Ufuk COŞKUN
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yaptığı bir basın açıklamasında; İsrail'le kesin bir anlaşma yapılmadığını bir taslak üzerinde çalışıldığını ifade ettikten sonra "Kuşkusuz, İsrail devleti ve İsrail halkı, Türkiye'nin dostudur" dedi. Ömer Çelik’in bilhassa “İsrail devleti dostumuzdur” ifadeleri çok tepki aldı. Kimileri bunun diplomatik bir dil olduğunu ifade ederken, kimileri de İsrail Türkiye yakınlaşmasının ardındaki asıl gayenin abluka altındaki “Gazze” olduğuna dikkat çekti. Bu ifadeler üzerinden Türkiye’nin Filistin davasını sattığını, Gazze’yi arkadan bıçakladığını, “one minute” çıkışı ile İslam dünyasında elde edilen güven ortamının bir anda zedelendiğini ifade edenler de oldu. Bazıları da meseleyi Suriye üzerinden kurulan ittifaklar ve dengeler üzerinden değerlendirdi. İsrail’e toz kondurmayanparalel yapı mensuplarından tutun da birçok muhalif kesim de mal bulmuş mağribi gibibu ifadeler üzerinden AK Parti’yi İsrail’in kucağına oturan zavallı bir parti olarak afişe ettiler. İsrail’e toz kondurmayan bu kesim İsrail karşıtı gibi görünerek dindar kesiminin vicdanına dokunan yorumlar paylaşmaya devam ediyor. Doğrusu Ömer Bey iyi malzeme verdi.
“İsrail devleti dostumuzdur” ifadesi açıkçası vicdan sahibi insanları inciten bir ifade. Bugün içinde azıcık vicdan taşıyan bir insan, dünyanın en zalim devletlerinden biri olan ve 50 yıldır Filistin’de çocuk öldüren bu devletin terör saldırılarına onay vermez. İsrail’i bir otorite olarak kabul etmez. Hangi vicdan sahibi insan, İsrail’in Lübnan’da kumsalda denize giren çocukları hedef alan hava saldırılarını içine sindirebilir. Hangi vicdan sahibi insan, Gazze'de çocukların katledilmesini Sderot'taki bir tepede elinde viski kadehleri ve nargileler eşliğinde izleyen İsraillilere sessiz kalabilir. Uluslararası hukuku hiçe sayarak yıllardır Gazze’de binlerce kişiyi katleden, 20 binden fazla binayı, binlerce iş yerini, yüzlerce okulu ve hastaneyi yerle bir eden, yoğun ağır metal patlayıcı bomba(DIME), termobarik bombalar ve misket bombaları kullanan bir devleti kim meşru görebilir! Hiç kuşkunuz olmasın Ömer Çelik de Erdoğan da Davutoğlu da bu zulmü çok ama çok iyi biliyor. İsrail’in zalim bir devlet olduğunu, yıllardır Filistin halkına uyguladığı insanlık dışı muameleyi onlar da biliyor. Ben Erdoğan’ın Davos’ta ; “Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum” derken bunu tüm hücrelerine varana kadar hissederek söylediğine inanıyorum. One minute gerçekte bir isyanın adıdır. İyi diyorsun da şimdi de Ömer Çelik “dostumuz” diyor? Buna ne diyorsun?
Bu meseleyi “devletler arası ilişkilerde duygusallığa yer yoktur, her devlet çıkarına göre hareket eder” türünden üçüncü sınıf, klişeleşmiş, ezber bir cümleyle geçiştirmek istemiyorum. Kaldı ki Türkiye’de bir ortaokul talebesine bile mikrofon uzatsanız o da size “devletler arasında duygusallığa yer yoktur” minvalinde bir yorum yapacaktır. Çıkarı uğruna 50 yıldır çocuk öldüren İsrail ile yine çıkarı gereği dostane ilişki kurmak isteyen bir başka ülke örneğini bu kapsamda değerlendirmek mümkün! Evet, devletler arasında vuku bulan ilişkiler çıkar eksenlidir. Her devlet çıkarı doğrultusunda politika geliştirir. Ne var ki dini duygularla hareket eden ve ulvi amaçlar güden devlet politikalarını da göz ardı edemeyiz. Bilhassa İsrail ve ABD’nin dış politika anlayışını belirleyen temel ölçüt budur.
