Murat BELGE
Dün siyasette rasyonalizm üstüne yazarken, “eldeki mevcut” içinden yalnız AKP ile CHP’ye değinmiştim. O da, ağırlıkla, son Cumhuriyet Bayramı’nın olayları vesilesiyle. Ama “irrasyonel siyaset” diye bir başlık açıldığında, her ikisinin de anlatacak daha çok davranışı var. Neyse, bu son Bayram’da, görülüyor ki kendi amaçları ve genel üslûbu çerçevesinde “rasyonel” bir yol çizebilen bir tek “Aydınlık/İşçi Partisi” var ve o grup AKP ile CHP’ye istediği davranışları yaptırabiliyor.
Peki, BDP nasıl? O rasyonel davranabiliyor mu? Gene “amaçları çerçevesinde” dersek, belki o ölçüler içinde “rasyonel”. Örneğin, bir rastlantı sonucu dağda bayırda bir “gerilla” grubuyla yüz yüze gelince, şarılışmak, dünyada kabul gören birçok kurala göre irrasyonel sayılabilir; ama BDP açısından pek değil. Çünkü BDP zaten genel Kürt Siyasî Hareketi içinde bir parça ve nihaî kararların verildiği yer de değil. Onun başlıca görevi bu memlekette yaşayan Kürtler’in PKK’yı kendi sözcüleri ve temsilcileri olarak kabul ettiklerini, ona bağlı olduklarını kanıtlamak. Böyle olunca, o sarılışma sahnesi de “rasyonel”, çünkü amaca uygun.
Ama “Kürt Siyasî Hareketi”nin kendisi ne kadar “rasyonel” sorusu da sorulabilir tabii. Bu ülkede Kürtler’in işi çok zor. Bütün zorluklar üst üste binince, bu kargaşada “rasyonel” olmak da ayrıca zor.
Kürt Siyasî Hareketi temelde silâhlı mücadele yöntemini benimsemiş her siyasî hareketin bir aşamada, bir biçimde yüz yüze gelmek zorunda olduğu sorunlar ve sınırlarla karşılaşıyor.
Şöyle özetlemeye çalışayım: PKK’nın merkezinde durduğu (ve başkasına yer tanımaya niyetli olmadığı) bu siyaset bu ülkede Kürt halkından esirgenen hakları elde etmek gibi bir amaçla yola çıkıyor. Başka kelimelerle söylersek, “zulüm” gören bir Kürt halkı var. PKK da bu zulmü ortadan kaldırmak üzere yola çıkmış.
Bu amaçla yola çıkmış silâhlı bir örgüt. Eline silâhı aldığında, o silâhı kullanacaksın. Nitekim yıllardır silâhlar susmuyor, susamıyor. “Barış” lafı ediliyor, ama silâhlar devamlı çalışıyor. PKK şu aylarda “Silâhlı mücadele alanında beni yenemezsiniz, yok edemezsiniz” konumunu kabul ettirmek üzerine kurulu bir strateji izliyor. “Canınızı daha çok yakacak imkânım var. İyisi mi hakları tanıyın,” diyor.
Yani, bir yanda bir “mazlum” siyaseti var. Ama onun yanında da “Bak, canını çok kötü acıtırım” siyaseti. Bu ikisi ister istemez çelişiyor. Bu iki ayak üstünde durup aynı zamanda “rasyonel” siyaset yapmak kolay bir şey değil.
Şu anda önümüzde bir açlık grevi eylemi var. Açlık grevi gibi bir mücadele yöntemi, “mazlum siyaseti”nin araçlarından biridir. Dünyada benzerleri olmuş, sonuç da alınmıştır. Ölümlerle biten acı örneklerde dahi, bu acı durum sonraki gelişmelerde etkili olmuştur.
Ama bir yandan da “Kandil” dediğimiz kanat var. O da kendi eylemlerini yürürlüğe koymaktan geri durmuyor. “Demokratik açılım”ın telaffuz edilmesinden bu yana, bu örgütün “mazlum” değil “zalim” siyaseti yaptığını düşündürecek birçok olay oldu. Bu olaylar olageldiği için, böyle vahim bir açlık grevi de, Türkiye’nin genel kamuoyunda, bu gibi eylemlerin uyandırmasını beklediğimiz duygudaşlık, dayanışma duygularını uyandırmıyor.
Bu konu en başından beri vardı. Silâhsız, barışçıl (“mazlum” ama kararlı) bir Kürt hareketi daha etkili olmaz mıydı? Bu soru, özellikle Kürt kesiminde fazla olumlu cevap bulmuyor. “PKK bunu başlatmasa bugün ‘Kürt Sorunu’ diye bir şey konuşulmazdı bile” diyenler çoğunlukta. Epey de “spekülatif” olan böyle bir tartışmaya hiç girmeyelim. Ama olayın bugün vardığı noktada bu çelişki var ve bastırıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025