Taha Akyol
Amerika Uzmanı Mehmet Yeğin, ABD seçimlerinin ardından Taha Akyol’un sorularını cevapladı.
Trump ABD tarihindeki belki en tartışmalı başkan. En çok tepki çeken, en çok eleştirilen tarafları nelerdi?
Trump’ın en fazla eleştiri alan yönü başkanlık yapabilecek birikim ve kabiliyete sahip olmamasıydı. Üstelik bir başkana yakışmayacak sözleri ve davranışları vardı. Bu nedenle de kendi partisinden, kabinesinden ve hatta ailesinden insanlar haklı eleştirilerde bulundular. Cumhuriyetçi Güney Karolina Senatörü Lindsey Graham, Trump’ı başkan seçmeyi insanın kendi kafasına kurşun sıkmasına benzetirken, yeğeni kitabında amcasının yalancı ve sahtekâr olduğunu yazdı. Bence Trump’ın en problemli yönü kendisini takip eden insanları aldatan ve gerçeklikten koparan tutumu oldu. Pandemi konusunda bilim insanlarının önerilerini dikkate almayıp takipçilerini maske takmamaya teşvik etmesi, vücuda dezenfektan enjekte etme gibi akla aykırı tavsiyeleri birçok insanın ölümüne ve hastalığın kendisine de bulaşmasına neden oldu. Pew Araştırma Merkezi’ne göre koronavirüs konusunda halkın sadece yüzde 30’u başkana güveniyordu.
TRUMP’A TESLİM OLMAK
En çok bakan ve bürokrat değiştiren başkandı, değil mi?
Trump ile çalışamayarak istifa eden veya kovulan bakan ve üst düzey bürokratların anlattıklarına baktığımızda, birlikçe çalıştığı insanları bilgi birikimleri, özsaygı ve onurları ile ilgili ve hatta yasalara uyma bağlamında ağır tercihler yapmaya zorladığı anlaşılıyor. Buna göre, Trump ile çalışmak bir ömür boyu savunduğunuz değerleri O’nun dar anlayışı ile ezip geçmesini izlemek demekti. Kızı, damadı veya başka yetkisiz insanların sizin sorumlu olduğunuz alana müdahale etmesi ve kamuoyu önünde aşağılanma demekti.
Kısacası kendisinden vazgeçerek tamamen Trump’a teslim olmayan kimsenin bu birlikteliği yürütmesi mümkün değil. Bu nedenle Trump’ın Dışişleri ve Hazine Bakanları Pompeo ve Mnuchin dışında üst düzeyde koltuğunu koruyabilen benim görebildiğim başka isim neredeyse yok. Bu durumda Trump yeniden başkan seçilseydi daha düşük profilde ve kendisini daha az sorgulayan kişiler ile çalışacaktı. Bilgisizliğine, yeniden seçilme özgüveni ve kendisini frenleyebilecek kimsenin olmamasını eklersek, belki de dünya politikasında büyük yıkımlara yol açacaktı.
‘ÖLÜMÜNE TRUMP’
Bir de ölümüne Trump yanlıları var. Bunlar nasıl bir sosyo-politik tabana dayanıyor?
Trump’ın sıkı destekçileri hakkında söylediği meşhur “5. Cadde’nin ortasında durup, silahla adam öldürsem bile beni desteklemeye devam ederler” sözünü hatırlatalım. Trump seçmenlerini incelediğimiz zaman genel olarak kırsal kesimden, eğitim seviyesi düşük, kendi yaklaşımlarının Washington’da temsil bulmadığını düşünenleri görüyoruz.
Bunların önemli bir kısmını Evanjelikler oluşturuyor. Bu kesim, Trump’ın Tanrı tarafından kullanılan bir araç olduğunu öne sürerek, yanlışları ve ahlaksızlığına rağmen desteğini çekmiyor. Başkan Yardımcısı Pence ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun da Evanjelik olması da önemli bir etmen. Bu kesimden ayrı düşünmek zorunda olmadığımız derin devletin varlığına inanan ve halka rağmen belirli politikaların takip edildiğini düşünen insanı da eklemeliyiz. Son olarak az veya çok ırkçı olup toplum baskısı nedeni ile bunu dile getiremeyen bir kesim var. Trump’ın ırkçı yaklaşımlarını sözünü sakınmadan seslendirmesi ve bu grupları doğrudan eleştiren açıklamalardan kaçınması, kendisini bu grupların temsilcisi ve sesi haline getirdi.
