Tayfun Atay
“İslam topluluğuna bağlanan Yahudiler, her türlü hakaret ve tazyika karşı korunacaklardır. Bunlar Müslümanların sahip oldukları haklara eşit olarak sahiptirler. Avf, Neccar, Hâris, Cüşem, Sa’lebe, Evs ve Yesrib’de oturan başka Yahudiler, Müslümanlarla birlikte bir cemaat teşkil ederler. Bunlar Müslümanlar gibi kendi dinî ayinlerini serbest olarak yapacaklardır. Yahudilerin mahmileri (himayeleri altına aldıkları) ve yanaşıkları da aynı masuniyetten faydalanacaklardır. Yahudiler, Medine’nin, bütün düşmanlara karşı yapılacak savunmasına katılacaklardır. Bu sözleşmeyi kabul edenlerin hepsi için Medine’nin içi kutsal bir haremdir. Müslümanlarla Yahudilerin korudukları ve yanaşıkları her türlü saygıyı göreceklerdir” (akt. Prof. Dr. Neşet Çağatay, 100 Soruda İslam Tarihi, Gerçek Yayınevi, 1972, s. 167).
Peygamber Muhammed, İslam inancını yaymaya başladıktan sonra Mekke egemenlerinin baskısı karşısında takipçileriyle birlikte Mekke’den Medine’ye hicret etti. Burada en eski yerleşik olan üç Yahudi kabilesi; şehrin yeni gelenleri bağrına basan Arap kabileleri (Ensar) ve buraya Mekke’den göç eden Müslümanlar (Muhacirin) arasındaki ilişkileri düzenleyen, yukarıda bir parçasını paylaştığımız “Sözleşme”yi işlerliğe soktu.
“Medine Sözleşmesi” olarak bugün de İslami bir sosyo-politik düzende gayri-Müslim unsurlara nasıl “bakılması” gerektiğine ilişkin tarihsel referans-temel gösterge kabul edilen bu metin elbette Hristiyanları kapsamına alacak bir yorum genişliğine de sahiptir.
Demek ki ilkesel ve ideal olarak İslami siyasal-toplumsal zeminde Yahudiler de Hristiyanlar da her türlü hakaret ve kışkırtmaya karşı korunacaktır/korunmalıdır ve onlar, Müslümanlarla bir topluluk (“cemaat”) teşkil edebilirler.

Medine Sözleşmesi
***
Elbette bu noktada hemen “Peki ya sonrası?!” diye sorulacaktır ki bizim de bu soruya cevap vermek de boynumuzun borcudur.
Sonrasında İslam tarihçilerinin yazdıklarına-anlattıklarına göre Medine’de meskûn o üç Yahudi kabilesi (Beni Kaynuka, Beni Nadiyr ve Beni Kurayza) üyeleri rahat durmamışlar. Anlaşma hükümlerine aykırı davranmışlar. Kâh Medine’de Müslümanlarla bir takım zıtlaşma ve kavgalar içinde olmuş, kâh Mekke’deki politeist Kureyş egemenleri (“müşrikler”) ile birlikte hareket edip savaşlarda onların yanında yer almışlar.
Bu nedenlerle Hicret’in 2’nci, 3’üncü, 5’inci yıllarında bunların her birinin tasfiyesi cihetine gidilmiş. Öldürülmüşler, sürülmüşler, malları-evleri Müslümanlara (özellikle Mekkeli Muhacirlere) helâl kılınmıştır.
***
Demek ki İslam’da ortada hem Yahudilere her türlü hakaret ve kışkırtmaya karşı koruma taahhüt eden bir sözleşme var; hem de bu sözleşmeye uygun hareket etmedikleri gerekçesiyle onlara karşı düşmanca, öldüresiye bir tavır ve hareket tarzı var.
Aynı durum üç aşağı beş yukarı Hristiyanlık için de söz konusudur ve Kur’an, oluşturulduğu tarihsel-siyasal şartlarla uyarlı, belli ki "konjonktirel" mahiyette bu bakımdan birbiriyle pek de mutabık olmayan ifadeleri karşımıza çıkarır.
Evet, bir yerde şimdi Konya’da otobüs duraklarındaki belediyeye ait bilboardlara asılmış, Maide sûresi 51’inci âyetteki şu ifadeyi buluruz:
“Ey İnananlar! Yahûdi ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır.” (Kur’ân-ı Kerîm ve Türkçe Anlamı, DİB Yayınları, 1987)
Gel gelelim, aynı sûrenin 81’inci âyetinde Kur’an, Yahudi ve Hristiyanları birbirlerinin dostu saymanın ötesinde bir anlayışla “İnananlar” karşısında onları şöyle “tefrik eder”:
“Ey Muhammed! İnananlara en şiddetli düşman olarak, insanlardan yahûdileri ve Allah’a eş koşanları bulursun. Onlardan, inananlara sevgice en yakın ‘Biz Hıristiyanız’ diyenleri bulursun. Bu, onların içinde bilginler ve rahipler bulunmasından ve büyüklük taslamamalarındandır.” (DİB, 1987).
Benzer doğrultuda, mesela Bakara sûresi 62’nci âyette, “Şüphesiz, inananlar, Yahûdi olanlar, hıristiyanlar ve sâbii’lerden Allah’a ve ahiret gününe inanıp yararlı iş yapanların ecirleri [ödülleri-sevapları] Rablerinin katındadır. Onlar için artık korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir” denirken…
Aynı sûrenin 20’nci âyetinde bu defa, “Kendi dinlerine uymadıkça yahûdi ve hıristiyanlar senden asla hoşnud olmayacaklardır; de ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur” şeklinde bir değerlendirme gelmektedir (DİB, 1987).

