Osman CAN
Tunus seçimleri Müslüman coğrafyada çok önemli bir deneyime işaret ediyor.
Arap baharı Bouazizi’nin kendini yakmasıyla Tunus’ta patlak verdi ve Libya, Mısır, Yemen ve son olarak Suriye’yi sardı.
Arap Baharı diktatörlüklerin devrilip yerine demokrasinin inşa edilmesi doğrultusunda bir dalgaya yol açtı. Ancak 2013 itibarıyla hem bölgesel yapılar hem de uluslararası kimi aktörler bu dalganın risklerini görünce, tedbirler almaya başladılar. Suriye’de devrim başarıya ulaşamadı. Mısır’da devrim, karşı devrim ile nötralize edildi. Libya’da devlet otoritesi kayboldu. Bu tersinden dalga o kadar güçlüydü ki, bu coğrafyanın en güçlü ülkesi Türkiye’yi de neredeyse girdaba sürüklüyordu.
Tunus ise çok farklı bir yol izledi.
Mısır’a ve Türkiye’ye baktığımızda bu farklı yolun ne anlama geldiğini görebiliriz.
Önce Türkiye deneyimini hatırlayalım:
1946 yılında Türkiye çok partili bir sürece girdi. 1950’de iktidar el değiştirdi. Ama anayasal düzene dokunulmadı. 1950 sonrasında Türkiye’nin hukuki ve siyasi olarak bir reform sürecine geçmesi doğrultusunda esaslı bir eğilim ortaya çıktı. Önlerinde anayasal yönden hiçbir engel yoktu aslında. Hatta komisyon da kuruldu. Ancak bu komisyon ile dönemin siyasi iradesi, anayasal düzeni masaya yatırma konusunda bir kararlılık sergileyemedi. 1954 seçimlerini Demokrat Parti yeniden ve çok daha güçlü bir çoğunlukla kazandı ve iktidar konforu baskın geldi, reformlar yapılmadı. 1957 seçimlerinde iktidarın oyu düştü. İktidar reform sürecini başlatmak için ya geç kalmıştı veya Türkiye’nin anayasal düzeninin yol açacağı sorunlar konusunda herhangi bir fikre ve tasavvura sahip değildi. Muhtemelen ikincisi...
1960’ta darbeyle devrildi.
1924-1950 arası muktedir olan yapı, 1950-60 döneminden dersler çıkardı. Ve artık demokratik yöntemlerle iktidara kim gelirsen gelsin, bir daha muktedirlerin mahfuz alanlarına müdahale edemesin, devleti kontrol edemesin ve ülkenin siyasal kodlarına dokunmasın.
2010 yılına kadar bu böyle geldi.
Böyle gitmemeli ama gidiyor.
Darbecilerin demokratik düzenden çıkardığı dersleri, demokratlar darbeci düzenden çıkaramadı.
Anayasal düzen arıza veriyor. Zira demokratik değil ve Türkiye’nin demokratik yöntemlerle yönetilmesine imkân vermiyor. Toplumsal talepler karşılanmalı. Ama bu talepleri karşılama iddiasındaki yapı, toplumsal sorunları zaten üreten, süreklileştiren ve barışı zehirleyen yapı.
Nasıl olacak?
Olmuyor, 2013 itibarıyla gördük. Gezi kalkışması ve 17 Aralık süreci bunun bir tezahürüydü.
Ülkelerin sosyal-ekonomik ve kültürel durumunda esaslı değişimler ortaya çıktıysa, buna ancak esaslı kurumsal değişimlerle cevap verilebilir. Kurumsal sıçrama gerçekleşmezse devlet krizi kaçınılmaz.
Bunun da ötesinde toplumsal barış imkânı, toplumsal çatışma imkânına dönüşür.
Türkiye bunu görmeli. Önümüzdeki süreç, artık bu konuda kafaların netleşmesi gereken bir süreç.
Mısır bu deneyime sahip olamadı. Türkiye tarihini okuyamadı. Demokratik yöntemlerle iktidara gelenler, iktidarın ne olduğunu ve feraset ile davranma deneyimine sahip değillerdi. Türkiye’nin 1950-1960 dönemi hatalarını yaptılar. Hatta daha ağırlarını...
Baharın tersine dönmesinin, hatta yeni diktatörlükler kurulmasının adeta psikolojik zeminini ürettiler. Karşı darbe oldu ve Türkiye’nin 1960’ta yaşadığı kötü tecrübe, 60 yıl sonra Mısır’da tekrarlandı.
Tunus ne yaptı?
1950’de Türkiye’de, 2013’te Mısır’da olmayan feraset orada vardı. Gannuşi bu ferasetin vücut bulmuş hali. Bilge insan!
İktidara yapışmadı. Önceliği anayasal dönüşüm projesine verdi. Türkiye ve Mısır’ın deneyimlerini iyi analiz etti.
Kurumsal sıçramayı esas aldı. Anayasal düzen esaslı bir şekilde demokratikleştirildikten sonra iktidar veya muhalefette olmanın çok önemli olmadığı, toplum sözleşmesine dayalı bir düzenin herkesin özgürlüğünün garantisi olacağını gördü.
Türkiye abi ülke olabilir ama anayasal ve hukuk düzeni olarak değil. Ve bu yönüyle Tunus’tan ve Gannuşi’den alacağı dersler var.
Bu kesin!
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2021
9.01.2021
20.07.2020
12.07.2020
23.06.2020
20.06.2020
20.06.2020
24.04.2019
18.01.2017
1.02.2015