Namık ÇINAR
Dönemin Kuvvet Komutanı Aytaç Yalman’ın geçenlerde verdiği bir röportaja fırsat bulup da değinememiştim.
Ne soruyordu gazeteci:
“Hükümet, TSK’nın başına gelenleri Cemaat’in bir kumpası olarak niteliyor. Siz buna katılıyor musunuz?”
General de şöyle cevap veriyordu:
“Biz de öyle kabûl ediyoruz.”
“Tam anlayamadım!”
“E, ne yapayım yani? Etmeme lüksüm var mı? Etmeyip de ne yapacağım? Öyle diyorlarsa, öyledir!”
“Fethullah da maşallah yani, her şeyi biliyormuş.”
İstihza fışkıran bu sözlere, söylendiği sıradaki mimikleri de, artık bi’zahmet muhayyile gücünüzle siz katıverin.
Biliyorsunuz, senaryoyla iş yapmak bu dönemde pek moda!
Generali, hiç değilse iftira atmadığı için kutluyorum.
Üzerlerine atılı yolsuzluk ve hırsızlık iddialarını yok etmek isteyenlerle, darbecilik suçlamalarından tatlı canlarını kurtarmak uğruna, hem de kendisine darbe yapmayı tasarladıkları birine sığınanların, şimdi birlikte tezgâhladıkları ahlâksız bir işbirliği sürecini yaşıyoruz.
Ordu komutanının organizasyonundaki generaller ve kurmaylar, altmış senelik kurumsal alışkanlıkları olan darbe hazırlıklarını yapmadılar da; içinde ne İçişleri Bakanlığı, ne Emniyet Genel Müdürlüğü bürokrasisinin olduğu, Vatan Caddesi’ndeki birkaç şube müdürü ile komiser muavini mi hükümete karşı darbe plânladılar?
Hile ve desise ile yapılmış asıl kumpas budur!
Ve ayıptır.
İnsanda biraz vicdan ve utanma duygusu olur.
Ama yok!
Olmasını da beklemeyin!
Ne yapacaksa, gene bu halk yapacaktır.
İster beğenin ister beğenmeyin, çoğunluğu dindarlardan oluşan bu kitleler, siyasal gücün kendilerine geçebileceğini ilk kez 2002 yılı itibariyle gördüler.
Seksen senelik Cumhuriyet’te onlara o kadar kötü davranıldı ki, bugün ne hırsızlık görüyor gözleri, ne yolsuzluk.
Kinlerinin anestezik lezzeti, böbrek taşı hâlini almış bir iktidarın vermekte olduğu ezanın duyumsanmasını henüz engelliyor ve bastırıyor.
O kadar ki, dindar geçindikleri hâlde, hiçbir ateistin bile o dini bunlar kadar hırpalayamayacağını dahi göremiyorlar.
Fakat bu işler zaten böyledir.
Sosyolojik gidişatlar, doğrusal bir kronolojide seyretmezler.
Sapışlarla, geriye dönüşlerle, savruluşlarla ilerlerler.
Toplumsal bir gerçeklik olan dinin iki türlü atı vardır.
Tıpkı çocukken at niyetine bindiğiniz, olduğu yerde sallanaduran tahta oyuncaktan olanı…
Ve bir de, üstünde durmakta zorlanacağınız, yerinde duramayan, kıpır kıpır bir küheylân gibi olanı.
Biri durağanlıklardan, tutuculuklardan beslenir; diğeri dinamizmlerden, hayatın somut çağrılarından.
Biri hem çürür, hem çürütür; diğeri ise zinde tutmak ve gürbüz kılmak gibi toplumsal bir işleve teşnedir.
Kitleler de bazen öyle olurlar, bazen böyle.
Şair Baba onlar için;
“korkak,
cesur,
câhil,
hakîm
ve çocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardır”
diye boşuna dememiştir.
Bu yozlukları, bu aymazlıkları, bu bönlükleri elbet bir gün geçecek ve düşe kalka da olsa demokrasiyi keşfedeceklerdir.
Onlara seçenek, ne herhangi bir vesayet, ne de yüz sene öncesinin ideolojileridir.
Çünkü ideolojiler, hiç durmadan çıkılması gereken toplumsal hayat merdiveninin konjonktürel basamaklarına benzerler.
Eğer işlevselliğiyle yetinmeyip, bunlardan birinin cazibesine kapılır da o basamakta çakılır kalırsanız; yanınızdan geçip gidenler daha yükseğe çıkarlar.
Sizin içinse zirve, artık o basamaktan ibarettir.
Ben dindarlar arasındaki yarılmanın yaratıcı fonksiyonlar üreteceğine ihtimal veriyorum.
Bu onları, dindar olmanın tek başına bir halta yaramadığına götürecektir.
Dindarlardan gördükleri işkence, bir başka dindar akımı, demokrasinin zorunluluğuna taşıyacaktır.
Ama bütün bunlar, o küheylana binmeden olmaz.
O küheylan ki, maddi hayat dinamiklerinin çağdaşlığa bir çağrısıdır.
Ve de dine yeniden protest bir bakış, o atın binilecek sağrısıdır.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016