BÖLÜNMÜŞ AMERİKA
‘Trump, kutuplaşma anlamında ABD’yi böldü’ deniliyor. Nasıl bir şey bu?
Aslında ABD’de kutuplaşma Trump ile ortaya çıkan bir durum değil. Bill Clinton dönemine hatta öncesine kadar izleri sürülebilir. Partizanlığın her şeyin önüne geçtiği bu tabloda başkanların, Konge’de rakip parti ile uzlaşmak yerine başkanlık kararnamelerini kullanarak, tek taraflı olarak karar alma eğilimi arttı. Kongre çözüm yeri olmaktan çok rakip partiyi çalıştırmama yeri haline geldi ve hükümet bir çok defa kepenk kapatmak zorunda kaldı. Sırf kendi partisinden olduğu için kirli geçmişe sahip olma, Yüksek Mahkeme dahil önemli pozisyonlara getirilmeye engel teşkil etmedi.
Bu tıkanıklık insanları halihazırdaki sistem ve partilerin sorunlarını çözemeyeceği inancına itti. Böylece halkta marjinal hareketlere ve kişilere destek verme eğilimi arttı. Çay Partisi Hareketi ve Wall Street’i İşgal Et Eylemleri ve demokratik sosyalizm söylemi marjinale olan eğilimlerin farklı yansımaları. Diğer taraftan sosyal medyanın gerçek ilişkilerin önüne geçtiği, insanları sadece kendileri gibi düşünen gruplarla etkileşim içerisine sokan bir yankı odasına dönüştüğü bir dönemden bahsediyoruz. Trump, işte böyle bir dönemin ruhuna uygun olarak ortaya çıkan ve azınlıklara, kadınlara, engellilere ve hatta ölülere hakaret etmekten çekinmeyen bir isim. Bu tutumu da halkı daha fazla birbirinden kopardı ve farklılıkların çatışmaya dönüşmesine yol açtı.
TRUMPİZM ÖLMEDİ
Trumpizm neden ölmedi? Trump neden beklenenden de fazla oy aldı?
Birçokları seçim sonuçlarında Biden’ın büyük bir fark ile kazanamamasını Trump zihniyetinin toplumda hâlâ güçlü bir karşılığı olmasına yorarak, hayal kırıklığına uğradı. Ancak bence bu beklenti en başından beri yanlıştı. Kökü onlarca yıl öncesine dayanan kutuplaşma ve Trump ile daha fazla görünürlük kazanan ırkçılık ve bağnazlık birden sona erer mi? Joe Biden’ın ılımlı tutumu ve akla çağırması önemli. Ancak sadece bir seçim dönemi ile insanların dönüşmesi ve iyileşmesini beklemek zaten gerçekçi değil. Bu, zaman alacak bir konu ve Biden’ın tek başına çözebileceği bir problem de değil. Diğer taraftan Trump’a her oy veren insan Trump’ın zihniyetini taşımıyor. Bunların önemli bir kesimi pragmatik nedenlerle, Trump’ın ekonomiyi iyi yönettiğini düşündüğü; iyi bir iş ve yüksek bir maaş istediği için kendisine oy verdi. Açıkçası pandeminin ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisine kadar ekonomik göstergeler oldukça iyiydi ve hatta pandemi nedeni ile Biden’ın ülkeyi kapatacağı ve işlerini kaybedeceklerini düşünenler de Trump’a yöneldiler.
YARGI NE YAPAR?
Trump itirazlardan sonuç alabilir mi? Yargı nasıl davranır?
Trump, yapacağı itirazlarla ilgili son kararı Yüksek Mahkeme’nin verecek olmasına güveniyor. Çünkü bu mahkemeye kendisi rekor bir sayı ile üç üye atadı ve mahkeme üyeleri arasındaki ideolojik denge altıya-üç, muhafazakâr yargıçlar lehine bozuldu. Üstelik seçim öncesi çeşitli senaryolar üzerinden hazırlık yaptığı da anlaşılıyor. Mesela Trump’ın kendi seçmenlerini COVID-19 riskine rağmen ısrarla mektup ile değil, sandığa giderek oy kullanmaya teşvik etmesi tesadüf değil. Yine Rudy Giuliani ve Eric Trump’ın kalabalığı da arkalarına alarak Pennsylvania’da sayımı takip edemediklerini iddia etmeleri ve sayımı durdurmaya çalışmaları da önceden çalışılmış görünüyor. Eğer iki temel sorun ortaya çıkmasaydı Trump’ın bu konuda başarılı olması da imkânsız değildi.
