Merve Şebnem Oruç
Pazar günkü 'Savaş çıkarmak için bir tweet yeter' başlıklı yazıma çok sayıda geri dönüş oldu. Geri dönüşlerin çoğu, 'durum tespiti'niteliğinde olan yazıya teşekkür ve destek içeriyordu. Hemen herkes farkında ki, yalanın ve yanlış bilginin alabildiğine normalleştiği, bunun yanında doğruluğu meçhul bir tweet'in sonrasının neler getireceği belirsiz bir kıvılcım görevi görebileceği bir dönemden geçiyoruz. Örneğin, Suriye rejiminin BM Daimi Temsilcisi Beşşar Caferi, BM Güvenlik Konseyi gibi en üst düzey devletlerarası platformda, Irak'ta sivillere yardım eden bir askerin fotoğrafını Halep'teki rejim askerleri imiş gibi sunalı bir ay bile olmadı. Böyle bir yanlışın en azından skandal niteliğinde olmasını ya da yapanın yüzünü kızartmasını beklerdiniz eskiden. Şimdi üzerine bir de 'çok beklersiniz' denmediği kalıyor.
'Bir tweet savaş çıkarmaya yeter' derken abartmadığımızın bir örneği ise yine bu ay yaşandı. AWD adlı internet sitesinin eski İsrail Savunma Bakanı Moşe Ya'alon'un “Pakistan, DEAŞ ile savaş için Suriye'ye kara gücü gönderirse bu ülkeyi nükleer saldırıyla yok ederiz,” dediğini iddia etmesi üzerine, Pakistan Savunma Bakanı Havaca Asif, resmi Twitter hesabından meydan okudu: “İsrail Savunma Bakanı Pakistan'ı nükleer saldırıyla tehdit ediyor. Unutmasın Pakistan da nükleer bir güç.” İsrail Savunma Bakanlığı Twitter üzerinden malum haberin kesinlikle hayal ürünü ve uydurma olduğunu açıklayınca ortalık sakinleşti. Ya o açıklama gelmeseydi?
Bu örnekler artırılabilir ama son yazıyı tekrara düşeriz. Bugün değinmek istediğim durum buyken ne yapmamız gerektiği. Zira malum yazımıza bir çözüm önermiyor diye kızanlar da oldu. Aslında çözüm gözümüzün önünde, demek ki biz bakmayı, aramayı bilmiyoruz. Kaos çemberinin içinden birkaç adım dışarı çıkmayı akıl edemeyip görmeyi ıskalıyoruz.
Savaş ortamı düzenli değildir, genelde kanlı bir kaostan ibarettir. Savaşları kaosu yönetebilenler, kaostan düzen üretebilenler kazanır. Bir tweet'ten savaş çıkarabilecek kaynayan kazan misali sanal dünya da hiç şüphesiz savaş ortamı gibi bir yerdir. O zaman buradaki kaosu yönetmekle, ya da en basitinden yönetmeye giden yolun ne olduğunu anlamaya çalışmakla, ama önce duygusallıktan çıkıp soruna analitik bir şekilde yaklaşmakla işe başlamak lazım. Daha da ötesi duygusallık, ağlayıp sızlayıp dövünmek ve ötesini yapmamak, malum yazıda da bahsettiğimiz 'post-hakikat/post gerçeklik' diye Türkçeleştirebileceğimiz 'post-truth' ya da menfaat gereği yayılan bilgisizlik diye tanımlayabileceğimiz 'agnotology' çağının mezesi olmaktır. Hakikatin önemini yitirdiği, duyguların hakim olduğu bu çağda, duyguların kurbanı olmak sadece hakikati değil, çözümü de ıskalatır.
