Serpil Çevikcan
2017’nin zor geçeceğini, yeni yılın ilk saatlerinde en acı biçimde anladık.
İstanbul’da Reina’ya yönelik silahlı saldırıda 39 kişi yaşamını yitirdi, çok sayıda yaralı var.
Türkiye’deki saldırılarından bugüne kadar sadece Atatürk Havalimanı eylemini üstlenen DAEŞ, Reina saldırısını üstlendi.
Güvenlik güçleri çok yönlü soruşturmayı sürdürüyor.
Dün bu yazı kaleme alınırken teröristin kimliğinin belirlendiği, yakalanması yolunda çok önemli mesafe kaydedildiği yolunda bilgiler geldi.
Dün konuşma olanağı bulduğum güvenlik kaynaklarından aldığım bilgiler çerçevesinde şu saptamaları aktarabilirim:
Doğrudan savaş alanı
- Türkiye’deki saldırılarını üstlenmemeyi tercih eden DAEŞ’in bu kez eylemi üstlenmesi konusunda, “Önceden Türkiye’yi kendilerine eleman kazanabilecekleri bir saha olarak görüyorlardı, şimdi doğrudan savaş sahası olarak görüyorlar” değerlendirmesi yapılıyor. Örgütün, Türkiye için son dönemde, “Mürted Türk devleti”, “Haçlılarla iş yapan Türk devleti” gibi ifadeler kullanması da bundan. DAEŞ lideri Bağdadi’nin bir süre önce Türkiye’ye yönelik talimatları basına da yansıdı. Bağdadi, “Elinizde hangi imkan varsa onu değerlendirin, elinizde silah yoksa gidip bıçaklayın” talimatı verdi. Bu talimat risk tablosunu ortaya koyuyordu.
Neden bireysel eylem?
- DAEŞ’in Türkiye’yi katliam tarzı eylemlerle doğrudan hedef almasının ana nedeni El Bab operasyonu. El Bab’ta çok sıkışan örgüte her gün bomba yağdırılıyor. Terör örgütü de imkanları doğrultusunda bireysel eylemlere yöneliyor. El Bab’ta canı çok yanan örgütün yanıt verme tarzı bu tip eylemler. Bu eylemleri de sürdürmek isteyecekler.
- El Bab’ın kuşatıldığı Fırat Kalkanı öncesi, Türkiye sınırında 300 km’ye yakın bir alanı kontrol eden, sınırdan tünellerle patlayıcı ve militan sokan DAEŞ’in bütün bu yolları kesildi. Eylemin bireysel ve kaleşnikofla gerçekleştirilmesinin, bombalı kamyon gibi bir yöntemin uygulanmamasının ana sebebi, imkanlarının kısıtlanmış olması. DAEŞ, Türkiye’nin 30-40 km.’lik tampon bölge oluşturmasıyla artık 2-3 km.’lik tüneller kazma, sınırı kullanma olanaklarını bütünüyle yitirdiği için bu tip eylemlerle sesini duyurmayı amaçlayacak.
Ölmeyi göze almış
- ABD’nin PKK saldırıları konusundaki istihbari uyarıları sınırlı. DAEŞ konusunda ise uyarı sistemi daha etkili. Daha önce uyarıları sonucunda DAEŞ’in bir büyük bir kentte yapacağı eylem önlenmiş. Ancak bu olayda, nokta atışı bir uyarısı yok. Yılbaşına yönelik genel bir eylem uyarısı söz konusuydu.
- DAEŞ, bütün bu parametreler ışığında, en efektif bulduğu eylem tarzını seçiyor. Örgüt intihar saldırısını da meşru bulmasına rağmen, saldırganın kaçabilme imkanını gördüğü için Reina eylemini bu şekilde yapmayı tasarlamış. Muhaliflere karşı sahada da Paris gibi metropollerde de her zaman intihar saldırısı yöntemini seçmiyor. Ancak yine de saldırganın ölmeyi göze alarak bu eylemi yaptığı kesin.
- Saldırganın bölgeyi bildiği, keşif yaptığı, nereden atlayacağını, nereden kaçacağını önceden belirlediği, kapıdakilerin silahlı olup olmadığını bile bildiği değerlendiriliyor. İçeriden yardım almasına düşük bir ihtimal olarak bakılıyor. 15-20 kişilik bir destek grubu olabileceği belirtiliyor ancak eyleme aylardır hazırlandığı iddiaları doğrulanmıyor. Bu noktada örgütün Türkiye’ye sızmış militanlarına verdiği genel talimata dikkat çekiliyor. Zaten talimatlandırılıp gönderilen örgüt militanlarının, “Şu tip bir açıklama yapıldığında harekete geç” emri doğrultusunda hedef tespiti ve keşif yaparak, harekete geçtiklerinin altı çiziliyor.
Savaşmış örgüt üyesi
- Saldırganın 5 senedir sahada her türlü yöntemle savaşan DAEŞ’e mensup olduğuna da dikkat çekiliyor. Bu nedenle silahı tutma ve kullanma biçiminin savaşa katılmış bir militan düzeyinde olduğu değerlendiriliyor. 6 şarjör değiştirmesinin, kaleşnikof kullanmasının, savaşa katılmış bir militan olduğuna işaret ettiği ifade ediliyor. İlk tespitler saldırganın Doğu Türkistanlı, Uygur olduğu yönündeki iddiaların doğru olmadığı yönündeydi. Dün akşam saatlerinde güvenlik kaynakları “Orta Asyalı olma ihtimali yüksek” dediler.
- DAEŞ’in “bireysel eylem” tarzlarını sürdürmeyi amaçladığı değerlendiriliyor. Küçük ve hafif silahlı eylemlere yönelebilecekleri yönünde değerlendirmeler var. Reina eylemi sonrasında ortaya çıkartılan bağlantılar da mevcut.
Son söz...
Türkiye; PKK, DAEŞ, FETÖ ve DHKP-C ile eşzamanlı mücadele ediyor.
Bu durum riskleri de üst seviyeye çıkartmış durumda. Risklerin en aza inmesi küresel ve bölgesel bir denklemle doğrudan orantılı.
ABD’de Trump’ın başkanlığı devralması, Suriye’de ateşkesin geniş çaplı sürmesi, El Bab operasyonunun başarıyla sona vermesi, Suriye sınırının PKK’ya bütünüyle kapatılması parametreleri belirleyici.
Hepsi birbiriyle ilintili bu koşullar Türkiye lehine gerçekleştikçe huzur bulabiliriz.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018