Selami GÜREL
Coğrafyamızdaki son otuz yılın tarihi, TC devletinin son Kürt isyanını bastırma, Kürtleri bir daha başkaldıramayacak hale getirerek teslim almaya çalışmasının tarihidir. Bunu yazarken diğer politik olayları elbette yok saymıyorum. 1990 Zonguldak Madenciler Grevi, Gezi Direnişi de, o döneme damgasını vuracak kadar önemli, politik eylemlerdi. Ama hiçbiri devletin temel dinamiklerini –askeri bürokratik vesayeti- sarsacak boyutta bir örgütlülüğe dönüşemedi.
Kürtler, ulaştıkları örgütlenme düzeyi ve öz güçlerinin verdiği güvenle mücadelelerinin çeşitli aşamalarında sürekli bir barış arayışı içinde oldular. Gerek 1999’da Öcalan’ın uluslararası bir organizasyonla yakalanmasından önce, gerekse yakalandıktan sonra bu arayışları devam etti. Devlet, özellikle Öcalan’ın yakalanmasından sonra tüm umudunu PKK’yı bölme, Öcalan’ı “yararlanacağı bir araç haline getirme” çabasına yoğunlaştı. Çeşitli barış girişimlerini bu amaca hizmet edebilecek “fırsata” dönüştürmeye uğraştı. Ama başaramadı. PKK bütünlüğünü inatla korudu, gücünü büyüttü, pekiştirip kökleştirdi.
AKP hükümeti de diğer iktidarlardan farklı bir politik tutuma sahip olmadı. Tıpkı diğerleri gibi, o da tüm gücüyle PKK’yı etkisizleştirmenin hesaplarına soyundu. Birkaç yıl önceki KCK operasyonlarında kısa bir sürede on bin silahsız insanı cezaevlerine doldurdu. (Siz bakmayın “vallahi Cemaat yaptı” demelerine) Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, bir yasal partinin on bin kadrosu bir ay içinde içeri doldurulsa o parti kapısına kilit vurulurdu, ama Kürtler yine ayakta kaldı. Tüm bu saldırılara rağmen oylarını yüzde ona yaklaştırdılar. Hükümetin bu Kürtlerin tüm örgütlülüklerini dağıtma niyeti, özellikle IŞİD katillerinin Kobane’ye saldırmasıyla, bizzat Erdoğan tarafından açıkça dile getirildi. (“Kobane düştü düşüyor”) Ama Kobane’de sadece IŞİD değil, AKP’de yenildi.
Tüm bunlara rağmen Kürtler, Öcalan’ın 2013 Newruzunda iki milyon insanın önünde yaptığı yazılı barış çağrısına sadık kalmaya devam ettiler.
Üç gün önce Öcalan, on maddelik bir demokratikleşme paketinin müzakere edilmesi şartıyla, PKK’ya demokratik mücadele kararı alması için bir kongre çağrısı yaptı. PKK, HDP ve demokratik kamuoyunun büyük bir kesimi bunu olumlu karşıladı.
Ama yine ilk “çatlak sesler” bazı “solculardan” gelmeye başladı. Otuz yıllık mücadeleleri ile tüm dünyadan destek gören Kürtler, nedense bizim bazı “solcularımıza” bir türlü yaranamadılar. Bu solcular, yerel seçimlerde CHP’nin başkentteki MHP’li adayına, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yine aynı partinin adayı Ekmeleddin beye destek veren solculardı. Kendine sosyal demokrat diyen bir partinin faşistlerle kol kola yürümesinden rahatsız olmayanlar, on yıllardır barışı gerçekleştirebilmek, demokratik bir toplum yaratabilmek için mücadele eden Kürtlerin barış deklarasyonlarına hep benzer tepkiler gösterdiler. Geçmişi suçlarla dolu milliyetçi, hatta zaman zaman ırkçı bir devlet partisini umut olarak göstermekten vazgeçmediler. HDP’nin varlığıyla, belki de ilk kez, bu toprakların kaderini değiştirme olanağının yakalandığı, AKP iktidarının ilk kez demokratik bir yenilgiyle karşılaşacağı bu dönemde yine kafa karıştırmaya, belirsizlikler yaratmaya çalışıyorlar. Ama artık şansları yok. Ulusalcı, milliyetçi “önyargıları” ne kadar izin verir, barış ve demokrasinin onlar için önemi nedir, bunları tam olarak bilme şansım yok. Ama onların yerinde olsam, 8 Haziran günü düşeceğim durumu düşünür, “zararın neresinden dönülse kardır” derdim.
.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.03.2025
9.02.2025
7.02.2025
3.01.2025
19.01.2024
8.01.2024
14.06.2023
26.05.2023
7.05.2023
14.04.2023