Pelin CENGİZ
Türkiye’de kanunlar artık tek bir “torbadan” çıkıyor, kararlar hep “acele” tarafından alınıyor. İstisnai olarak uygulanması gereken acele kamulaştırma sıradan bir uygulamaya dönüştü.Birkaç yıldır neredeyse her bakanlar kurulu toplantısında alınan kararlarla toplumun ortak kullanım alanları, bireylere ait tarım arazileri, konutlar, her türlü yaşam alanı şirketlere devrediliyor. Bunun adı kamulaştırma değil, apaçık el koymadır, halkı mülksüzleştirerek şirketlere sermaye transferidir.
1939’da İkinci Dünya Savaşı öncesi savaş hazırlığı kapsamında çıkartılan Milli Müdafaa Mükellefiyetleri Kanunu bugün karşımıza HES, baraj, madencilik, fosil enerji yatırımları, ulaşım ve kentsel dönüşüm projelerinde şirketlerin ticari çıkarlarına hizmet eder şekilde çıkıyor. O dönemde savaş ve seferberlik hâlinde kamulaştırılacak mülklere askeriyenin talebi doğrultusunda nasıl el konacağı bu kanunla düzenleniyor.
Savaş hukuku uygulamasının, HES’ler, madenler, enerji projeleri, yollar ve kentsel dönüşümle ne ilgisi olabilir? 2004’e kadarki acele kamulaştırma kararları sadece 20 civarındayken, şu anda yüzlerle ifade ediliyor, yakında binlerle ifade edilirse şaşırmayalım. Memleketi devasa bir arsa gibi gören iktidar, ülkeyi parsel parsel şirketlere pazarlıyor. Bugüne kadar EPDK, DSİ ve TOKİ gibi kurumlara devredilen bu yetki, Danıştay’a açılan davalarla iptal edildi. Ancak, bir yolu bulunarak bu hukuksuz el koymalara tüm hızıyla devam ediliyor.
Meseleye HES’ler özelinde bakarsak durum şu: HES kurulabilecek büyük nehirlerdeki potansiyel DSİ tarafından 2003’e kadar değerlendirilmişti. 2003’ten sonra su kaynakları bütünüyle özel sektörün sömürüsüne açıldı. 2002’den itibaren 356 adet HES üretime geçmiş. Ağustos 2014 itibariyle yapımı devam eden 145 adet HES mevcut. Plan ve proje aşamasında ise 719 tane daha var.
Çevre avukatlarından Yakup Okumuşoğlu, “Tüm enerji işlerinde acele kamulaştırma yoluna başvuruyorlar. Bunlar sadece HES. Elektrik iletim hatları için yapılan irtifak kamulaştırmalarında, doğalgaz boru hatları, karayolları çalışmalarında da acele kamulaştırma yapılıyor. İstisnai bir yöntem olan ve savaş, sıkıyönetim, olağanüstü durumlarda kullanılabilecek 2942 sayılı yasanın 27. maddesi genel, genel bir yol olan 2942 sayılı yasanın 10. ve diğer maddelerine göre yapılan normal kamulaştırma ise istisna hâline geldi” diyor.
Durumun bir diğer kritik boyutunu ise yine çevre avukatlarından Arif Ali Cangı anlatıyor: “Bu uygulamalar, ekoloji hareketlerinin önünü kesen, özel sektör yatırımlarının önünü açan bir hâl aldı. Şirketlerin yatırımlarını kolaylaştırırken, o yatırıma yönelik bilinci kırmak için de kullanılıyor. Köylüler yerlerini satmak istemeyince bakanlar kurulu, acele kamulaştırmayla bir haftada el koyuyor, şirketler dönümüne 5000 TL verilen yerlere 50 bin, 70 bin TL vererek direnişi kırıyor. Mülksüz kalanlar ya kentlere göç ediyor ya da karşı çıktığı projede işçi olarak çalışmak zorunda kalıyor. Kapitalist sistem sömürdüğünü kullanarak devamlılığını sağlıyor. Ekoloji mücadelesinin içinde yer alanlar şimdi o hareketteki arkadaşlarına karşı silah olarak kullanılıyor. Çevresel kirlenme dışında ahlaki bir kirlenme var.”
Mesele, neresinden bakarsanız bakın acıklı. İktidar, ortaya saçılan tüm yolsuzlukları, ahlaksızlıkları örtbas ederken, ekoloji mücadelesini karalayarak bu alanda emek verenleri yalnızlaştırmaya çalışıyor. Erdoğan’ın ekoloji mücadelesini iktidarına doğrudan bir tehdit olarak görmesinin altında hukuksuz işlerini, birilerinin ifşa etmesi yatıyor. Ekoloji krizimiz giderek karmaşıklaşıyor, bununla ancak örgütlenme ve dayanışmayla başa çıkabiliriz. Sendikaların, sivil toplumun ve sol örgütlerin ortak sinerjisine her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.03.2025
29.12.2024
14.10.2024
27.09.2024
23.08.2024
26.07.2024
21.05.2024
13.02.2023
10.02.2023
15.11.2022