Erdoğan’ın Davos’ta uluslararası dengeleri gözeterek diplomatik bir dil kullandığını mı düşünüyorsunuz? Belki öyledir. Lakin ben, bir hakikati haykırdı diye düşünüyorum. İlk defa açıktan bir zulme tepki gösterdi Türkiye… Bu konudaki soru da hazır... Peki, bu tepki bir netice verdi mi? Sadece haykırmak, dile getirmek, tepki ortaya koymak Filistinlilere uygulanan baskı ve imha politikalarında bir değişikliğe yol açtı mı? Bakınız, yıllardır iç işlerimizi ve dış politikalarımızı İsrail’in yön verdiği, MİT’in MOSSAD ajanlarıyla kaynadığı, Ergenekon-PKK, FETÖ-PKK ilişkilerinde İsrail’in aktif rol oynadığı eski Türkiye düzeneğinde Filistin ancak şiir mısralarında geçen bir yerdi. Erdoğan ise Peres’e tepki gösterirken bir taraftan da eski Türkiye’nin bağımlı siyaset anlayışını ve vesayeti tasfiye etmekle meşguldü. Yerli savunma sanayi alanında atılan adımlar, MİT’teki tasfiyeler, geliştirilen bölgesel ittifaklar ve çözüm süreci ile başlayan huzur ve istikrar arayışı hep güçlü ve bağımsız bir ülke durumuna gelmek içindi. Türkiye hala bu hedefinden bir milim olsun sapmış değildir.
FETÖ mensupları medya organlarında “İsrail, terör yuvalarını bombaladı” şeklinde haberler yaparken Erdoğan, hem ülkesi için hem de Filistin için içerideki hainlerle mücadele ediyordu. Demem o ki evet, Ömer Çelik diplomatik dil kullanırken bunu iyi ayarlayamadı. Ve bu dil, haklı olarak yukarıda ifade ettiğim gibi vicdan sahibi insanları yaraladı. Samimi olanlar buna tepki gösterdi. Haksız sayılmazlar. Ama bu, AK Parti’nin İsrail’e bağımlı bir ülke olduğu göstermez. Bakınız 20 yıldır İsrail’den askerî araç-gereç alan Türkiye’nin ödediği para 4,5 milyar dolardan fazla! Aldığımız tankların tamirini bile İsrail’e yaptıracak kadar İsrail’e bağımlı bir ülkeydik biz! Bugün ise Mavi Marmara’da yaşananlar için İsrail’e özür dileten, sadece özürle de yetinmeyen tazminat ödemeye mahkum bırakan dahası Gazze’deki ablukanın da kaldırılmasını “şart” koşan bir Türkiye var karşımızda..
Türkiye İsrail ilişkileri bu çerçevede ilerlerken, muhalif kesime ve bilhassa FETÖ mensuplarına gün doğdu. İsrail’e gönülden bağlı olan bu kesim, Ömer Çelik’in ifadeleri üzerinden bol miktarda propaganda yapıyor. “AK Parti’nin asıl sahibi İsrail’dir. İsrail ne derse AK Parti onu yapar. AK Parti’yi İsrail kurmuştur” şeklinde devam eden bir yığın asılsız iddialarla güya dindar kesimin AK Parti’ye olan güvenini sarsmaya çalışıyorlar. Biliyorum, Gazze’de zulüm altında inleyen binlerce Müslüman için atılan adımları engellemek için yapıyorlar bunu. Dindar kesimi kışkırtarak dikkatleri AK Parti’nin üzerine çekmek ve İsrail’in elini güçlendirmek niyetindeler. Bu tuzağa düşmeyelim. Erdoğan, ne yaptığını iyi bilen bir politikacı. Henüz ortada bir anlaşma yok. Türkiye ilk kez bağımsız, güçlü bir ülke olarak İsrail’e şart koşuyor. Ben bu süreci, Filistin’de yaşanan dramın son bulması için de önemli bir fırsat olarak görüyorum. Ömer Çelik o ifadelerine bir açıklık getirecektir. Filistin’e odaklanalım derim.
@sivildemokrat
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.06.2019
19.06.2019
14.05.2019
2.05.2019
8.02.2019
22.03.2019
7.02.2019
25.02.2019
21.02.2019
18.02.2019