Serpil Çevikcan
Cumhuriyet tarihinin en kritik oylamalarından biri dün yapıldı.
Sonuçlar anket firmalarının bir bölümünün tahmin ettiği gibi bıçak sırtı.
Bu satırlar yazılırken resmi olmayan sonuçlara göre, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin oylandığı referandumda “evet” 51.4, “hayır” ise 48.6.
Arada 1 milyon 330 binlik bir oy farkı vardı.
Dün sonuçlar belli olmaya başladıktan sonra önce CHP, sonra Ak Parti Genel Merkezi’ne gittim.
“Evet” oyları düşüp, “hayır” oyları arttıkça, “sonuç ‘hayır’a döner mi?” beklentisi giderek güçleniyordu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun da sonuçlara göre partiye geleceği söyleniyordu.
Ak Parti Genel Merkezi’nde de ilk sonuçların değerlendirilmesi ve genel olarak sessizlik söz konusuydu.
Başbakan Binali Yıldırım’ın “balkon konuşması” için partiye geleceği belli olduktan sonra Ak Parti’de de hareketlilik arttı.
Partililer alanı doldurmaya başladı.
Başbakan gelmeden önce, Ak Parti koridorlarında, anayasa değişiklik metninin hazırlanmasında ve referandum kampanyasında önemli katkıları bulunan isimlerle görüştüm.
Aralarında Medya ve Tanıtımdan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, AK Parti Genel Sekreteri Abdülhamit Gül’ün de bulunduğu isimlerle sohbet olanağı buldum.
Daha yüksek bir oyla paketin kabul edilmesini bekledikleri hemen anlaşılıyordu.
Konuştuğumuz her Ak Partili, anket firmalarının araştırmalarının sonuçlarını her iki taraf açısından da abartarak yansıttıkları yolunda sitemde bulunuyordu.
Güneydoğu oyları
Kurmaylar, 3 büyük metropol kentiyle, sanayileşmiş bazı büyük kentlerde ve kıyılarda “hayır” oylarının yüksek çıkmasının, özellikle sosyo-ekonomik bir alt yapıya dayandığı, ekonomik göstergelerin dengelenmesi ve yaşam tarzı açısından bir beklentiyi yansıttığı görüşünü seslendiriyordu.
Ortak görüşlerden biri de “MHP’den beklenen katkının gelmediği” yönündeydi.
Kurmaylar, Güneydoğu oylarını, 1 Kasım seçimiyle de karşılaştırıyordu.
1 Kasım’a göre bölgedeki Ak Parti oylarında artış gerçekleşmesi, bunun da MHP ile yürütülen çalışmaya rağmen olması olumlu değerlendiriliyordu.
Buna karşılık, son hafta yaşanan eyalet tartışmalarının milliyetçi seçmenlerden 1 puanlık bir kayba yol açtığı da ifade ediliyordu.
15 Temmuz öncesi ve sonrası
Referandumda dün “evet” için çıkan oy, Cumhurbaşkanlığı Tayyip Erdoğan’ın, cumhurbaşkanı seçildiği dönemde aldığı yüzde 51,7’ye çok yakın bir oran.
Ak Parti’nin 1 Kasım’da aldığı yüzde 49,4’ün de üzerinde.
Bu oranlar bize anayasa paketinden çok Erdoğan’ın liderliğine destek verildiğini söylüyor.
Anayasa değişikliği temelinde değil, parti tercihi yönünde oy kullanıldığını da.
Bu son teze karşılık, partide, 15 Temmuz darbe girişimi öncesi yapılan anketlerde AK Parti’ye verilen destek yüzde 50’lerde olmasına rağmen, sistem değişikliğine desteğin yüzde 35 oranında olduğuna dikkat çekiliyordu.
Dünkü referandum sonucunda yüzde 51’e yükselen desteğe dikkat çekilerek, “evet”lerin içinde anayasa değişikliğine verilen oy olmadığı yorumlarının gerçeği yansıtmadığı belirtiliyordu.
CHP ve MHP’nin durumu
Sonuç ışığında üç partiye de kabaca bakalım.
CHP açısından 1 Kasım seçimi, “hayır” cephesinin öncü partisi olma pozisyonu ve CHP’nin siyasal olarak karşısındaki çok önemli isimlerin Kılıçdaroğlu’nu hedef alan bir kampanya yürüttükleri düşünüldüğünde sonuç “başarılı” olarak yorumlanabilir.
Buna rağmen CHP’nin aradaki makas küçük olsa da sistem değişikliğini engelleyemediğini değerlendirmesinde fayda olduğu anlaşılıyor.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin tartışılacağı değil, partinin politikalarının gözden geçirileceği bir süreç yaşanacak gibi gözüküyor.
Kılıçdaroğlu’nun, “evet” oylarının çok daha yüksek olması halinde, karşı karşıya kalması muhtemel parti içi mücadelede elinin güçlendiğini de not edelim.
Referandumun sonucu, süreci başlatan parti konumundaki MHP’nin durumunun da epey tartışılacağını gösteriyor.
Hesap ortada.
Son seçimleri esas aldığımızda AK Parti ile MHP’nin oy oranlarının toplamı yüzde 61,5’du.
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “sözümüzden çıkmazlar” dediği ülkücü tabanın paketi kabullenmekte bir bütün olarak hareket etmediği, parti içi muhalefetin görece etkili olduğu anlaşılıyor.
Uzun analiz gerektiren önemli sonuçlardan biri Güneydoğu oyları.
HDP’nin önemli isimlerinin cezaevinde bulunduğu bir süreçte bölgede oylarda değişkenlik olsa da HDP’nin kazandığı yerlerde yine önde çıkması Kürt seçmenin verdiği mesaj.
Kürt seçmenler, oylarıyla, “bizimle ilgili sorun sadece terör sorunu değil” mesajını da vermiş oldular.
Ancak asıl dikkat çekici sonuç, referandumda son seçimler esas alındığında o ilde AK Parti ile MHP’nin oy toplamından daha fazla “evet” oyu çıkan 14 kentin de doğu ve güneydoğudan olması.
2019’a ilerleyecek süreçte AK Parti bu oyları reel bir bakış açısıyla kıymetlendirmeye mecbur. Bunu devasa bir sorunun çözümü için fırsat olarak görmeye de.
Erdoğan’a “evet” ve uzlaşma zamanı
Referandum sonucu erken seçim tartışmalarını biraz daha geriye itse de uzak olmayan bir vadede kabinede, Ak Parti içinde değişimler yaşanabileceğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor.
Yüzde 51’de kuşkusuz Başbakan Binali Yıldırım’ın da katkısı çok.
Ancak sonuç olarak alınan oyun Erdoğan’ın liderliğine verilen destek olduğu net biçimde okunabiliyor.
Türkiye, referandum sürecinde çok ciddi bir kutuplaşma yaşadı.
Bu süreç herkes tarafından iyi okunmalı.
Neredeyse yüzde 50-50 dengesine oturan referandumun en önemli sonucu Türkiye’nin uzlaşmaya ihtiyacı olduğunu göstermesidir.
Türkiye; içeride, dışarıda beka sorunu olarak niteleyebileceğimiz ölçekte meselelerle uğraşmaya hazırlanırken bu uzlaşmayı sağlamak için herkese büyük görev düşüyor.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları






































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018