Salih Tuna

Salih Tuna
Salih Tuna
SABAH Tüm Yazıları
FETÖ’cü Atatürkçüler bunu da yaptı
7.02.2017
1366

 Kenan Evren çok ilginç bir paşaydı; 12 Eylül 1980'de olduğu gibi darbe yapmayı bilirdi ama lafını hiç bilmezdi.


Bir defasında, “Hangi taşı kaldırsan altından Atatürk çıkar…” demişti.

İnsan düşmanına böyle söylemez; lakin Kenan Paşa, Mustafa Kemal'e duyduğu muhabbetini ve minnetini böyle dile getirmişti.

Gelgelelim aynı lafı başka biri söyleseydi, Atatürk'e hakaretten, kuvvetle muhtemel tecziye edilirdi.

Evren Paşa'nın mezkur sözünün ardından 12 Eylül cuntası o taşların altına baka baka “Atatürk 100 yaşında” kampanyası başlattı.

Yaşı elverenler muhakkak hatırlayacaklardır; dağa taşa, şehrin tüm alanlarına bunu yazdırmışlardı.

Her yere “Atatürk 100 yaşında” yazıldığı bu dönemde Fetullah Gülen'in posterleri de Şehir Hatları iskelelerine kadar asılmış, altına da “aranıyor” yazılmıştı.

Zamanla anlaşıldı ki, hangi taşı kaldırsan altından Mustafa Kemal değil, Fetullah Gülen çıkıyor.

***

“Bin yıl sürecek” denilen 28 Şubat sürecinde de “Evren Atatürkçülüğünün” sol yanı devreye girmişti.

O kadar ki, yaz tatillerinde çocukların Kur'an öğrenmesi bile yasaklanmıştı.

28 Şubatçılardan bir “paşa” da güya “Atatürkçülük” adına, İstiklal Marşı'mıza bile lagaluga etmişti.

Aynı adamlar, D 8'i kurdu diye Erbakan'a dünyayı dar etiler. Fakat, Erbakan için, “o adamı hiç sevmedim” diyen Fetullah Gülen o süreçte, Atatürk'ü çok sevdiğini söyleyince, Aydın Doğan'ın medyasından dönemin Show TV'sine kadar göklere çıkartıldı.

Ne oldu peki?

Ne olacak, Erbakan tasfiye edilirken FETÖ, devletin tüm kılcal damarlarına “sızmayı” hızlandırdı.

Zaten çok daha evvel, tee 70'li yıllarda, meşhur MİT Müsteşarı Korgeneral Fuat Doğu döneminde “sızıntıya” başlamışlardı. (Bu arada, Fuat Doğu'nun, “Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım, CIA'nın şube müdürlüğünü yaptım. Bir CIA yetkilisi gelse, beni Sinop'a götür dese onu oraya götürmekle memurum…” dediğini de unutmayalım.)

Öcalan Suriye'den çıkartılıp Kenya'dan paket edilince rüştünü ispat eden Gülen de Pensilvanya'ya “hizmete” alındı.

Sonra “akrep kıskacı” gibi çalıştı mekanizma. Yani, birileri bu milletin manevi iklimine “Atatürkçülük” adına vurdukça, “Fethullaçılar” palazlandı.

Sonra, çok sonra anlaşıldı ki…

“Atatürkçülük” adına milletin mana iklimine saldıranların arkasında da FETÖ var.

***

FETÖ “dini” ve “dindarları” da alabildiğine kullanarak 70'li yıllardan itibaren sürdürdüğü devletin tüm kılcal damarlarına yerleşme faaliyetini, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarıyla tamama erdirince, sırayı Türkiye'nin işgaline getirmişti.

Toplumsal destek içinde kamplaştırdıkları toplumu Gezi ve ardından da 17 – 25 Aralık 2013'teki kumpaslarla adeta narkozladırlar.

Ülkemizi işgal etmek için 15 Temmuz'da harekete geçtiler.

Şükür ki şükür, Başkumandan Erdoğan “ölümüne… ölümüne..” diyerek darbelerini kırıp ellerine verdi.

Bu “ölümüne” savaşta…

“Bağımsızlık benim karakterimdir” diyen Attila İlhan'ların Atatürk'ü Erdoğan'ın yanında, FETÖ muhibbi Can Dündar'ın “Atatürk'ü” ise karşısındaydı.

Halen de böyledir, böyle de devam edecektir.

FETÖ şimdilerde kendi evlerinde yetişen o patronun gazetesi (Sözcü) ve FETÖ'yü her fırsatta arkalayan Cumhuriyet gazetesi üzerinden Can Dündar'ların Atatürkçülüğünü devreye sokarak kampanya yürütmek istiyor.

Sırf bu nedenle İzmir Marşı'nı bile araçsallaştırıyorlar.

Ne ki, İzmir Marşı'nın da çalıntı olduğu ortaya çıktı. Tıpkı Enver Paşa Marşı'nın (Hoş gelişler ola kahraman Enver Paşa) olduğu gibi

Çalmakla da yetinmediler, bu uğurda gencecik bir kızımızın, Mehtab Guitar'ın vatan aşkını da “Evet” / “Hayır”a meze yaptılar.

Bakınız, Mehtab Guitar ne diyor: “Bazı TV, gazete ve haber sitelerinde 2013 yılında hazırlanmış olan, (17 yaşındaydım) 'İzmir Marşı' videosu çarpıtılmakta ve 'Evet-Hayır' tartışmasına dahil edilerek sanki 'Hayır' için çekilmiş gibi yansıtılmaktadır (…) İzmir Marşı 'Hayır' ve 'Evet' oyu verecek bütün milleti birleştiren bir marştır (…) 'İzmir Marşı' ile ya da marşın sözlerinin değiştirilmesi ile kampanyalara ve kamplaşmalara alet edilmesine son derece karşıyım. Bu tek kelime ile saygısızlıktır. 'Evet' diyecek yurttaşların karşısına dikilip, 'İzmir Marşı'nı söylemek, sözlerini değiştirmek toplumu kutuplaştırır (…) Günün acil ve yakıcı ihtiyacı milleti kamplaştırmak / kutuplaştırmak değil vatan mücadelesinde birleştirmektir…” (Aydınlık.com.tr)

Gençlerimiz bu kızımız gibi bilinçli olduğu sürece, FETÖ hiçbir halt edemeyecek, yeni sürüm kumpasları da ellerinde kalacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar