örneğini verdiği aktarılıyor. Marks oksijen maskeleri açılınca önceliğin maskenin altında oturanda olduğunu, başkalarına sonradan yardım edildiğini söylüyor. Yazıda başka örnekler de var. Aşı geliştirme konusunda şansı yüksek ülkelerden biri olan Hindistan bile önce kendi halkım demiş. Çin bilgiyi ve aşıyı paylaşacağını ilan etmiş fakat güven vermiyor. AB için de durum farklı sayılmaz.
* * *
Bizim gibi ülkeler açısından bakıldığında önceliğin aşıya verilmesi gerektiği açık. New York Times’ın kapsamlı listesinde bulunmamakla birlikte Türkiye’de de en az üç ayrı aşı geliştirme programının olduğunu haberlerden, yorumlardan anlıyoruz. Umarız bunlardan en az biri başarılı olur da Türkiye bu yarışta geride kalmaz, başkalarının ekonomileri toparlanırken, bulaşma ve ölüm oranları düşerken bizimki şimdiki gibi tırmanışa geçmez, açıklanan rakamlarla gerçek olduğu iddia edilenler arasında uçurumlar bulunmaz.
Ne aşamada olduğumuzu en iyi yöneticilerimiz bilir. Ama eğer iyi durumda değilsek, aşı konusunda gerilerdeysek, yeterli sayıda üretemeyeceksek, şimdiden aşı diplomasisi geliştirmemizde, başkalarının bulacağı ve uygulamaya koyacağı aşıların adil, özellikle de şartsız dağıtımı konusunda şimdiden siyaset üretmemizde, diplomatik platformlarda aşı konusunu dillendirmemizde, benzer ülkelerle birlikte ortak inisiyatifler geliştirmemizde yarar var.
Belli ki aşıya sahip olanlarla olmayanlar arasında her acıdan fark olacak. Yeterli sayıda aşıya sahip olan ülkeler sadece daha sağlıklı olmakla kalmayacak, ekonomileri daha kolay düzlüğe çıkacak, siyasi istikrarları daha kolay korunacak. Aşı onlara karşı örtülü bir yaptırım aracı olarak kullanılamayacak. Ben farkı üretimle kapatamıyorsak çok taraflı diplomasiyle kapatalım derim. Aşı sorunumuz olsun, sorunu olanlarla birlikte koalisyonlar kuralım, WHO’yu ve başka platformları harekete geçirelim. Sağlıklı bir tatil günü dileğiyle…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025