M.Şükrü HANİOĞLU
Türkiye’deki yaygın “entelektüel karşıtlığı”nın siyaset kutupları tarafından benimsenmesi ağır bir maliyeti beraberinde getirmektedir
Entelektüel karşıtlığı şüphesiz sadece Türkiye'de revaç bulan bir yaklaşım değildir. Richard Hofstadter günümüzde klasik eser haline gelen Amerikan Yaşamında Anti- Entelektüalizm çalışmasında Atlantik'in karşı kıyılarındaki derin ve yaygın entelektüel düşmanlığının nedenlerini tahlil etmeye çalışmıştır.
En uç vurgusunu General José Millán- Astray'in "Yaşasın Ölüm! Kahrolsun Entelektüeller!" ifadesinde bulan bu düşmanlık, günümüzde yeniden küresel ölçekte yükselişe geçen popülist ideolojinin de dayanak noktalarından birisini teşkil etmiştir. Amerikan halk dilinde "yumurta kafalılar (eggheads)" deyimiyle aşağılanan "entelektüeller"in "toplumun genelinin değerlerine yabancılaşmış asalaklar" olduğu kanaati pek çok toplumda yaygın kabul görmektedir.
Ancak Türkiye'nin "entelektüel karşıtlığı"nın küresel liderlerinden birisi olduğu tartışma götürmez. Bu özgün örnekte, siyasetin iki temel kutbu tarafından da değişik nedenlerle savunulan entelektüel karşıtlığı, "rejim tezlerini içselleştirmemiş ya da değerlere yabancılaşmış entelektüellerin dışlandığı toplum" talebi çerçevesinde meşrulaştırılmaktadır.
Diğer bir ifadeyle modern Türk antientelektüalizmi "devrimi sahiplenmeyen entelektüelleri" dışlayarak ve "kitleyi aşağılayan, onu dönüştürmeyi hedefleyen bürokratik diktatörlük" eleştirisinden yola çıkarak "entelektüelleri marjinalleştirilmiş, seçkinsiz toplum" idealini içselleştirmiştir.
Bunun, zikrettiğimiz gibi, popülist söylem düzeyinde kalmayarak siyasetin iki temel kutbu tarafından da benimsenmesi, her konuyu en basit düzeyde tartışan, sorunlarına derinlikli yaklaşımlar geliştiremeyen, sığ zeminlerde yapılan polemiklerin "analiz" statüsü kazandığı, "hamaset"in ise "söylem" haline geldiği bir toplumun şekillenmesine neden olmaktadır.
Yapılması gereken, siyasetin "kitleye yukarıdan bakan, onun değerlerini aşağılayan toplumun taleplerini göz ardı eden toplumsal tabakalar tarafından" şekillendirilmesinin engellenmesi, buna karşılık, siyasetin de dâhil olduğu alanlarda entelektüel yaklaşım ve "seçkinler" kalitesinin yükseltilmesidir.
BÜROKRASİ VE ENTELEKTÜELLER
Resmî ideolojisinin on dokuzuncu asır sonu yaklaşımlarından mülhem "halk için ama halka rağmen" yaklaşımını ön plana çıkarttığı Türkiye'de Tek Parti iktidarı sonrasında yaygın bir "seçkincilik temelli siyaset" eleştirisinin gündeme getirilmesi şaşırtıcı değildir.
Dönemin bilimciliği (scientism), Sosyal Darwinizmi, Narodnik eğilimleri ve Gustave Le Bon benzeri düşünürleri tarafından dile getirilen sosyolojik tahlillerinden etkilenen ve bunları monarşi karşıtlığı ile harmanlayan Erken Cumhuriyet elitizmi, "kitle"nin farkına varamayacağı çıkarlarının, ona önderlik edecek "siyasal seçkinler kadrosu" tarafından savunulacağını varsayıyordu. Bu yaklaşım siyasete aktarıldığında ise "dönüştürücü, ilerlemeci ve çoğulculuğu tehdit olarak gören" bir otoriterlik şekilleniyordu.
Ancak buradan hareketle Türkiye'deki Tek Parti rejiminin J. S. Mill'in kavramsallaştırdığı türde bir "entelektüel aristokrasi"yi hedeflediğini, "entelektüeller"e kapsamlı kredi açtığını düşünmek yanıltıcıdır. Erken Cumhuriyet "entelektüalizm"i yüceltmek, özgür entelektüel tartışmaya izin vermek bir yana "entelektüeller"i "devrime yönelik tehdit" olarak görmüştür.
