Serpil Çevikcan
Anayasa Mahke-mesi’nin 55. kuruluş yıldönümü töreninde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Başbakan Binali Yıldırım’la birlikte neşeli bir sohbet içerisinde gösteren fotoğraf gündemden düşmüyor.
Özellikle Meclis Başkanı Kahraman’ın 23 Nisan özel oturumundaki konuşmasında Atatürk’ün adını zikretmediği yolunda CHP’den yöneltilen sert eleştiriler ortadayken ve 16 Nisan referandum sonuçlarına ilişkin tartışma sürerken CHP liderinin böyle bir görüntü vermesi bazı çevrelerin sert tepkisine neden oldu.
Kılıçdaroğlu, bu eleştirilere karşılık, bugüne kadar bir açıklama yapmamayı tercih etti.
Dün, bir köşe yazısında CHP liderine yönelik tuhaf benzetmeler içeren ifadeler de kullanılarak yöneltilen ağır eleştiriyi de okuyunca o fotoğrafın hikâyesini araştırdım.
Fotoğraf karesinde Kılıçdaroğlu, Başbakan ve TBMM Başkanı yan yana görülüyordu.
Aldığım bilgilere göre, her üç ismin de güldükleri fotoğraf karesi şöyle oluştu:
‘Kabul edenler, edilmiştir’
Törenin yapıldığı salona önce Kılıçdaroğlu, ardından Yıldırım, sonra da TBMM Başkanı girdi.
Protokolde, yan yana oturan Kılıçdaroğlu ile Yıldırım’ın yanında Kahraman’ın yeri ayrılmıştı.
Başkan, yerine otururken, selamlaştıktan sonra her iki lidere dönerek, “Size komşu olabilir miyim?” diye sordu, ardından da Meclis Başkanı sıfatıyla kendi oylamasını yaparak, “kabul edenler, kabul edenler, kabul edilmiştir” esprisini yaptı.
Meclis’in ve milletvekillerinin işlevine dönük eleştirilerde sık sık kullanılan, “Kabul edenler, etmeyenler, kabul edilmiştir” esprisini bir adım öne götüren bu ifade, Kılıçdaroğlu’nu da Yıldırım’ı da çok güldürdü.
İşte CHP liderinin saygı sınırlarını da aşan ifadelerle eleştirilmesine neden olan o enstantanenin nedeni bu.
Merak edilen sohbetin, ikinci ve üçüncü evreleri de var.
Hatırlanacağı gibi, görüntülerin bir bölümünde Kılıçdaroğlu, parmağıyla karşıdaki bir noktayı Başbakan Yıldırım’a göstererek bir şeyler söylüyor.
Öğreniyoruz ki iki siyasi, Anayasa Mahkemesi kuruluş yıldönümü törenleri tarihinde ilk kez yapılan sinevizyon gösterisi üzerine sohbet ediyor.
Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi’nin; anayasa kitapçığı, ay ve yıldız ile bu ay ve yıldızı saran üç ayrı alevi simgeleyen amblemini Yıldırım’a gösteriyor. “Bakın, sinevizyon gösterisinde kullanılan amblem yanlış. Üç yerine iki alev simgesi kullanılmış” diyor.
Bunun üzerine Başbakan, şaşırarak, “Ne kadar dikkatlisiniz” sözleriyle Kılıçdaroğlu’na iltifat ediyor.
Yıldırım ile Kılıçdaroğlu arasındaki sohbetin 3. bölümü ise Başbakan’ın 23 Nisan özel oturumunda TBMM’de yaptığı konuşmaya ilişkin.
Atatürk teşekkürü
Hatırlanacağı gibi Başbakan, söz konusu konuşmasında, Milli Mücadele, Meclis’in kuruluşu, Atatürk başlıklarına geniş yer ayırmıştı ve “Atatürk” diyerek, Gazi’yi anmıştı.