***
Bu şekilde İslam’da iki "ehl-i kitap" din, Yahudilik ve Hristiyanlık hakkında sarkaçsal salınım arz eden bir “kutsal söylem” karşımıza çıkar.
Kur’an, Yahudi ve Hristiyanlar söz konusu olduğunda denilebilir ki “tarihsel-bağlamsal” ve “siyasal-göreli” bir söylem pratiğiyle karşımızdadır. Mesela yine bir âyette şöyle denir:
“Kitap ehlinin hepsi bir değildir: Onlardan geceleri secdeye kapanarak Allah’ın âyetlerini okuyup duranlar vardır; bunlar Allah’a ve âhiret gününe inanır, kötülükten men’eder, iyiliklere koşarlar. İşte onlar iyilerdendir” (Âl-i İmrân: 113-114; DİB, 1987),
Bir başka sûrede ise “kitap ehli”, içlerindeki “zulmedenler” ayrı tutulmak kaydıyla söyle nitelenir:
“Kitap ehlinden zulmedenler bir yana, onlarla en güzel şekilde mücadele edin, şöyle deyin: Bize indirilene de size indirilene de inandık; bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir, biz O’na teslim olmuşuzdur. Ey Muhammed! Sana Kitâb’ı böylece indirdik; işte kendilerine Kitâb verdiklerimiz ona inanırlar; bunlardan da ona inanan bulunur” (Ankebût: 46-47; DİB, 1987).
***
Elbette biz burada Kur’an’ı “tarihsel bir metin” olarak değerlendirmeye alıyoruz.
Ve diyoruz ki Kur’an okunduğunda yeni bir toplumsal düzenin, bir yeni sosyo-politik oluşumun (“Ümmet”) Arap Yarımadası’nda ortaya çıkışına ilişkin zengin bir veri kaynağı karşımızdadır.
Bu çerçevede, İslam’ın ortaya çıktığı beşerî coğrafyada kendisini gösteren politik çekişmelerin izdüşümlerini tespit edebiliyoruz.
Nihayetinde öneriyoruz ki Kur’an’da Yahudilik ve Hristiyanlık söz konusu olduğunda kaydedilenlere de böylesi tarihsel-bağlamsal ve göreli bir perspektiften yaklaşılmazsa eğer, birbirine zıt hükümlere varanlar olacaktır.
Bu bakımdan Kur’an ve İslam, öyle her önünüze gelen “Ben Müslümanım” diyene bırakılamayacak kadar hassas ve ciddi konu başlıklarıdır. Tıpkı Konya caddelerinde “antisemitizm” ve “Hristiyan-fobisi”ni kaşımaya azmetmiş, buradan kendilerine Müslümanlık var etmeye çalışan bir zavallı taife gibi…