Rejim, Darülfünûn "Reformu" ve değişik tasfiyelerin de ortaya koyduğu gibi, "siyaseten doğru yerde durmadığını" düşündüğü, örneğin Türk Tarih Tezi anlamsızlığındaki kuramları eleştiren entelektüellere, günümüz "sol Kemalistler"inin kullandığı "entel" ifadesinin çağrıştırdığı biçimde yaklaşmış, aşağıladığı bu bireyleri marjinalleştirmiştir. Bunun neticesinde entelektüel söylem, 1912 ve 1932 yılları dergilerine hızla göz atarak dahi görülmesi mümkün, irtifa kaybına uğramıştır.
Erken Cumhuriyet seçkinciliği entelektüalizm karşıtı "bürokratik elit egemenliği"ni meşrulaştırırken, diğer otokratik düzenlerde olduğu gibi "rejim destekleyiciliği"ni "elit"e dahil olma, resmen "aydın" sınıflamasına sokulmanın gerek şartı haline getirmiştir. Siyasetin "devletçi modernleşme" kutbunun tevârüs ettiği bu yaklaşım, günümüzde, "entelektüellik" ile alâkası olmayan bir "devrim muhafızları" grubunu "toplumu yönlendirmesi uygun aydınlar" sıfatıyla ön plana çıkarırken, bürokratik vesayet mensuplarını ise "seçkin" statüsüne yükseltmektedir.
MİLLÎ İRADE VE ENTELEKTÜEL
Türkiye'de uzun süren Tek Parti iktidarı sonrasında "millî irade"nin kutsanma ve fetişleştirilmesi şaşırtıcı değildir. İlginç olan, 1950 sonrasında "millî irade"nin "seçkinleri olmayan bir toplum yaratma" ilkesi olduğu, bunun "enteleküel"in de son tahlilde "toplumun değerlerini sahiplenmeyen seçkin" olarak dışlanmasını gerekli kıldığının düşünülmesidir.
Bunun neticesinde Tek Parti resmî ideolojisinin "bürokrasi egemenliği" üzerinden ürettiği "entelektüel karşıtlığı," onun muhalifleri tarafından da içselleştirilmiş, çok partili siyasetin "hâkim" kanadı da aynı yaklaşımı "bürokrasi karşıtlığı" çerçevesinde savunmaya başlamıştır. Hâlbuki "bürokratik diktatörlük" eleştirisinden "entelektüel ve seçkinlerin var olmadığı düzen" talebine ulaşmak, "bürokratik vesayet" karşıtlığını "bürokrasinin olmadığı" bir modern toplum tasavvuruna dönüştürme girişimi ile eşdeğerdir.
Bunlar, doğal olarak hayata geçirilmesi imkânsız tezlerdir. Modern bir toplumun "bürokrasisiz," "entelektüelsiz" ya da "seçkinsiz" olması söz konusu değildir. Vesayet karşıtlığı ve "millî irade"nin gerekli kıldığı "bürokrasiden azâde" değil onun seçimle gelen siyasal otoritenin hizmetinde bulunduğu bir toplumdur. Benzer şekilde çoğulcu bir toplumda entelektüellerin "öğretmen" rolü üstlenmesi kabullenilemez; ama bunun engellenmesi "entelektüel düşmanlığı"na dönüşmemelidir.
AĞIR MALİYET
Türkiye'de anti-entelektüalizmin kökleşmesi, siyasetin temel kutuplarının onu değişik biçimlerde üretmesi ve "cumhuriyet," "millî irade" ve "toplumsal değerler" benzeri kavramlarla ilişkilendirerek meşrulaştırması yüksek bir maliyeti beraberinde getirmektedir.
"Kamusal entelektüel (public intellectual)"ın yaratılamadığı, onun işlevinin "köşe yazarı" tarafından görüldüğü, akademisyenin "ders kitabı" ezberlettiricisine indirgendiği, düşünce kuruluşlarının, istisnâlar dışında, "fikir" yerine "propaganda" ürettiği toplumumuzda ciddî bir "entelektüel açık"ın bulunduğu ortadadır. Bunun da sorunlarımızı değerlendirme alanında ciddî bir engel yarattığını görmek zor değildir.
O nedenle bir yandan "entelektüel"in siyasal program ve "rejim" savunucusu olmadığı, öte yandan ise onun da dâhil olduğu "seçkinler"in varlığının "millî irade"nin tecellisini engellemediği kabul olunarak bu alanda bir yaklaşım değişimine gidilmesi, "rejim savunucusu aydın" ve "değerlerimizi içselleştirmiş ortalama kişi"nin "entelektüel" alandaki boşluğu dolduramayacağı görülmelidir.
Bunun neticesinde entelektüel tartışma kalitesinin yükselmesi, kısa vâdede olmasa da sorunlarına farklı yaklaşan, onlara yönelik daha anlamlı ve derinlikli çözümler üreten bir toplum yaratacaktır. Buna ne denli ihtiyacımız olduğunu gözlemlemek ise zor değildir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018