Murat BELGE
Siyasi tarihimizde en çok yönetim değişikliği geçirmiş parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Sağ kanatta yer alan partilerde bu tip değişimlere hemen hemen hiç rastlanmaz. Turgut Özal 12 Eylül’ün kendisine armağan ettiği mevkiyi kabul etti diye Demirel hayat boyu onu affetmedi. Örneğin MHP’de başkan koltuğuna oturan kişi ancak vefat ettiğinde o koltuğu boşaltır.
Halk Partisi’nin zaman zaman hem de epey itiş kakışla yönetim değişikliği geçirmesini bir olumsuzluk örneği olarak görmem. Tersine, bir entelektüel canlılık işareti olarak yorumlarım. Örneğin Ecevit’in bir kongrede İsmet İnönü’yü devirmesini bir sağlık ilanı sayarım. İnönü’nün partiyle ilişkisinin tarihi ve bir aşamada böyle bir sonuç! Hayret ve bravo!
Şu sıra Türkiye’nin en can alıcı kriz dönemlerinden birinde yaşamaktayız. Böyle bir kriz olacak da Halk Partisi sakin sakin yolunda yürümeye devam edecek... Olacak şey değil. Ve nitekim devam etmedi. Bu seferki kriz Kemal Kılıçdaroğlu ile öncelikle Ekrem İmamoğlu’nu ve Özgür Özel’i karşı karşıya getirdi. İlk ağızda, yeni yönetimin fazla zorlanmadan aşabileceği bir durum gibi görünüyor ama bugün Türkiye’de her şey son derece hassas bir dengede duruyor. CHP’nin içinde olanlardan çok dışında olanlar Türkiye’nin seyrini altüst edebilir. Ama içinde olanlar da dışında olanlara, olacaklara yön vermeye, en azından onları etkilemeye devam edecektir.
Lafı fazla uzatacak değilim. Şu çerçevede uzatacak bir şey de yok gibi. Gözümüzün önünde olanlara bakarak alınacak tavır derin analizler gerektirmiyor. Kemal Kılıçdaroğlu kongrede kaybetti ve başkanlığı bıraktı. Şimdi hükümetin dava saldırısıyla “kayyım” olarak geri gelmesi ve yeniden başkan olması sözkonusu. Bu bağlamda Kılıçdaroğlu “Ne var bunda?” diye soruyor. Benim olmam kayyum olmasından daha iyi değil mi? diye soruyor. Bu soruya “Evet, daha iyi” diye cevap vereceklerin başında herhalde Tayyip Erdoğan gelir. Zaten onun planının aşamasa bu. “Kayyım” denen adamın atanmasının ne kadar anti-demokratik olduğu besbelli bir şey. Kayyum, partinin kendi eski genel başkanı olunca durum—ne güzel—demokratik oluveriyor. Bütün bu hikaye Tayyip Erdoğan’ın dizaynı olmaktan çıkıyor. Hukuki bir durumla karşılaştığımıza inanmamız kolaylaşıyor—tabii buna inanmaya hazırsak. Onun için “daha iyi” değil, apaçık daha kötü.
Kemal Kılıçdaroğlu Halk Partisi’nin başına Özgür Özel’in geçmesinden bu yana partinin izlediği çizgiden hoşnut olmadığını dile getiriyor. Ne tuhaf! Bana da sorsalar, bu dönem en çok beğenerek izlediğim şeyin bu dönemin mitingleri (ya da Özgür Özel’in saptamasıyla “eylemler”) bunlar olduğunu söylerdim. Bir siyasi partinin “Ben varım” demesinin en şaşmaz yolu ve biçimi miting yapmaktır. Üstelik, ilk Saraçhane’den başlayarak, bütün bu olan, oldurulanların arasında yalnız olmadığımızı bize hissettiren bunlar oldu. Yozgat, Bayburt gibi hıncahınç toplantıların gerçekleşmesi bizlere yaşama sevinci kazandırdı. Kılıçdaroğlu’na göre,
Bunlar yapılmamalıymış!
Böyle mitinglere saplanmak yerine hukuk mücadelesi vermek gerekiyormuş. Evet, karşımızda “hukuk mücadelesi”nin önemini iyi bilen bir rakip var. Öyle bir rakip olduğu için şimdiye kadar hukuk mücadelesi yaparak parlak sonuçlar elde ettik. Osman Kavala’dan Selahattin Demirtaş’a, Can Atalay’dan Ekrem İmamoğlu’na ne hukuk zaferleri kazandık.
Kemal Kılıçdaroğlu ile tartışacak bir sorunumuz yok gibi görünüyor. Halk Partisi’nin bugün geldiği nokta Kılıçdaroğlu’nun başkan olduğu yıllarda bulunduğu yerle kıyaslanacak gibi değil. O yılların başarılarını da Tayyip Erdoğan küçümser, alay da ederdi. Ama şimdilerde o dönemi çok başarılı bulduğunu düşündürecek bir dille konuşuyor. Öyle konuşmasında fazla şaşırtacak bir şey de yok herhalde. Haklı.
Yazarlar
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANDavalar, mahkemeler ve siyasi dizayn 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet, nasıl “devletimiz” olur? 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveci2014 sonrası ülkenin tüm ayarları bozuldu 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolMHP umut olabilir mi? 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMahkeme kararından bir parti ve bir iktidar çıkabilir 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluTonlarca hurdanın akıbeti belirsiz, ihaleler tartışmalı, işlem yok: Karayolları kimleri zengin ediyo 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKülliye ve mirasta eşit paylaşım… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKABD’nin “özeleştiri” yapacağı günlerden korkalım 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKurultay kararı öncesi CHP… 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİOtoriterlik ve Medya 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025