Çemberden dışarı birkaç soğukkanlı adım atıp meselede nesnel bir bakış attığımızda neler görebiliriz, bir bakalım. Bugün bilgi kirliliği olarak şikayet ettiğimiz şey aslında veri fazlalığından başka bir şey değildir. Dünyada her gün atılan tweet sayısı 500 milyon, Facebook mesajı ise 4,3 milyar. YouTube'a sadece bir günde yüklenen videoları izlemek 4 milyon saat gerektiriyor. Bir günde gönderilen E-mail sayısı ise yaklaşık 210 milyar. Ve bu sayılar her gün, her saniye artıyor. İnternette her gün yayınlanan haber içeriği sayısı ise 2 milyon. Yani siz istediğiniz kadar çok okuyun, ya da bir ordu kurun ona sabah akşam okutun, erişiminiz sınırsız olsa da tüketebildiğiniz içerik miktarı, okyanusta bir damladan öteye gitmiyor.
Öte yandan, verinin doğru ya da yanlış olmak gibi bir zorunluluğu yok. Yanlış veri de veridir, hatalı veriyi çöpe atamazsınız, düzensiz ve gereksiz veriyi de dışarıda bırakamazsınız. Daha da ötesi, 'bilgi'nin doğru olması kuralı bile bugün eskisi gibi genelgeçer değildir. Bugün ortada milyonlarca bitlik veri serbest dolaşmaktayken, her gün daha fazlası giderek artan bir ivmeyle gerçek zamanlı olarak ya da çok kısa sürelerde üretilip dolaşıma sokulmaktayken, yapılması gereken bir tabur insanın bile okuyamayacağı bilgiyi süper bilgisayarlara okutup analiz ettirecek algoritmalar geliştirmek, bu devasa yığını analiz etmek, o korkunç kaos ortamından anlamlı bilgi/bilgiler üretmektir.
Çözüm gözümüzün önünde dediğim şey de burada devreye giriyor. 'Büyük veri' diye Türkçeleştirebileceğimiz 'Big Data' yukarıda resmettiğimizin benzeri büyük veri yığınlarını açıklamak için kullanılan tabir. Ve yavaş yavaş gelişmekte olan 'Büyük Veri Analizi' gibi sektörler bu aşırı büyük data setlerini incelemeye, analiz etmeye çalışıyor. Bugün Big Data analistleri tüketici davranışı inceliyorlar, yatırımcı hareketlerini ölçüyorlar, seçmen duygu durumu analiz ediyorlar, hatta kansere çare bile arıyorlar. Veri madenciliğinin bugün web madenciliği, sosyal medya madenciliğine ayrışan kolları ise yukarıda bahsettiğimiz bilgi kirliliğiyle savaşmayı ve o savaşı kazanmayı sağlayacak kollar. Aynı zamanda, belki de hiç olmadığı kadar güçlü bir istihbarat toplama potansiyeline sahip bu veri madenciliği yöntemleri, sadece açık kaynaktaki veriyi analiz etmek için kullanılsa bile, geliştikçe analizi artırıp, öngörüyü sağlamlaştırıp savaşı yönetmeyi kolaylaştıracak şeyler.
Eğer önümüzdeki savaş, taşlarla ve sopalarla yapılmayacaksa, güneşte gerçekleşecek bir patlamayla dijital kıyamet yaşanmayacak ve teknoloji çağından çıkıp taş devrine dönmeyeceksek, kazanmak ancak ve ancak yüksek teknolojiyle, internet üzerinde stratejik projelere, Big Data'ya yatırımla mümkündür. Siber savaş, 4. Nesil savaşın başat kollarından biriyse, kendi İHA'larını, tanklarını yapan, kendi hava savunma sistemlerini yapmak isteyenler, kendi yazılımlarına ve henüz daha yolun başında olan Big Data gibi sektörlere de yönelmelidir. Devlet de yıllardır bu konunun önemini ve aciliyetini anlatan proje geliştiricilere artık kulak vermelidir. Zira ölçme ve değerlendirmede anketçilerin çağı kapanalı çok oldu ve siber savaş sadece trollerle yürütülebilecek bir iş değil.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
4.02.2020
5.01.2020
29.12.2019
8.02.2019
29.07.2018
22.07.2018
15.07.2018
12.07.2018
5.02.2018