Mustafa DAĞCI
Gazetelerde bir haber yer aldı "Barzani Türkiye'deki Kürdistani parti liderleriyle bir araya geldi" Bu haber başlığı bile başlı başına Türkiye'nin Kürtlere bakışında nereden nere gelindiğini göstermesi bakımından önemlidir...Olayın kendisi tartışmasız Kürt sorununun çözümünün hangi yollardan olması gerektiğine işaret etmektedir....Siyasetin barışçıl, diplomatik, demokratik, uluslar arası arenada kabul gören bir yöntem olarak önemini göstermektedir...Ve yine daha Kürdi, ulusal sorun açısından daha kapsayıcı bir tabloyu ifade ediyor...Barzani Türkiye'nin geldiği nokta bakımından önemli bir tespitte bulunuyor. Ve diyor ki “Mela Mıstefa Barzani BAAS rejiminin katliamlarını dünyaya duyurmak için dünya liderlerine bir mektup yazar. Mektuba kimi ülkeler cevap verir, destek söz verir, kimileri hiç sesini çıkarmaz. Ama bir ülke vardır ki mektubu açmaya bile tenezzül etmez ve mektubu geri yollar. Şimdi ise aynı ülke, gelen mektubu açmaya tenezzül edilmeyen Çankaya Köşkü’nde bizi alarenginle karşıladılar” Evet! Bu gelinen noktayı küçümsemeden daha ileriye götürmek için sarılmamız gereken yöntem siyasettir
Ulusal sorun adı üstünde tüm ulusu kapsamalıdır...Sadece solcuları değil, sağcılarında içselleştirmelidir...Sadece dindarları değil, materyalistleri de sarmalıdır...Sadece işçileri değil, köylüleri de, kapitalistleri de içine almalıdır...Burada kimseyi küçümsemeden her kürdi yapıya ulaşıp ulusal bir görüntü yaratmak elzemdir...Bunun sağlanmasında KCK/PKK ye büyük görev düşmektedir..."Benim elimde silah var, benim dediğim olacak" türünden yaklaşım ulusal olmaktan uzaktır.
Öcalan 2013 nevrozunda ne demişti "Bugün yeni bir dönem başlıyor.
Silahlı direniş sürecinden, demokratik siyaset sürecine kapı açılıyor.
Siyasi, sosyal ve ekonomik yanı ağır basan bir süreç başlıyor; demokratik hakları, özgürlükleri, eşitliği esas alan bir anlayış gelişiyor.
Biz, onlarca yılımızı bu halk için feda ettik, büyük bedeller ödedik. Bu fedakarlıkların, bu mücadelelerin hiçbiri boşa gitmedi. Kürtler özbenliğini, aslını ve kimliğini yeniden kazandı.
"Artık silahlar sussun, fikirler ve siyasetler konuşsun" noktasına geldik. Yok sayan, inkar eden, dışlayan modernist paradigma yerle bir oldu. Akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor.
Ben, bu çağrıma kulak veren milyonların şahitliğinde diyorum ki; artık yeni bir dönem başlıyor, silah değil, siyaset öne çıkıyor. Artık silahlı unsurlarımızın sınır ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir.
Yüreğini bana açan, bu davaya inanan herkesin sürecin hassasiyetlerini sonuna kadar gözeteceğine inanıyorum.
Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır. Bu mücadeleyi bırakma değil, daha farklı bir mücadeleyi başlatmadır.
Etnik ve tek uluslu coğrafyalar oluşturmak, bizim aslımızı ve özümüzü inkar eden modernitenin hedeflediği insanlık dışı bir imalattır."
Evet, artık siyaset zamanıdır...Evet," akan kan Türküne, Kürdüne, Lazına, Çerkezine bakmadan insandan, bu coğrafyanın bağrından akıyor" Bu kanı durdurmanın yolu siyasettir...AKP hükümetini, meclisi Kürtlerin demokratik haklarını eşitlik temelinde teslim edecek bir yeni anayasayı yapmaya zorlamak en doğru yol olarak gözükmektedir...Hendeklerin, silahların çözüme götürmediği görülmelidir...Başkaları zulmümü seçiyor diye o zulmüme ortam hazırlamak en başta Kürtlere zarar vermektedir...Şu ortamda en fazla Kürtlerin canı yanmakta, kanı akmaktadır...Daha fazla can yanmaması, kan akmaması için, çözümü dayatmak için siyaseti ana yöntem olarak acilen gündeme oturtmak gerekmektedir..
Mahatma Gandhi ne diyor "Yemin ederim ki, dünyanın bütün toprakları bir tek insanın kanını akıtmaya değmez"...Sözü Gandhi ile bitirelim "barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur"
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- YUMURTAYI BALYOZLA KIRMAYIN !!!
23.09.2016 - EY BE KARDEŞİM!
23.07.2016 - BU GİDİŞLE ERDOĞAN'I İKTİDARDAN ANCAK ERDOĞAN DÜŞÜREBİLİR
8.02.2016 - GENÇLERİ DEĞİL, SİLAHLARI GÖMMEK
26.02.2016 - MASA SAVAŞTAN DAHA İYİDİR
18.02.2016 - GÖZÜM YAŞARIYOR,YÜREĞİM KANIYOR
14.02.2016 - DÜŞÜNME TARZI ÜZERİNE KISA DEĞİNMELER...
13.02.2016 - ULUSLAŞMA VE ARAPLAR
2.02.2016 - UZLAŞMA KÜLTÜRÜ
28.01.2016 - KÜRTLERE RAĞMEN KÜRTLER ADINA...
22.01.2016
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları


































HASAN YILMAZ
ALLAH SONUNU HAYIR EYLESİN