Salih Tuna
ABD Büyükelçisi Bass, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na galiba bilgi vermiş ama belge vermemiş.
Zira…
Geçen gün bir TV kanalında, “Kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı ve neden yakalanmıyor” sorusunu güçlü bir şekilde dile getirdikten sonra, “bu konuda bilgim var ama belgem olmadığı için şimdilik söyleyemem” dedi.
Diyeceksiniz ki, bunun ABD Büyükelçisi'yle ne alakası var?
Olmaz olur mu?
Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasının (Kılıçdaroğlu'nun ifadesiyle, hakimin önüne giden dosyasının içinin boşaltılmasının) üzerinden iki ayı aşkın süre geçti.
Soru şudur: Sayın Kılıçdaroğlu ana muhalefet partisi lideri olarak, kim bu Adil Öksüz, neden serbest bırakıldı sorusunu sormak için neden bunca zaman bekledi?
Bilgim var ama belgem yok, ne demek?
Ona bakarsanız benim de bilgim var. Aha da söylüyorum: Adil Öksüz kaçmadı, devletin elinde.
Nerden mi biliyorum?
Sağda solda konuşuluyor (üfürülüyor mu deseydim) da ondan.
Kuvvetle muhtemel, Kılıçdaroğlu'nun dilinin altındaki bakla da bundan ibaret. Fakat belgesi olmadığı için şimdilik konuşmuyor.
Hey kurban olduğum Allah, bilmeyen de elinde belge olmayınca konuşmadığını sanır.
Vaktiyle, “dönemin başbakanının” İsviçre bankalarında hesabı var, şeklindeki iddiası üzerine, “şerefli ve haysiyetli insanlar iddialarını ispat etmekle mükelleftir” karşılığını alınca ne yaptı biliyor musunuz?
Yok hayır, “buyrun işte belgesi” diyerek kapı gibi bir belge göstermedi.
Bambaşka bir şey yaptı: Bizzat kendisi belge istedi.
Nasıl mı?
Şöyle dedi: “Madem İsviçre bankalarında hesabınız yok, o halde hesabınız olmadığına dair belgenizi getirin…”
Şimdi kalkmış elimde belge olmadığı için söyleyemem, diyor.
FETÖ'nün kurguladığı tapeleri Meclis kürsüsünden bülbül gibi okurken bunlar belge mi yoksa gayrimeşru yollardan edinilen psikolojik harp malzemeleri mi, diye hiç sorgulamamıştı.
Demek ki…
İşine geldi mi İsviçre bankaları muhabbetinde olduğu gibi iftira atmak için belgeye hiç ihtiyaç duymuyor, sıkışınca da kendi iddiasının belgesini iftira attıklarından isteyebiliyor.
İşine geldi mi belgesiz konuşmuyor, fakat, işine gelmedi mi de belgeyi gözüne soksanız (17-25 Aralık 2013'ten sonra hepten karaya vuran FETÖ'yü görmediği gibi) görmek istemiyor.
En tuhafı da, işine gelmedi mi kendi belgesini bile hatırlamıyor.
Baykal'ın “olay görüntülerini” içeren videonun kendisine getirilip izlettirildiğini söylemişti. Savcılık, kim tarafından ve ne zaman kendisine izlettirildiğini sorunca da, “hatırlamıyorum” demişti.
Belgesiz konuşmuyormuş!
İşine gelsin, “Adil Öksüz o gece Akıncı üssüne arsa bakmaya gitti” demezse ben bir şey bilmiyrom.
NOT: Kripto Sözcü gazetesinin adı lazım değil yavru bir gazetesi var. Bu gazetenin yazarlarından Can Ataklı adlı şahıs, “Okulları 'gaza bilinci' ile açtılar” başlıklı dünkü yazısında şöyle dedi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan Gaziler Günü'nü kutlarken 'gaza bilincinden' söz etti. Erdoğan'a göre 17 Temmuz darbe girişimine karşı çıkanlar gaza bilincinin ne denli önemli olduğunu gösterdiler (…) Gaza şu anlama geliyor; İslam dinini korumak veya yaymak amacıyla Müslüman olmayanlara karşı yapılan kutsal savaşa verilen isimdir. Katılanlara gazi denir. Bu savaşta ele geçirilen mallara ganimet denir. Demek ki 17 Temmuz'daki halk demokrasi, özgürlükler ve milli irade için değil, İslam dinini korumak ve yaymak, Müslüman olmayanlara karşı kutsal bir savaş vermek için sokaklara dökülmüş. Ve tabii darbenin bastırılmasından sonra el konan şirketlerin mal ve para varlıkları da ganimet oluyor…”
Hep diyorum ya, logolarında “Gazi Paşa”nın gözleri var, ama, her daim müstevlilerin gözlerine bakıyorlar.
Şayet kendi logolarına adam gibi baksalardı Mustafa Kemal'e neden “Gazi Paşa” denildiğini anlarlardı. (Merhum Attila İlhan da hep “Gazi” diye terennüm ederdi.)
Zaten anlasalardı, “Gazi” kavramını öyle dolaştırıp da yabancılaştırmaya çalışmazlardı. (Şu Can Ataklı insanına bakar mısınız; biraz daha kaptırsa, “Gaza, yani, irtica” diyecekti.)
“Gaza” edene “Gazi” denir, bu kadar yalındır bu.
Nazım Hikmet'in Kuvâyi Milliye Destanı'nda, “Düşman tutmuştu tepeleri. / Akan: Antep'in kanıydı.” dediği Antepliler de Fransızlara karşı “gaza” ettikleri için 8 Şubat 1921'de “Gazi” unvanını aldılar.
Behey “FETÖ hattındaki ahmak!”
“Gaza” kavramını yabancılaştırma gayretinin ardından FETÖ'nün şirketlerinin ve malvarlığının muhafızlığına soyunduğunun anlaşılmadığını mı sanıyorsun? (Tuhaftır; Kılıçdaroğlu da son günlerde, FETÖ medyasının muhafızlığına soyundu. Kimin gözlerine bakıyorlar dersiniz?)
Gaza vatan savunmasıdır; 15 Temmuz'da bu millet, işgale karşı vatanını savunmuş, ölenler şehit, yaralananlar gazi olmuştur.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2019
5.02.2019
21.02.2019
20.02.2019
19.02.2019
12.02.2019
6.02.2019
5.02.2019
31.01.2019
29.01.2019