Orhan Kemal CENGİZ
Dördüncü Yargı Paketi'nde olumlu gelişmeler olsa da maalesef, ana sorunların bu pakette de es geçildiğini görüyoruz.
Türkiye’de yasa koyucuların cevaplaması gereken basit bir soru var: Terör ve şiddet yöntemlerine başvuran örgütlerle mücadelede, kimin örgüte üye olduğunu belirlemek bakımından ‘geniş yorum’ mu, yoksa ‘dar yorum’ mu daha işlevseldir? Yani, çok zayıf, cılız bağlantıları bile ısrarla takip edip, mümkün olan en yüksek sayıda insanı örgüte üyelikten içeri attığınızda mı, yoksa ancak silah tutanları, şiddet eylemlerine karışan ve onlara yardım edenleri hedef alıp, ‘sempatizanları’ dışarıda bıraktığınızda mı silahlı örgütlerle daha etkili bir şekilde mücadele edersiniz?
Keşke elimizde istatistikler olsaydı. Mesela, kaç kişinin KCK veya PKK üyesi diye tutuklanıp serbest bırakıldıktan sonra dağa çıktığını görebilseydik. Ya da silahlı bir eylem ya da birimle alakası olmadığı halde terör örgütü üyesi diye tutuklanan kaç kişinin sonradan terör eylemlerine katıldığını görme imkânımız olsaydı. Önümde hiçbir istatistik yok ama ben yargının bu geniş yorumlarının silah ve şiddetle alakası olmayan çok sayıda insanı bir biçimde şiddete bulaştırdığını düşünüyorum.
Silahlı mücadeleyi ve terör eylemlerini yöntem olarak benimseyen örgütlerin en büyük gerekçesi Türkiye’nin tam olarak bir demokrasi olmadığı, hatta ‘faşist’ bir rejimin hüküm sürdüğüdür. Bu propagandalarla üye kazanılıyor ve en kanlı eylemler bile meşrulaştırılmaya çalışılıyor. Siz şimdi gidip sadece örgüte sempati duyanları bile örgüt üyesi diye tutukladığınızda, aslında bu örgütlerin en etkili bir şekilde propagandasını yapmış oluyorsunuz. Bu tutuklama dalgalarıyla örgütün sempatizanını, kesin inançlı bir örgüt üyesine dönüştürdüğünüz gibi, bu insanların yakın ve uzak çevresindeki pek çok insanın kafasında Türkiye’de baskıcı, faşizan bir rejimin hüküm sürdüğü hükmünü yerleştiriyorsunuz. Örgüte yeni sempatizanlar armağan ediyorsunuz bu şekilde.
Bütün bu yaralara merhem olacağı söylenen 4. Yargı Paketi’nde de yine bu konularda bir düzenleme yer almıyor. Binlerce alakalı alakasız insanın örgüt üyesi diye tutuklanmasına neden olan Ceza Yasası’nın 314. maddesinin 2. paragrafına bu pakette de dokunulmadığını görüyoruz.
Arkadaşım, Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin de asıl meseleyi, örgüt üyeliği tanımında gördüğünü bildiğim için, 4. Yargı Paketi’nin Meclis Başkanlığı’na sunulduğunu okuyunca, değerlendirmelerini sormak için aradım.
Tahir de 314. maddeye dokunmayan hiçbir paketin sorunları çözmeye yaramayacağını söylüyor: “Mahalle bakkalı, ev kadını, belediye işçisi, bir derneğin başkanı bir araya gelerek örneğin ‘dil hakkı’ meselesini tartışmak için bir toplantı yapıyorlar. Savcılar, “Bu tartışma KCK sözleşmesinde belirtilen amaçlara ulaşmak için yapıldı” diyerek, bu toplantıya katılanları örgüt üyesi diye tutuklamaya sevk ediyorlar. Bu insanlar tutuklanıyor ve uzun süre hapiste kalıyorlar. Halbuki silahlı örgüte üye olmanın ne demek olduğu yasada tarif edilmeli. ‘Silahlı faaliyet içinde yer almayanlar silahlı örgüt üyesi gibi cezalandırılamazlar’ denip yargının takdir hakkı sınırlanmalı”.
Ben de Tahir gibi düşünüyorum. Silahlı örgüt üyesi olmanın ne demek olduğu tanımlanmadığı sürece, yargının önüne geleni örgüt üyeliğinden içeri atmasını engellemek mümkün değil. Ayrıca daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Ergenekon tipi örgütlenmeler için, terör örgütü tanımının bir kenara bırakılıp, onların yapısına çok daha iyi uyan başka örgüt tanımlamaları yapılmalı ve yine bu örgütlere üyelik suçlaması somut kriterlere bağlanmalı.
4. Yargı Paketi’nde, terör propagandası için ‘cebir ve şiddetin övülmesi’ gerektiği gibi kriterler getirilmesi elbette pozitif gelişmelerdir ama maalesef, ana sorunların bu pakette de es geçildiğini görüyoruz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020