Orhan Kemal CENGİZ
Yaratabilecek becerisi, sabrı, yeteneği olmayanlar, yaratmanın benzeri bir hazza ulaşmak için yok ederler.
Yok etmek çok kolaydır.
Hiçbir kültür üretememiş toplumların, soykırımlarla, katliamlarla kolaylıkla yok edebildiğine tanık olursunuz.
Kültür üretemeyenler, kültürleri yok edebilir; kurumlar yaratamayanlar, kurumları alaşağı edebilir.
AK Parti iktidara geldiğinden bu yana, ne bir kültürün yaratılmasına aracılık edebildi ne gerçek anlamda kurumlar oluşturabildi ne de olanları muhafaza edebildi.
Kendilerini muhafazakâr olarak tanımlayan bu iktidar; var olan ve işe yarar hiçbir geleneği, kuralı ya da kurumu “muhafaza” edemedi.
Hayalî ve gerçekle alakası olmayan bir Osmanlıcılıkları var; son yüzyılda oluşturulan bütün kurumları da bir tür düşman olarak görüyorlar.
Yaratmaya yönelik bir yetenek ve kapasiteleri olmadığı için var olanları yıkıyorlar sadece.
Burada güçten, iktidardan anlaşılan, yeni bir şey yaratabilmek değil, “eski” olarak addettiklerini yıkabilmektir.
Yerine hiçbir şey koymadan, öncekini yok edebilmek…
İşte o yüzden de çok büyük hatalar yapıyorlar.
Eskisi gibi, bir “dışişleri kurumu” olsa, gidip asla kullanılamayacağı belli olan S-400 füzelerine milyarlarca dolar harcayabilirler miydi?
Türkiye’nin dış politika geleneğinde, bu S-400 çuvallamasıyla boy ölçüşebilecek aynı ölçüde “muhteşem” bir başka hatayı bulamazsınız.
Ortada kurumlar olsa, mutlaka ama mutlaka, bu S-400’leri satın almanın ağır bedelleri olacağını anlatır ve bir yerde bu maceraya bir fren konulurdu.
Başka bir yazının konusu ama burada da söylemeden geçemeyeceğim, S-400 gibi korkunç bir hatanın bile arkasında duran bir muhalefetimiz var; bu denli büyük hatalarda bile iktidara bir ayna tutamıyor, milliyetçi hamasetle onun arkasında hizalanıyorlar sadece…
Sadece Dışişlerinin değil; Meclisin, yargının ve Türkiye’de kurum olarak aklınıza gelen ne varsa hepsinin üzerinden yıkıcı bir kasırga olarak geçtiler.
Bunlar yetmedi, baroları, odaları yıkmaya çalışıyorlar.
Tamamı iktidar destekçisi 2. barolar kurulmaya çalışılıyor.
Şimdi de “kitle imha silahlarının yayılmasının önlenmesine ilişkin kanun” kılıf yapılarak, sivil toplum yok edilmek isteniyor; avukatlardan muhbirlik yapmaları bekleniyor.
Tıpkı Belediyelere yaptıkları gibi, terör suçlarına ilişkin soruşturma yürütüyorum deyip, sivil toplum örgütlerinin yönetimlerine kayyım atayacaklar.
Avukatlara, taşınmaz alım satımı, şirket, vakıf ve dernek kurulması gibi konularda “şüpheli işlemleri bildirim” yükümlülüğü getiriliyor.
Böyle bir yükümlülük avukatlık mesleğinin tümden lağvedilmesi, bu kurumun tamamen yok edilmesi demektir.
Avukat, işi ve görevi gereği, “suçlu” kabul edilen insanları savunur; bütün müvekkillerinin sırlarını saklar. En olağanüstü zamanlarda bile avukat-müvekkil arasındaki mahremiyete dokunulmaz.
Buralara dokunmaya kalktığınızda; insanları devlet karşısında bu denli çıplak bırakmaya çalıştığınızda; müvekkilinin sırlarını saklamak zorunda olan avukatı, onu ihbar eden bir insan haline getirdiğinizde, Türkiye’nin değil, dünyanın binlerce yıllık geleneklerini yıkıyorsunuz demektir.
Bu denli bir yıkımın sadece sizin hedefinizde yer alan insanlara zarar vereceğini sanmayın sakın.
Sizin bu sınır tanımaz iktidarınız gider, yarın bir başka sınır tanımaz bir iktidar gelir ve güç elinizdeyken yıktığınız bütün bu kurumların altında kalırsınız.
AK Partililer kendilerine “muhafazakâr” demeyi seviyorlar.
Biz herhangi bir şeyi muhafaza edebildiklerine tanık olmadık bugüne kadar.
Sürekli yıkıyorlar; kültürel bir mutaassıplığa muhafazakârlık adını veriyorlar sadece.
Mutaassıplıkla muhafazakârlığı bu kadar karıştırmasalar; hiçbir şeyi muhafaza edemediklerini, sürekli yıktıklarını belki görebilirlerdi.
Yıktıkları şeylerin hiç birinin yerine bir yenisini inşa edemediklerini de…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.05.2023
17.04.2023
28.05.2022
13.10.2021
9.09.2021
30.12.2020
23.12.2020
21.12.2020
15.12.2020
3.02.2020