Yıldırım, konuşmasında, “Milli iradeyi hakim kılarak ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmak için TBMM açılışından bugüne kadar, başta ilk Meclis Başkanı ve Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Meclis çatısı altında çalışanlardan vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum... Çocuklarımızın milletimizin değerlerine sahip çıkarak fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür olarak ve özgüvenleri yüksek bir şekilde yetişmesini arzu ediyoruz... Milli mücadelemiz Meclis öncülüğünde, Gazi Mustafa Kemal liderliğinde bir halk mücadelesidir. Meclisimiz bu mücadeleyi başarıyla yürüterek cumhuriyeti kurmuştur... Devlet kuran Meclisimiz, dünyadaki tek gazi Meclis’tir” gibi ifadeler kullanmıştı.
Kılıçdaroğlu, Yıldırım’a, “Atatürk’le ilgili vurgularınızdan büyük memnuniyet duydum” diyor ve teşekkür ediyor.
Bunun üzerine Başbakan da Atatürk’ün Türk milletinin ortak değeri olduğunu belirterek, bu vurguları yapmasından doğal bir şey olmadığını söylüyor ve “Yapılması gerekeni yaptım” diyor.
İşte büyük fırtına koparan sohbetin hikâyesi böyle.
Kılıçdaroğlu, bu görüntü üzerinden bu kadar tartışma yaratılmasından üzüntü duymuş.
CHP lideri, bir tören vesilesiyle yan yana gelen siyasilerin medeni bir diyalog içerisine girmesinin normal olduğunu söylüyor.
Ne yapsaydı, Meclis Başkanı ile Başbakan’a protokol sırasında sırtını dönüp mü otursaydı?
Ya da “Beni niye buraya oturttunuz?” diye tepki gösterip Anayasa Mahkemesi törenini terk mi etseydi?
21 Mayıs kimseye sürpriz değildi
Gündemdeki en sıcak madde Ak Parti’nin 21 Mayıs’ta yapacağı olağanüstü kongre.
Referandum sonuçlarının kesinleşmesiyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ak Parti’ye dönüş yolu açıldı, Erdoğan 2 Mayıs’ta partisine yeniden üye olacak.
21 Mayıs’taki kongreyle de genel başkanlık görevini yeniden üstlenecek.
Başbakanlık ve Ak Parti çevreleri 21 Mayıs tarihinin sürpriz olmadığını söylüyor.
“Bu anayasa değişikliğinin kilit maddesi, ‘partili cumhurbaşkanlığı’ düzenlemeseydi. Şu anda bunun doğal sonuçları yaşanıyor” diyor.
Bunlar, 21 Mayıs tarihinin kamuoyuna yansıması konusundaki spekülasyonlara da yanıt niteliğinde.
Yani referandumun sonucunun doğal süreci işliyor. Bir diğer konu kabine revizyonu.
Revizyon kısa süre içinde yapılacağı iddiasına karşılık olağanüstü kongre sonrasına kalma ihtimali de konuşuluyor.
Ankara kulislerinde, geniş çaplı bir değişiklik beklenirken, dün hükümet çevrelerinden aldığım izlenim, kabinede 6-7 ismi kapsayan bir değişiklik olacağı yönünde. Stratejik bazı kaydırmalar da gerçekleşecek.
Son bir not.
Ak Parti açısından MHP ile bundan sonra nasıl yürüneceği konusu kuşkusuz çok önemli.
Ancak hem seçim barajının yüzde 5 ya da 7’ye düşürülmesi hem de daraltılmış bölge seçim sistemleri konuları şu ana kadar Başbakan Yıldırım ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasında bu açıklıkta konuşulmuş değil.
Bu konuda iki parti arasında ortak bir komisyon kurulması da şu anda gündemde yok.
Ayrıca kısa bir zaman içerisinde Başbakan’ın uyum yasaları ve diğer mevzuat konusunda CHP’ye de bir çağrı yaptığına tanık olacağız.
Yazarlar
-
Bekir AĞIRDIRVerilerle toplumsal sıkışma: Kredi limiti artık yaşamı belirliyor, halk borçlanarak hayatta kalıyor 17.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2018
25.05.2018
23.05.2018
19.05.2018
16.05.2018
12.05.2018
9.02.2018
5.02.2018
2.02.2018
28.04.2018