Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Kamuoyu gelişmelerle kendi gündelik yaşamı arasında anlamlı bağlar kurabilen ve bu nedenle tepki verebilen vatandaşlar topluluğudur. Gelişkin bir kamuoyu siyaseti mutlak anlamda belirliyor olmasa bile onu yönlendirebilir, en azından sınırlar getirebilir. Geçmişte devlet ve kamu aynı anlama geliyordu bizde, kamu alanını belirleyen devletti. Bunu büyük ölçüde merkeziyetçi yasalar ve medya tekeli ile başarıyordu. Dolayısıyla parçalı bir kamuoyundan söz etmek mümkün değildi. Merkez sağın ve merkez “sol”un etkilemeye çalıştığı, içinde farklılıklar taşısa da esas olarak tek tip bir kamuoyu vardı. Cumhuriyetçi, laik ve Türk karakterde birleşmiş bir kamuoyuydu bu.
Geçmişte toplum ile onu etkileyen siyaset ilişkisini genellikle tek yanlı ele aldık hep. Siyasi etkiler dışında toplulukların kendi kanaatleri, geçmişten gelen kolektif hafızaları sanki hiç yokmuş gibi baktık. Yani tabula rasa... Alttan gelen etkileri ise ya oy ile sınırladık ya da devrim hayallerini süsleyen nostaljik beklentilerle. Her ikisinden de farklı olarak kamuoyu dediğimiz etkinlik siyaset de içinde gündelik hayata müdahale edebildiği ölçüde vardır. Bu nedenle sorunlara ve gelişmelere kamuoyu etkinliği gözlüğüyle de bakmak gerek. Böyle bakınca görünen nedir?
Parçalanan Türk kamuoyu
Cumhuriyetçi, laik ve Türk karakterde birleşmiş yekpare tek bir kamuoyu artık yok bugün. Türk kamuoyu parçalandı. Bu parçalanmada İslamcı ve Kürtçü dinamikler etkili oldular. Bu rol bu etmenlerin kendi kamuoylarını yaratmasıyla oldu. Fakat bu gelişmeyi doğru anlamak gerek, belirli bir topluluğun kamuoyunun oluşması, salt siyasi etkilere bağlı değildir, topluluğun kendi yaşam alanlarını kültürel bir kimliğe dayanarak kurmaları asıl dinamik etkendir. Bu nedenle Kürt milliyetçiliği, Türk milliyetçiliği demedim de Kürtçülük, Türkçülük dedim. Zaten her iki cereyan da tarihte milliyetçilikten önce doğmuş siyaseti önceleyen kültürel cereyanlardı. İslamcılık da öyledir.
Türk kamuoyunun parçalanmış olması olgusuna daha yakından baktığımızda şunu görebiliriz: Merkez sağ ve merkez “sol”un hem etkilediği hem etkilendiği ortak bir kamuoyu yok artık. Bu siyasetlerin kendi kamuoyları yok. Örneğin dün CHP’nin kendi tabanının, seçmenlerinin dışında belirli bir kamuoyu vardı. Bugün böyle bir kamuoyundan söz etmek mümkün değildir. Dünkü Merkez sağın ve merkez “sol”un eklemlendiği yeni bir kamuoyu var: Milliyetçi/ulusalcı kamuoyu bu. Örneğin artık Cumhuriyet gazetesi bu kamuoyunun belirleyici medyası değildir, Sözcü gazetesi onun yerini aldı. Merkez kamuoyunun parçalanmasıyla birlikte bana göre Hürriyet gazetesi de artık eski işlevini yitirmiştir.
Türk kamuoyunun parçalanması siyasetin kutuplaşmasıyla hızlandı. İlginçtir, bu kutuplaşmayı en fazla kışkırtan merkez sağ ve merkez “sol” olduğu halde kaybedenler de onlar oldu. Seçmenlerini önemli ölçüde yitirmeleri bir yana esas olarak kamuoylarını yitirdiler. Başka deyişle kime sesleneceklerini bilemez oldular. Bu durum onları birbirlerine yaklaştırdı ama yaklaştıkça da geleneksel kamuoylarını kaybettiler. Örneğin CHP’li olma hassasiyeti bugün dünkü gibi değildir, son derece zayıflamıştır. Sonuçta birleştirici öge milliyetçi/ulusalcı çizgi oldu, çünkü bu çizgide yeni bir kamuoyu oluştu. Bugün örneğin DP, CHP, İP aynı çizgideler ve aynı kamuoyuna sesleniyorlar. Daha doğrusu tersten söyleyelim, oluşan bu yeni kamuoyu bu siyasetleri hegemonize ediyor, yönlendiriyor.
Yeni Türkçülük
Bu yeni kamuoyunu belirleyen karakter artık ne cumhuriyetçilik ne de laikçiliktir, bunlar bir öge olarak elbette vardır ama öne çıkan eklemleyici yani hegemonik karakter Türkçülüktür. Ama “yeni Türkçülük”. Bu dediğimi bugünlerde bu çevrelerle yapacağınız basit konuşmalarla görebilirsiniz. Artık sıklıkla karşılaşılan soru “Laik Cumhuriyet ne olacak” sorusu değil “Biz Türkler ne olacağız” sorusu oluyor. Atatürk milliyetçiliğinin ne olduğu anlaşıldıkça, –örneğin Halil Berktay’ın bu konuda yazdıkları bu açıdan da önemli– bu öge yani Atatürkçülük de eski bağlayıcı gücünü yitiriyor.
Yeni Türkçülüğü ırkçılıkla eşleştirmiyorum. Bunu kültürel bir kimlik olarak görüyorum. Fakat hiç kuşkusuz bu alan içinden, zaten varolan Türk ırkçılığının beslenmesi kuvvetle muhtemeldir. Batı Avrupa’da gelişen radikal milliyetçilikler bugün nasıl yeni ırkçı cereyanlar doğuruyorsa bizde de benzer cereyanların olmaması için hiçbir neden yok, hatta fazlası var.
Biraz da parçalı kamuoyunun öbür parçalarına bir bakalım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012