Namık ÇINAR
Mehmet Altan ve Ahmet Altan, geçen hafta art arda, önemli bulduğum birer yazı yazdılar.
Mehmet Altan, “Gazete 360” sitesindeki köşesinde “Paris katliamı, 21.yüzyılın da çok zor geçeceğini gösteriyor” dedi.
“Batı dünyası, kendi varlığına ve yaşam biçimine kast eden bir barbarlığa karşı, acımasız önlemler alacağa benziyor. Bu anlayış, değişik kültürlerin ve yolların birleşmesini değil, sert bir biçimde kopmasına neden olacak. Çağın ilk yarısı, kendini maalesef bu içindeki kanlı ve sert iklim üzerinden tanımlayacak gibi.”
Ahmet Altan da, “Haberdar” sitesindeki yazısında, benzer bir yaklaşımla, Paris katliamından dolayıBatı’nın “bu saldırıyı kendi uygarlığının kalbine yapılmış bir saldırı olarak algıladığını” yazdı.
“Medeniyetler savaşı anlayışı yükselirken, insanlık ve dünyalılaşma anlayışı yaralanacak.”
“Arap baharının çökmesi”ne, “Mısır ve Türkiye’nin yarattığı hayal kırıklığı”na değindikten sonra, “Avrupa’nın Müslümanlıktan, Müslüman demokrat bir anlayışın olabileceğinden tümüyle umudunu keseceğine” kanaat getirdiğini söyleyerek, “Batı’nın Ortadoğu politikalarını değiştireceğini, BAAS rejimlerine geri dönüşler başlarsa ve laik generaller yeniden sahneye çıkarlarsa, hiç şaşmayacağım” diye de ekledi.
Evet!
Tutucu mutucu ama Huntington’un dedikleri galiba bir bir gerçekleşiyor.
Küreselleşme, özgürlükçü ve kolektivist toplumlar ekseninde kutuplaşmış bir dünyayı tasfiye edince; altından, kendisini din ekseninde görünür kılan, daha köklü ve eski bir ayrışma potansiyelini açığa çıkardı ve uyur uykusundan uyandırdı.
Hayatın bu safhasında muhasebeleştirilen yeryüzü bilançosu gösterdi ki, Ortadoğu’nun nal toplamış yoksul Müslüman toplumları, çaresizliklerinin faturasını her zaman yaptıkları gibi gene Hıristiyanlara çıkarmaya kalkıyor.
Umurlarını, aymaz bir şekilde halâ dinde aramaları da cabası.
O yüzden Türkiye de, “var olmak, yok olmak” bağlamında, tam bir yol ayrımında.
Öteden beri inandığım üzere, Kürt meselesi mesele olmasına mesele olmakla birlikte, bu ülkenin asıl problemi olan “demokratik toplum mu, dinsel toplum mu” sorunsalından daha önemli ve öncelikli değil.
Türk-Kürt diye ayrışsanız ne olacak?
Din sorununu bu sefer her iki cenahta da ayrı ayrı yaşamayı sürdüreceksiniz demektir.
Oysa demokratik toplum olsanız, bu problemlerin hiçbiri kalmayacak!
Eğer Batı uygarlığı, İslâm toplumlarıyla arasına yüksek duvarlar çekecekse –ki öyle görünüyor–, bu hâliyle Türkiye de topun ağzında.
Bakmayın, henüz ilişkilerimizin her şey yolundaymış gibi görünmesine. Her iki tarafın konjonktürel çıkarları şimdilik rol yapmayı gerektiriyor.
Yoksa, Erdoğan bu ülkeyi her geçen gün biraz daha Ortadoğulu İslâmcı bir toplum yapmanın hazzını yaşıyor.
Ne ki, çıkmazının farkında değil.
Bütün bunları inşa ederken, toplumun yarısı diğer yarısından nefret eder hâle geldi; devlet ve hukuk bütünüyle bitti; Kürt sorununun barışla çözülemeyeceği bir kez daha anlaşıldı.
Bu keskin ayrılıklar, atsan atılmaz satsan satılmaz.
Nasıl ki, Irak’taki ayrışmalar oranın şöyle üçe, Suriye’deki ayrışmalar böyle üçe taksimine gelip dayandı ise, yarın öbür gün buraları için de benzer önerilerin yapılmayacağı ne malûm?
Ne ki, Erdoğan’a muhalifmiş gibi gözüken yüzde ellinin de kafası oldukça karışık.
Hayat tarzı üzerinden bir tür sahte Batıcılık güden yandaşı oldukları “Askerî Cumhuriyet”, “Demokratik Cumhuriyet”in hiçbir vakit adını bile anmadı. Hattâ bu yeni safhanın “İkinci Cumhuriyet” olarak tanımlanmasını ve üzerinde düşünülmesini küfür gibi göstererek yıpratmaya dahi çalıştılar.
Sonuçta, şansını heba eden o kültürün biriktirdiği alüvyon, Erdoğan rejimi için mümbit bir ortam hazırladı.
Yani o kesim de şunu kafasına iyice soksun ki, Erdoğan kaybederse, kendileri otomatikman kazanmayacak; hep beraber kaybedeceklerdir.
Tıpkı Ortadoğu’nun toplum içi savaşlarında, bütün cephelerin, hep birlikte kaybettikleri gibi.
Çünkü Batı’nın liberal değerleriyle bezenmiş bir demokrasi olmadıkça, bu ülkenin hiçbir sorunu çözülemeyecektir.
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016