Murat BELGE
Amerika ile Türkiye’nin ilişkileri adım adım bozulmakta. Uzun bir süreç bu. Bu kadar zaman içinde tek tek sayılabilecek, öne çıkarabilecek bu kadar çok olay olduğu halde, bugün bile, “bozuluyor, bozulmakta” diye konuşuyorsak, demek öyle kolay kolay bozulmadığını da söyleyebiliriz. Böyle olmasına yol açan etkenler olduğu gibi, iyi ilişkiler olmasını gerektiren etkenler de var ve ikisi arasında makul bir denge devam edebiliyor.
İlk ciddi sarsıntının ünlü Johnson mektubuyla ve buna karşılık İsmet İnönü’nün gösterdiği “Yeni bir dünya kurulur” tepkisiyle patlak verdiği söylenebilir. Altmışlar. “İki - kutuplu - dünya”da yaşıyoruz, Soğuk Savaş soğuk mu soğuk! Bu ortamda İnönü --gene o zamanların terminolojisinde-- “Üçüncü Dünya” denilen ülkelerin birçoğunun yürürlükte tuttuğu politikayı ima ediyor: “Sen bana böyle davranırsan, ben de öteki tarafa geçerim.” Epey etkili bir “şantaj”dı bu. Soğuk Savaş koşullarında Türkiye’nin temsil ettiği jeo-stratejik konum da bunu bizim için özellikle etkili hale getiriyordu.
O tarihte, Amerika’nın emperyalizminden, “dünya jandarmalığı” rolünden rahatsız olan hepimiz İnönü’nün bu çıkışı yapmasından memnun olmuştuk. Missouri zırhlısının gelişiyle başlayan, Kore ve NATO ile devam eden, Amerikan mallarına düşkünlük düzeyinde resmen utanç verici bir hal alan körü körüne Amerika “sevgi”si de gına getirmişti. Altmışların sonuna doğru Altıncı Filo ziyaretleriyle “devrimci gençlik” eylemleri birbirine girdi. Bu arada, camide --planlanmış şekilde-- namazdan çıkanlar Altınca Filo’yu protesto edenlere saldırıp adam öldürdüler. Bu da oldu. Ama, artık, “Amerika” dendiğinde Türkiye “tek ses, tek nefes” değildi.
Yazıya, “Amerika ile ilişkiler bozuluyor” diyerek başlamıştım. Ne olur bozulursa?
“İki - kutuplu - dünya” faslı kapanalı, buna “ne olursa olur” diye cevap verenlerin sayısı azaldı. Rusya bile dikkatli. Çin dikkatli. İran dikkatli.
Amerika kendi içinde (ve “kendine özgü” bir şekilde) demokratik bir ülke. Ancak, dünya için “demokratik” denebilir emeller besleyen siyasî yaklaşımların da her zaman güçlü olduğu bir toplum. Bunlar belirli zamanlarda seçim kazanıyor, iktidar oluyor. Dünya, George Bush kâbusunu yeni atlattı; ama onun bir tekrarı hazırlanıyor gibi.
Onun için ben, her durumda, “Amerika ile ilişkiler bozuluyor! Eyvah!” diyenlerden değilim. Örneğin o Bush zamanında TBMM’nin Amerikan askerî gücüne geçiş izni tanımamasının olumlu bir tavır olduğunu düşünenlerdenim. Öyle bir Amerika’yla ilişkiler “can ciğer kuzu sarması” olmamalı elbette.
Ama, Türkiye’de Amerika’ya karşı alınan her tavır (sokakta ya da resmî düzeyde) demokrasiden yana bir kararlılığın mı sonucu?
Değil. Olmayınca, bu da endişe veriyor. Gene o ilk örneğe dönelim: ne diyordu Johnson? “NATO savunması için size verdiğimiz silâhları NATO müttefikiniz olan Yunanistan’a karşı kullanamazsınız! Bunlar size böyle bir amaçla verilmedi.” Bunda bir mantık yanlışlığı var mı?
Ama o tarihlerde, Türkiye’de “sol” adına konuşan kripto- milliyetçiler Yunanistan’la savaşmamızı haklı ve hattâ gerekli görüyorlardı. Bunu açıkça istiyorlardı.
Bu örüntü sonraki yıllarda da genel olarak devam etti. Bu “sonraki yıllar”da Türkiye’de gerçek anlamda bir “sol” zaten silinmekteydi. Amerika’ya karşı takınılan, takınılacak tavırlarda böyle bir “sol”un haklı eleştirisi de yok olurken, gerek Kemalist, gerekse (daha yakın zamanlarda daha öne çıkan) siyasî İslâm kökenli bir düşmanlık onun yerini almaya başladı.
İşte, yeni “çuval vakamız”! Kaç yıl önceki çuvalın intikamı, anladık. Olduğu zaman, çuval geçirilen ekibin hayırlı bir amaçla orada bulunmadığını tahmin ediyorduk. Ama ortada bir “Musul’un Kürt valisi”ne yönelik suikast hazırlığının sözkonusu olduğunu bilmiyordum, bugün Amberin Zaman’ın yazısından öğrendim.
Bu, “ulusalcılar”ın intikamı. Erdoğan önderliğinde AKP’nin Amerika ile sorunları daha da ciddi. IŞİD konusunda farklı değerlendirmeler vb. bunlara son dönemde eklendi.
Amerika’nın çeşitli politikalarına karşı çıkacaksak çıkalım. Ama Türkiye’nin çeşitli faşizan planlarına engel olduğu için değil.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025