Şahin ALPAY
Bizde yurttaşların temel hak ve özgürlüklerine dayalı hukuk devletinin temellerinin Tanzimat reformlarıyla atıldığı söylenebilir.
İki yüzyıla yaklaşan geçmişe rağmen, hukuk devletini niye hâlâ yerleştiremedik? Bu sorunun birçok cevabı olabilir, ama bireyin özgürlüğünü esas alan liberal düşünce geleneğinin güçsüzlüğü bence bunların başta geleni. Liberal düşünce geleneğinin azgelişmişliğinin nedeni de elbette ki tek değildir. Bu bağlamda ilk akla gelen, piyasa ekonomisine geçişten, devletten bağımsız bir burjuva sınıfının gelişmeye başlamasından ancak 1980'lerden sonra söz edilmeye başlanabilmiş olması. AKP iktidarının üçüncü döneminden itibaren sadece hukuk devletine değil, onun yeterli değil ama gerekli temeli olan piyasa ekonomisine de sırt çevrildiği ise ortada. Liberalizmin Türkiye'deki azgelişmişliğini, dışarıdan ithal – dış kökenli bir fikriyat olmasıyla izah etmenin ciddiye alınacak bir tarafı yok. Bizde liberalizme nazaran kat be kat daha güçlü düşünce gelenekleri olan milliyetçilik, İslamcılık ve sosyalizmin de dışarıdan ithal – “kökü dışarıda” olduklarına kuşku yok. Bireyin özgürlüğünü ve güvencesi olarak güçlü sivil toplumu savunan liberalizmden çok farklı olarak, milliyetçi, İslamcı ve sosyalist akımların sırasıyla milletin, ümmetin ve sınıfın özgürlüğünü ve güvencesi olarak güçlü devleti esas aldıkları çok açık. Buradan kalkarak liberalizmin devletçi siyasi ve iktisadi geleneklerimizle uyuşmadığı söylenebilir.
Türkiye'de liberal düşüncenin zafiyeti konusunda son yıllarda en dikkate değer akademik araştırmaları, Hilmi Ozan Özavcı yapıyor. Özavcı “Liberal Thought and Public Moralists / Liberal Düşünce ve Kamu Ahlakçıları” (2012) başlıklı makalesinde, 1940'lara kadar uzanan dönemde liberalizmin başlıca iki temsilcisi Mehmed (Prens) Sabahaddin ile Ahmet Ağaoğlu'nun fikirlerindeki anti - liberal unsurları irdelemişti. “Opposition to Authoritarianism: Society for the Dissemination of Free Ideas / Otoriterliğe muhalefet: Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti” (2015) adlı yeni makalesinde ise ilk liberal sivil toplum kuruluşu olan Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'nin faaliyetleri ve ideolojisinden hareketle, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde “kendilerini liberal olarak niteleyen” düşünürlerin fikriyatının özelliklerini ve sınırlarını ele alıyor.
Ekim 1947'de kurulan ve Hür Fikirler Mecmuası'nı çıkaran Cemiyet'in iki kurucusu olan Ali Fuat Başgil ile Ahmet Emin Yalman arasında 1950'de patlak veren görüş ayrılığı, derneğin etkinliğini kaybetmesi (ve 1957'de kapanması) sonucunu getiriyor. Görüş ayrılığının temelinde Kemalist otoriter laikliğe (Fransa'dan ithal “laicism”e) karşı takınılacak tavır yer alıyor. İnanç özgürlüğünü liberalizmin temel ilkelerinden biri olarak kabul eden Başgil, Kemalist laikliğin din üzerinde devlet denetiminden başka bir anlamı olmadığını savunurken, Yalman bu görüşleri “ani bir mürteciliğe dönüş” olarak yorumluyor. Özavcı, 1940'ların birbirlerinin görüşlerine hoşgörüyle yaklaşmaktan aciz liberalleri arasındaki görüş ayrılıklarının fikri kökenlerine bağlı olarak açıklanabileceğini ileri sürdükten sonra soruyor: “Acaba Kemalist / Marxist ve sağcı / İslamcı kökenlerden gelip otoriterliğe karşı liberalizmin ilkelerine sarılmaktan aciz bugünün liberalleriyle 1940'ların liberalleri arasında bir paralellik kurulabilir mi?”
1940'ların sonlarında Hür Fikirleri Yayma Cemiyeti'ndeki bölünmenin bir benzerinin, 2011 sonrasında Liberal Düşünce Topluluğu'nda yaşandığını düşünenler olabilir. Benim görebildiğim şu: Muhakkak ki Türkiye'de kendilerini liberal olarak niteleyenler, hemen her zaman başka fikir geleneklerinden devşirilen liberaller oldu. Ancak aralarındaki ayrılıklar, fikri kökenleri ya da liberalizmin farklı yorumlarına bağlılıklarından çok öğretinin temel ilkelerini ne ölçüde sindirmiş olduklarıyla ilgili olmalı. Bugün Erdoğan ve güdümündeki AKP otoriterliğini aklayıp paklayan kimilerinin liberal sıfatını taşımaya zerre kadar hakları olmadığı muhakkak.
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2023
21.12.2020
6.02.2020
18.11.2020
30.09.2020
24.09.2020
20.07.2020
8.05.2020
29.04.2020
21.04.2020