Mevlana
***
Hiç kuşkusuz İslam ve Müslümanlık adına ilimli-alaylı başkaları çıkacak ve Konya’daki bu taifenin “ehl-i kitap düşmanlığı”nı dengeleme yolunda bizim Kur’an’dan şöyle bir göz atıp topladığımıza benzer âyetleri öne çıkararak günlerdir devam eden infiali yatıştırmaya çalışacaklardır. Bu işi onlara bırakalım!..
Biz, tarihin içinden başka bir noktaya odaklaşalım.
Kur’an metninde ortaya çıkan ve Konya’da kendisini İslam adına hareket etme pozisyonunda sayan ırkçı-şoven taifenin bilboardlara da taşıdığı “Yahudi ve Hristiyanların birbirine dost oldukları” ifadesi tarihsel bakımdan sorunludur.
En başa dönelim: İsa’yı Roma’ya ihbar edip katline kim sebep oldu? Yahudi egemenleri…
O yüzden ta en baştan Yahudi-düşmanlığı, yani antisemitizmin en coşkun kaynayan membası neresi? Hristiyanlık!..
Nazi Almanya’sında bir siyasi pratik olarak icra edilmiş Yahudi soykırımının altyapısında ne var? Hristiyan antisemitizmi; özellikle de Orta Çağ Avrupa’sında en çarpıcı tezahürlerini tespit edebildiğimiz Hristiyan antisemitizmi.
Antisemitizmin gerek doğuşu gerekse tarihi itibarıyla İslam’a mal edilmesi yanlış. O, patenti Hristiyanlıkta olan bir anlayış ve uygulama.
Daha da ileri giderek denilebilir ki antisemitizm, Kur’an’da ne yazılmış olursa ve bu nasıl yorumlanacak olursa olsun, esasen bir “Hristiyan-hastalığı”dır.
Bu nedenle Orta Çağ Hristiyan Avrupa’sı Yahudiler için bir “cehennem” olmuştur.
Buna karşılık Osmanlı, hep bilindiği ve vurgulandığı üzere, Hristiyanlığın zulmünden kaçan Yahudiler için bir sığınaktır.

***
Osmanlı-İslam dünyasında klasik dönemde Yahudilere ve elbette Hristiyanlara yönelik, İslam olanın üstünlüğü içselleştirilmiş şekilde belki “küçümseme” olarak karakterize edilebilecek bir tutum mevcuttur. Ama nefret ya da düşmanlıktan söz edilebilecek etnik-ırksal bir tutum söz konusu değildir.
Tabii 19’uncu yüzyıl siyasetindeki gelişmelere, özellikle Osmanlı topraklarında Avrupa nüfuzuna, 20’nci yüzyılda da Filistin’de İsrail’in kurulması ve sonrasındaki gelişmelere bağlı olarak antisemitik hissiyat ve hareketliliğin bu topraklarda da varlık bulduğu söylenebilir (bu konuda bkz. Bernard Lewis, İslam Dünyasında Yahudiler [Çev. B.S. Şener], İmge, 1996).
Bu hissiyat Türkiye’de devlet aklını da etkisine almış olmakla birlikte, 1960’lardan itibaren “Millî Görüş” adı altında siyaset sahnesinde beliren İslamcılık bünyesinde popülist açılımlara da kavuşarak on yıllarca kendini dışa vurdu.
Aslında birkaç gün önce Konya’da bilboardlarda karşımıza çıkan tablonun müsebbipleri de anlaşılmakta ki bu siyasi çizgiyle kendilerini irtibatlı gösteren bir yeni yetme taifeden başka bir şey değil.

Osmanlı döneminde Kudüs
***
Halbuki orası hangi Konya ya da kimin Konya’sı?
İslam’ı Melâmeti coşku ve “Vahdet-i Vücud”cu motivasyon eşliğinde farklılıkları içselleştirici hümanist ve evrenselci bir tasavvufî anlayışla hayata geçirmiş, bu sebeple dünyaya mal olmuş Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Konya’sı!..
“Ben 73 dinle beraberim” diyen, böyle dediği için kendisine sövüp sayan ulemadan hocalara bile gülerek, “Ben, senin bu söylediklerinle de beraberim” karşılığını verebilmiş Mevlânâ’nın Konya’sı…
O halde, kâğıt üstünde laik, demokratik, çoğulcu ve insan-inanç-yaşam haklarına saygılı olma iddiasındaki bir ülke için utanç verici bir görüntü değil sadece bu.
Yerlere-göklere konulamayan Osmanlı’nın bile ne kadar gerisine düşüldüğünü düşündüren vahim bir tablo olmaktan da öte bu...
Bu, Tanrı aşkını insan sevgisine havale ederek “tasavvufî hümanizm”in dünyaca tanınıp bilinen, baş tacı edilen ismi; sureti Konya ile özdeş Mevlânâ’nın kemiklerini sızlatacak, onu mezarında ters döndürecek, ruhunu azaba boğacak bir müessif hadise!..
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.02.2020
27.01.2020
23.01.2020
9.01.2020
7.01.2020
5.01.2020
31.12.2019
26.12.2019
22.12.2019
12.12.2019