Birinci olarak sadece bir eyalette yani Pennsylvania’da başa baş bir seçimle karşı karşıya kalmadık. Biden, Trump’ın beklediği senaryonun oldukça ötesine geçerek Pennsylvania, Georgia, Arizona ve Nevada’da öne geçti. Trump açısından daha problemli konu ise mektupla oy kullanma konusunda oluşturacağı şüpheler bir eyalette kendisine kazandırırken diğer eyalette kaybettirecek. Arizona eyaletinde önde olan Biden’ı geçmesi için mektup üzerinden verilen oylara ihtiyacı var. Trump, iddialarını hiçbir somut delile dayandıramazken, yargıçların böyle bir tabloda kendilerini Trump’a siper etmeye çalışacağını pek zannetmiyorum. 2000 yılındaki seçimlerde alınan kararda etkin bir rol oynadığı için Yargıç Antonin Scalia’nin yıllar sonra bile bu konu ile hatırlandığı ve eleştirildiğini unutmayalım.
ILIMLILIK KAZANDI
Joe Biden, Trump kadar karizmatik değil. Neden kazandı?
Evet, Biden normalde Amerikan seçmeninde heyecan oluşturmaktan uzak bir aday. Ancak bir bakıma Trump’ın zıddı olarak kendisine güçlü bir marka oluşturmayı başardı. Biden, merkeze yerleşen bir aday olarak Trump’ın kutuplaştırma tuzağına düşmedi. Başkan yardımcısı adayını seçerken, kampanya ve oy sayımı esnasında sürekli herkesin adayı olduğunu gösteren ve güven veren adımlar attı. Bu bağlamda Biden’ın Hillary Clinton’ın küstürdüğü mavi yakalı işçilerden, Trump’ı başkanlık için yetersiz ve tehlikeli gören cumhuriyetçilere uzanan ideolojik bir skalada insanları bir koalisyon etrafında topladığı söylenebilir. Bu çerçevede 2016’da kaybedilen Wisconsin, Michigan ve Pennsylvania ile Trump’ın öldükten sonra bile arkasından konuşmaya devam ettiği John McCain’in senatörü olduğu Arizona’yı kazandı.
DIŞ POLİTİKA
Biden nasıl bir dış politika izler, Trump’dan farklı yönleri ne olur?
Biden, ne içe kapanan ne de her yere müdahil olmaya çalışan bir dış politika istiyor. Trump’ın benimsediği Çin’i durdurma veya bastırma yaklaşımına karşın ABD’nin ilerlemesi ve öne geçmesine odaklanmak istiyor. Çin’i değiştirmeye çalışmak yerine çevresini dönüştürmeyi hedefliyor. Ayrıca Biden, işlemeyen uluslararası kuruluşlarda reform yapma niyetinde. BMGK’nın Hindistan’ı da kapsayacak şekilde genişletilmesine bu dönemde şahit olabiliriz. ABD, bu dönemde iklim değişikliği, salgın hastalıklar ve silahsızlanma konusunda daha etkin bir liderlik yapmaya çalışacaktır. Obama döneminde Avrupa ile yürütülen TTIP, Asya ile yürütülen TPP serbest ticaret müzakerelerine geri dönülmeyecek. Çünkü bunların artık ABD çıkarına olduğu düşünülmüyor. NATO’da ABD’nin yükünü paylaşılması ısrarı devam edecek. İran ile diplomasiye dönülse de Obama dönemindeki kadar müsamahalı olunmayacak. Ayrıca Trump’ın Körfez ülkeleri ile yakın politikası son bulacak ve daha dengeli bir çizgiye gelecek.
TÜRKİYE İLE İLİŞKİLER?
Biden’ın kazanması Türk-ABD ilişkilerini nasıl etkiler?
