Yıldıray OĞUR

Ahmet Hamdi Tanpınar’ın meşhur sözü artık bir atasözüne döndü: “Türkiye, evlatlarına kendisinden başka bir şeyle meşgul olmak imkanını vermiyor.”
Avrupa Şampiyonluğu final maçı öncesinde bile…
Bu yazı yazılırken maç henüz başlamamıştı. Ama turnuvanın yıldızlarından olduğu kesin olan Türkiye’nin 23 yaşındaki Ebrar Karakurt’un Avrupa Şampiyonluğu dışında bir meşguliyeti daha var: Türkiye’nin bitmeyen tartışmaları.
Bilmeyenler için küçük bir özet yapmak gerekirse…
Ebrar, yarı finale çıktıktan sonra sosyal medya hesabından sevincini paylaştı: “Savaşa savaşa kazanıyoruz.”
Adı Abdülhamid olan bir kullanıcı da altına “Müslüman Türk Milleti olarak sana tahammül etmeye devam ediyoruz…” yazdı.
Ebrar da ona “Boş yapma Abdülhamid” diye cevap verdi.
Milliler finale çıkınca, Ebrar bu kez “Boş yapma Abdülhamid” yazan pankartla poz verdi.
Tabii tepkiler, bu yazıyı okuyanların tahmin ettiği, ama bu hassasiyetlerden habersiz genç Ebrar’ın asla tahmin edemeyeceği bir yerden geldi.
Ebrar’ın özellikle Abdülhamid isimli bir kullanıcıya tepki göstererek, Sultan Abdülhamid’e hakaret ettiği iddia edildi.
Milli takımın yıldız oyuncusunu yıkmak için cinsel yönelim tek başına yeterli değildi; Osmanlı, ecdad düşmanlığı imdada yetişti!
Böylece milli oyuncu diye yüksek sesle ifade edilmeyen cinsel yönelimle ilgili hakaret ve komplo teorileri de görünüre çıktı.
Neredeyse Ebrar Karakurt’tan, Abdülhamid’in sarayındaki casus Valery’nin torunu çıkarıldı.
23 yaşında vaktinin çoğunu voleybola vermiş genç bir sporcunun, Abdülhamid’in isminin bile neredeyse kutsallaştırılmış olduğundan herhalde haberi olmamıştı.
Nitekim, herhalde konunun geldiği aşamayı en az Egonu’nun smaçları kadar hayretle izleyen Ebrar da ikinci bir açıklama yapmak zorunda kaldı:
“Söz konusu arkadaşımızın ismi Ahmet, Mehmet veya Berke olabilirdi. Konu başka yerlere çekilmeye çalışılıyor. Pazar günü büyük bir maçımız var, ona konsantreyim. Ülkeme sevgiler.”
Böylece Türkiye spor tarihinin en önemli maçlarından birinde Türkiye bir evladını yine kendisiyle meşgul ettirmeyi başardı.
Fakat burada ilginç bir mesele var.
Ebrar, yarı finale çıkınca “Savaşa savaşa kazanıyoruz” yazdığında, altına “Müslüman Türk Milleti olarak sana tahammül etmeye devam ediyoruz…” yazan Abdülhamid, neden Ebrar’a hem durup dururken sataşmıştı ama hem de “tahammül etmeye devam ediyoruz” yazmıştı?
“Müslüman Türk milleti”ni Ebrar kadar mutlu etmiş ve göğsünü kabartmış olsaydı muhakkak haberimiz olacak olan bu sanal Abdülhamid, dikkat ederseniz Ebrar’ı açıktan eleştirmiyor ya da dinin hükümlerini hatırlatıp onu lanetlemiyor, milli takımdan atılmasını da istemiyor, hatta kızdığı şeyi tarif bile edemiyor, hayır. Ama ona tahammül etmeye devam ediyor.
Evet bu bir çeşit tehdit ama aynı zamanda adına konuştuğu Müslüman Türk milletinin hassasiyetlerinin, o kadar da hassas olmadığını, esnemeye, pragmatizme açık olduğunu da söylüyor.
Aslında Abdülhamid, Ebrar’a diyor ki “Senin kimliğinden rahatsızım ama çok başarılısın, ülkemizi, bayrağımızı temsil ediyorsun, finale de çıkmışsın, o finalde sana ihtiyacımız var, o yüzden sana Müslüman Türk milleti olarak hak ettiğin tepkiyi vermiyoruz, sana tahammül etmeye devam ediyoruz.”
Aşağı yukarı böyle diyor Abdülhamid.
Adına konuştuğu Müslüman Türk milletinin değerlerindeki hiyerarşide Türk, Müslümanın bir adım önüne geçmiş gibi görünüyor..
Yoksa dinin hükmü, Avrupa’da finale çıkmış voleybol milli takımının yıldızı olunca herhalde değişmiyordur.
Ayrıca Müslüman Türk milletinin tahammül ettiği tek şey bir kadın voleybolcunun cinsel kimliği de olmasa gerek. Bizatihi bir kadının o formalarla voleybol oynamasının kendisine de Müslüman Türk tahammül ediyor olmalı.
Ama İslami hükümlerin o kısmı da şu anda pek gündemde değil, orası çok da mühim değil. Haramların o kısmı görmezlikten gelinebilirdi ki bu cinsel mesele olmazsa…
Peki ya milli voleybolcular bir de şampiyon oldularsa?
Bir tarafta Türkiye’nin şampiyonluğu gibi, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının, tabii her milliyetçi muhafazakarın, yerli ve millinin de gurur duyacağı, görmezlikten gelemeyeceği, göğsünü kabartacak bir başarı var.
Bir vatansever asla böyle bir milli zafere kulp takamaz, bu sevince ortak olmamayı vatan hainliği gibi görür.
Ama diğer tarafta da, devleti ele geçirdikten sonra ötekisi, düşmanı kalmamış, kimlik ve motivasyon sorunları yaşayan muhafazakarlığın dünyadaki küresel trendlere uygun olarak kendisine seçtiği yeni küresel tehdit ve düşman LGBT kimliği var.
Şampiyon takımının en skorer, en karizmatik iki oyuncusunun LGBT olması, Netflix dizileriyle, üç tane gökkuşağı bayrağı saklayarak yapılamayacak bir LGBT propagandası.
Ama buna açıktan karşı çıkmak bir vatansevere yakışmaz.
İşte bu çıkmazda bir vatansever, muhafazakar, yerli ve milli neyi seçer?
Tabii ki en kolayını, yani görmezden gelmeyi ya da Abdülhamid’in yaptığını; söylenmeyi, atarlanmayı ama sonra tahammül etmeye devam etmeyi…
Marjinalleşmemek, göze batmamak için yapacak bir şey yok.
Hayat bundan sonra bu melezlikleri daha fazla karşımıza çıkaracak.
Bekarlığa veda partisinde alkolsüz şampanya patlatan başörtülü kadınlar, Necip Fazıl’a şiir yazan Teoman, Reisçi Serdar Ortaç, adı Ebrar olan LGBT milli sporcu…
O yüzden Abdülhamid haklı.
Hepimiz daha çok tahammül etmeye devam etmek zorundayız.
Çünkü yapacak başka bir şeyimiz yok.
Boş yapmak dışında…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025