Murat BELGE
Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme gelince, “müstakbel Cumhurbaşkanı” olarak Tayyip Erdoğan bir “saksı terminolojisi” icat etti. Ekmeleddin İhsanoğlu’na “galiz” olmaksızın hakaret etmenin yolunu böylece bulmuş oldu.
Tayyip Erdoğan’ın ne demek istediği belli. Her zaman yaptığı gibi Cumhuriyet’in demokratik kabahatlerle dolu tarihini yardıma çağırıyor. Bu sefer de “tarafsız Cumhurbaşkanı” kavramı tartışma konusu.
Cumhuriyet’in “yasal yapısı” olarak tanıdığımız “kostüm”, temelde, bir “tek- parti rejimi” için biçilmiş ve dikilmiştir. Bu zihniyetin bence zirve yaptığı nokta, o “tek- parti”nin il başkanı ile ilin valisinin aynı adam olduğu dönemdi. “Ey tek- parti rejimi! Sen nelere kadirsin!” denecek bir uygulamaydı bu.
Herkesin herkesle, her makamın başka her makamla özdeş olduğu bir “birlik ve beraberlik” rejimiydi bu. Hiyerarşinin tepesinde de Cumhurbaşkanı oturuyordu. Ne zaman ki çok- partili seçim icad olundu ve birlik bozuldu, o zaman “tarafsız Cumhurbaşkanı” kavramı da piyasaya sürüldü. “Tek” partiden başka bir partinin seçtiği Cumhurbaşkanı ile nasıl yaşanır?
Türkiye’nin yazılı yasaları ciltler doldurur, ama aslında biz de İngilizler gibi “yazısız anayasa” geleneğinden geliriz. Yazısız Anayasa’mız, Genel Kurmay Başkanı’nın ya da en azından bir emekli generalin Cumhurbaşkanı olması kuralını getirerek bu “tarafsız Cumhurbaşkanı” sorununu çözdü.
Dolayısıyla, uluslararası siyaset kültürünün bir kavramı olan “tarafsız” kelimesinin Türkçe’deki gerçek anlamı, böyle bir şey oldu. Her an sapmaya hazır siyasî partilerin türlü sui-istimallerine karşı, onları durduracak, Kemalist bir irade makamı!
Tayyip Erdoğan bunları kastediyor, “saksı” edebiyatı yaparken.
Bizim gazetenin adı Taraf. Adının yanında da düşünmenin “taraf olmak” demek olduğu yazılı. Yani şimdi benim kalkıp da “Cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır” falan diye ahkâm keseceğim yok. Hele, yukarıda anlattığım, kelimenin örtük anlamıyla bir “tarafsızlık” savunacağım hiç yok.
Ama Tayyip Erdoğan’ın “taraf olan Cumhurbaşkanı”ndan anladığı ne?
“Benim partim ne yaparsa doğru yapar (çünkü son kertede benim emrettiğim gibi yapmıştır)” zihniyetinin yukarıda anlattığım “tek- parti” zihniyetinden herhangi bir farkı yok. Tayyip Erdoğan, “Başbakan” olarak, nasıl “taraf” olduğunu yeterince gösterdi, sergiledi. Bütün bu “tayin/ sürgün” furyasıyla, toplumun önüne yığınla kanıt koydu. Ama bana bütün bu dehşetengiz uygulamalardan daha dehşetengiz görünün şey, bunların kendisine dokunulduktan sonra ortaya çıkması olgusudur. Bu “paralel yapı”, şimdi avaz avaz “Çocuklarınızı oraya göndermeyin” diye bağırdığı okullar, kefil olduğu (sonra da “hain” ilân ettiği) savcılar, hepsi, Tayyip Erdoğan’ı Başbakan yapan 2002 seçimlerinde vardı. Ama henüz Tayyip Erdoğan’a “dokunmamıştı”.
Yani, “taraflı Cumhurbaşkanı” elbette olunur. Bu, şu demektir: Cumhurbaşkanı olacak adam birtakım evrensel değerlere bağlıdır; “benim adamlarım yaparsa olur, senin adamların yaparsa olmaz” anlamında bir “tarafsızlık” değildir, sözkonusu olan. Değerlere bağlılığında “taraf” olursun, ama somut durumun teşhisinde ve değerlendirmesinde “nesnel” olursun.
Tayyip Erdoğan bunu olamadığını ve olamayacağını gösterdi.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- “Ölmek”
9.06.2025 - Zamanı Kendine Uydurmaya Çalışmak
23.05.2025 - Siyaset savaş değildir
21.05.2025 - Vatanperver katil
12.05.2025 - Barış isteyen de var, istemeyen de
5.05.2025 - Gerçeklik Saygısı
22.04.2025 - İmamoğlu ile açılan kapı
31.03.2025 - Küsme zamanı değil
17.03.2025 - AKP’nin “politika yapma” üslubu
10.03.2025 - Reel-Sosyalizm ve Kürt Sorunu!
7.03.2025
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
Nese Duzel roportajlari hep gerilimlidir. Turkcu bakis acisini gostermemek icn yogun caba harcadigini anlarsniz. Gazeteciligin geregidir bu biraz ama ben daha sert, tavizsiz, Turkcu bir cizgiyi tercih ederim.
karia
artık kürtlerden sıkıldık bence özerklik felan değil cart diye ayrılmak gerekiyor.bir otuz yıl daha sizlemi uğraşacaz.bunların ayrılıp devlet kurmaya biryerleri yemiyor ortak olacakmışlar.yemezler canım ya türklüğü kabul edersiniz ya topunuz gidip devletinizi kurarsınız. artık mızmızlığınız tüm türkleri bıktırdı.sevdiğim kürt arkadaşlarım var lakin onlarda bile kürt milliyetciliğinin nüveleri var onlarlada ayrılmayı istiyorum birbirimiz görmek istersek pasaport alır öyle görürürz.
adsız
kimsenin yapamadığı bu açılımları yapan Sayın Başbakanımız daha neyapsın? Birde bu köşe yazarlarıyla uğraşıyor . Hepsi bir başka telden çalıyor . Birazda yapılan yararlı işlerden konuşun. Diliniz iyi çalışıyorda......