İlk başta Biden’ın seçim öncesinde Türkiye hakkında yaptığı açıklamalara dayanarak, ikili ilişkilerin mutlak bir krize gireceğini düşünmek yanlış olur. Obama seçim döneminde 24 Nisan’da “soykırım” diyen ilk başkan olacağı vaadinde bulunmuş ancak bunu yapmaktan kaçınmıştı. Benzer bir şekilde Biden da çizgisini yumuşatma ve ilişkilerde bir denge yakalama eğiliminde olacaktır. Burada önemli konulardan biri Ankara’nın ABD ile nasıl bir ilişki kurmak istediği ve ayrışılan konularda nasıl bir tutum takınacağıdır.
Trump’tan farklı olarak Biden Türkiye’deki demokrasi ve insan hakları konularında daha eleştirel bir tutum takınabilir. Bunun ötesinde Biden’ın Çin’e karşı Avrupa ve Asyalı müttefiklerini bir araya getireceği demokratik ülkeler zirveleri yapacağı, halihazırdaki ittifakların ötesinde yeni koalisyonlar oluşturacağı konuşuluyor. Türkiye demokrasisini iyileştirme ile dışarıda kalma konusunda bir tercih yapmak zorunda kalabilir.
İkinci olarak Biden, Türkiye’yi Moskova ve Washington arasında tercih yapmaya zorlayabilir. Bu yaklaşımın bir uzantısı olarak S-400 savunma sistemlerinin aktive edilmesi durumunda Türkiye’ye yönelik yaptırımlar tekrar gündeme gelecektir. Yeni başkan, Türkiye’den beklediği güvenceleri almadan yaptırımları engellemeyebilir. Yine bu dönemde PKK’nın Suriye kolu olan YPG daha güçlü bir destek alabilir. Washington’da PKK’nın silah bırakması konusunda arabulucu bir rol oynama eğilimi dile getiriliyor ki bu durum yeni bir Kürt açılımını gündeme getirebilir. Son olarak Biden hem Doğu Akdeniz hem de Ermenistan konusunda Türkiye’nin karşısına çıkabilir.
Kongre’de Türk-Amerikan ilişkileri konusunda ne gibi gelişmeler olabilir?
Ankara’nın Kongre ile ilişkileri hemen hiçbir zaman sıcak ve yakın olmadı. Ancak son dönemde Türkiye ile ABD arasında derin politika ayrışması ile konu farklı bir seviyeye taşındı ve lobi faaliyetleri ile düzeltilemeyecek hale geldi. Türkiye’nin Washington ile bütün sorunlarını Beyaz Saray üzerinden çözme çabası, yaptırımları durdursa bile diğer konularda yetersiz kaldı. Türkiye’nin yıllar boyunca büyük paralar harcayarak durdurduğu, sadece alt komisyonda geçtiği için büyükelçisini geri çağırdığı Ermeni tasarıları, Kongre’den hiçbir dirençle karşılaşmadan geçti ve Güney Kıbrıs’a yönelik silah ambargosu kaldırıldı.
Yeni dönemde demokratlar ve cumhuriyetçilerin fikir birliği içerisinde olduğu nadir konulardan biri Türkiye karşıtlığı. Bu dönemde Türkiye, Kongre’de de dostlar edinmek ve ikili ilişkilerde iletişim kanallarını artırmak zorunda. Aksi takdirde sadece yaptırımlar değil birçok diğer konuda aleyhte kararlar çıkabilir.
MEHMET YEĞİN KİMDİR?
Dr. Mehmet Yeğin, Berlin merkezli SWP adlı düşünce kuruluşunun Amerika Araştırmaları Merkezi’nde misafir araştırmacı. Yüksek lisansını Cincinnati Üniversitesi’nde Amerikan politikası üzerine yaptı. Doktora derecesini Bilkent Üniversitesi’nde ‘Türkiye ABD öncülüğündeki askeri koalisyonlara neden katılır veya katılmaz?’ başlıklı teziyle aldı.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları

































































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
28.12.2025
24.12.2025
23.12.2025
21.12.2025
19.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
10.12.2025