Murat BELGE
Koreliler ağlıyor. Televizyonun özelliği, son derece geniş bir “çekilmiş filmler” yelpazesinden her türlü montaj yapabilme imkânı. Ekranda, önderlerine ağlayan Korelilere bakıyoruz; sonra önderin sağlığındaki görüntüleri geliyor: bir yanda ağlayanlar, bir yanda ağlanan... önce bir “kontrast” düşünüyor insan. Ama, baktıkça, kontrast hafifliyor. Ortak bir temel var: sahtelik!
Kim İl-sung sağken, gazetelerde adı öyle “Kim İl-sung” diye geçmezdi. “Sevilen ve sayılan önder” sıfat tamlamasının adının önüne konması gerekirdi. Bu, yeni kaybettiğimize, “Ağlanan önder” denebilir.
Kuzey Kore sayesinde Komünizm ile “hanedan” kavramlarının da yan yana gelebileceğini, birbirine eklemlenebileceğini öğrenmiştik. Şimdi üçüncü kuşağa geldik.
Hanedan üyelerinin kişisel karizmaları pörsüdükçe “ağlama” yasalarının takviye edilerek güçlendirilmesi gerekecek. Bunun da bir diyalektiği vardır.
Namık Çınar, görecek gözün gördüğünü yazmış, bu sabah (pazartesi) okuduğum yazısında. Birtakım ülkelerde geçerli olan Önder’e tapınma âyinlerini... Ve tabii sözü Türkiye’deki Atatürk âyinlerine bağlıyor. Bir umudu var, anlıyorum; Kore’de çekilen bu görüntülere bakınca, birilerinin, “Yahu, bize de bunları yaptırıyorlar” diyerek ayması. Çünkü Kore’nin bu ağlama sahneleri, seyreden insanda, sadece gülme refleksi üretiyor. “Gülünç!” demekten gayrı bir söz bulup söylemek zor.
Ama “insanlık” deyince, “biz” ve “ötekiler” çok temel bir ayrım. Hiç şüphem yok ki bu ülkede bir yığın insan o görüntülere bakıp eğleniyordur. Ama üstünü hiçbir şey alınmıyordur. “Yahu, benzerliği görmüyor musun?” dese biri, büyük ihtimal, gene görmeyecektir. “Biz Atatürk’e ağlıyoruz! Aynı şey mi? Kim, kim oluyor?” diyecektir.
Yıllar önce bir arkadaşım anlattıydı. Amerika’dan tanıdıkları Etiyopya üstünden geçerek bizim buraya gelmişler. “Ee, nasıl bir yer Etiyopya?” “Haile Selasiye Havaalanı’na indik,” demiş, Amerikalılar; “Haile Selasiye Caddesi’nden geçerek Haile Selasiye Meydanı’na geldik. Orada Haile Selasiye Oteli var...” Benim arkadaş gülerek dinliyor bunları. Onun da “Etiyopya’nın nasıl bir yer” olduğuna dair tahminlerine aykırı bir durum değil, anlatılan. Derken Amerikalılar devam etmiş: “Sonra buraya geldik, Atatürk Havaalanı’na indik...”
Birden aymış bizim arkadaş. Ogün bugündür ben anekdotta mündemiç olan şeylerin farkında.
Onun için bu gibi aynalar, gözümüzün önündeki şeyi görmemize yardımcı olabilirler. Olabilirler de. Dediğim arkadaş akıllı bir insan. Ama yalnız “akıl” sorunu da değil. “Görmek istememek” de var.
Koreliler ağlıyorlar. Kim İl-sung öldüğünde de ağlamışlardı. Öyle sanıyorum ki o zaman ağlayanlar arasında sahiden ağlayanların oranı daha yüksekti. Marx’ın tesbiti: trajik bir olayın tekrarı komedya olur. Sevilen ve sayılan önder Kim İl-sung da, sahiden “sevilen ve sayılan” olsaydı, adının bu sıfatlarla anılmasına gerek kalmazdı. O zaman da hatırısayılır bir yapmacık sözkonusuydu. Ama tabii bu derecelere varmamıştı.
Peki, Kim’ler değilse, kan ağlatıyor bu insanları? Bunun bir gerekçesi açıklaması olmalı. Nitekim var.
Kuzey Kore’yi yöneten ve adı “Komünist” olan parti bu hesabı yapmış. Onlar, “mostra” olarak, bu üzerinde “Kim” yazan tabelayı ellerinde tutacak, kaldıracaklar ve “Kim” adına ülkeyi yönetmeyi sürdürecekler. Kim hanedanını tartışılmaz hale getirdikleri ölçüde yönetimde ve bütün ülke hayatında edindikleri yerin de tartışılmaz olmasını sağlayacaklar. Kendileri için bir şey istiyorlarsa onlara “namert” diyelim. Bütün istedikleri, yüce Kim ilkelerinin ilelebet payidar olması. Onlar sadece bu ilkelerin yılmaz ve yorulmaz bekçisi. İlkelerden sapan hainlere biraz sert davranıyorlarsa, o kadarı da olacak artık. Bunu kendileri için yapmıyorlar ki!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.06.2025
23.05.2025
21.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
22.04.2025
31.03.2025
17.03.2025
10.03.2025
7.03.2025