Yıldıray OĞUR
Öcalan’ın “Mahir Çayan’ın emanetini teslim ettiğini” söylediği HDP kuruldu. Partinin başına da Çayan’ın yol arkadaşı Ertuğrul Kürkçü getirildi. Çayan,“Milli Mesele” diye kodlanan Kürt meselesinin çözümünde halkların kendi istikballerini tayin hakkı gibi klasik sosyalist çözümü, özerkliği destekleyen bir sosyalistti. Ama aynı zamanda savunmasında “Milli Kurtuluşçu bir tutum yansıtması açısından bizler sapına kadar Atatürkçüyüz. Onun Milli Kurtuluşçuluk bayrağını, hayatımız da dahil, her şeyimizi ortaya koyarak biz dalgalandırıyoruz” diyecek kadar da bir Kemalist. Deniz Gezmiş idama giderken “Türk ve Kürt halklarının kardeşliğinden” bahsetmişti. Ama aynı zamanda Şeyh Said’i savunan bir Kürd'e kızıp dolap yumruklamıştı. Zaten en ses getiren eylemi de Samsun’dan Anıtkabir’e yürümekti. Türkiye İşçi Partisi’nin bile Doğu Sorunu diyebildiği günlerde meselenin adını koyup Kürt meselesi diyen ilk kişi Doğan Avcıoğlu’ydu. Kemalist devrimi tamamlamak için Baas tipi darbesi 9 Mart’ta son anda engellenen Avcıoğlu. PKK’yla ilk ittifak kuran Perinçek’in Aydınlık hareketi oldu. 28 Şubat günlerinde Öcalan, “Batı Çalışma grubuna destek için Doğu Çalışma Grubu kuralım” derken yanında Yalçın Küçük vardı. Bugün bir partinin BDP ile seçimlerde ittifak yapması söz konusu bile değilken 1991 seçimlerinde HEP’i Meclis’e taşımaya cesaret edebilen İsmet Paşa’nın oğlunun lideri olduğu CHP’nin devamı SHP oldu. En ileri Kürt raporunu da onlar açıkladı. Dersim’i bombalayan Cumhuriyet, Kürtleri değil, oradaki ilkel, geri feodalizmi bombaladığını düşünüyordu, Tunceli Planı’nın amacı Kürtleri Türk yapmak değil, “medenileştirmek”ti.
Şeyh Said’i tehlikeli yapan da bölücülüğü değil gericiliğiydi. Bu arada 1934’te Atatürk’ün emriyle 60 kafatası Türklerin en üstün millet olduğunu ispat için değil, Batılı birincil ırklardan olduğunu ispat için ölçüldü. Hiçbirinde çelişki yok. Kemalizmin en büyük derdi, esas motivasyonu milliyetçilik değildi. Varlığına kastetmiş, en korktuğu düşmanı da Kürtler değildi. Kemalizm milliyetçiliği denedi ve bu başarısız deneme Atatürk ölünce batan Güneş Dil Teorisi kadar kısa ömürlü oldu. Türkiye’de bir laik sadece milliyetçiliğe karşı çıkarak, Kürtlerin, Ermenilerin, Rumların haklarını savunarak Kemalizm’den kurtulup, demokrat olamaz.. Onu bekleyen daha büyük bir sınav var. Daha kazık, geçilmesi zor bir engel bu. Çaktırmadan üzerine geçirilmiş, genelde ancak kral çıplak diyen çocuğun görebildiği, zaman zaman ancak kuru temizlemeciye göndermek üzere çıkarılan Kemalizm gömleğini çıkarıp üstünden atmak…
Ama bu Kemalizm o bildiğiniz hatta belki de karşı olduğunuz Kemalizm değil. Kemalizm en başta bir iktidarda kalma ideolojisi. Kitapsız, kaygan, esnek, pragmatik, hatta makyevelist o yüzden. O yüzden savaşta önce Hitler’e yanaştı, Varlık Vergisi çıkardı, savaş biterken ise bir gecede Almanya ve Japonya’ya savaş ilan edip kazanan cepheye göz kırpmak için çok partili hayata geçti. 1946’dan sonra DP’ye karşı İlahiyatçı Başbakan atayıp, İmam Hatip açtı, 1961 Anayasası’nda demokrasi, hürriyet, insan hakları kılığına girdi, Milli Şef’in talimatıyla ortanın soluna geçti, Ecevit’le Atatürk’ü bile eleştirdi, 12 Eylül’de Türk-İslam sentezine sarıldı, 28 Şubat’ta Batı Çalışma Grubu’nu kurdu, 2000’lerde Batı düşmanlığı yaptı. 90’larda Mollalar İran’a bağırdı, 2010’larda İran’la aynı cepheye geçti. Başına gelen bütün felaketleri Amerika’dan bildi, sonra Erdoğan’ı Amerika’ya şikayet etti. Kemalizmin bilinenin aksine 1881’de doğup, 1938’de vefat eden Mustafa Kemal’le de bir alakası yok. Kemalizm, Türk modernleşmesinin dili ve siyasetiydi. Ve o dil self oryantalist bir dildi. Kemalizmin kurucu dışarısı, radikal ötekisi, karşısında kurulduğu ana düşmanı Kürtler, Ermeniler, Rumlar değil gerici, çağ dışı dindar, Müslüman halk yığınları ve onların temsil ettikleriydi. Kemalizm sadece bir devlet ideolojisi, siyasi bir fikir de değildi. O aynı zamanda Müslüman bir ülkede Batılı ve laik bir hayat sürenlerin o kalabalık dindar kitleyle ilişkilerini, onlar hakkında kurdukları dili tanzim eden bir hayat tarzı ideojisiydi, yol gösteren bir rehber, İslam ülkesinde laikler için hayatta kalma kılavuzu, insani ilişkilere kadar sirayet edebilmiş bir politik adab-ı muaşeret bilgisiydi.
“Başörtülüler üniversitelere girsin orada zaten aydınlanırlar” diyen liberallerin de, Kürtleri feodalizmden ve gericilikten kurtarmaya çalışan PKK’lıların da, AKP’li seçmenle “Hüloooğ” diye dalga geçen Gezicilerin de hısım olduğu işte bu Kemalizm’di. Türkiye’de laikleri bekleyen büyük sınav da hep bu oldu. Rejimi, Ankara’daki iktidarı değiştirme, yıkma potansiyeli Rumlarda, Ermenilerde, Kürtlerde değildi, onların haklarını savunmak işin kolay kısmıydı. Esas büyük iktidarı değiştirme potansiyeli sadece dindar halk yığınlardaydı. O büyük kalabalığa rağmen laik yaşamı borçlu olduğumuz Kemalizmin kurucu dışarısı olan halk yığınları. Demokratlığı esas belirleyecek olan, o dindar halkın siyaseti karşısında ne denileceğiydi. Kemalistlerin dediğinden farklı ne denebileceği?
Gezi Ayaklanması’nda da farklı bir şey söylenemedi. Esas tehlike, başat meseleye karşı laikler kesrette vahdeti Gezi parantezinde yakaladılar. O yüzden bir gün devrim oldu ve o devrimi Halk TV ve Ulusal Kanal gösterdi. 'Duran Adam’ı bile dururken içinden Ey Türk Gençliği’ni geçiren Gezi’deki kesrette vahdetin en iyi temsil edildiği an kapağında Atatürk imzalı piyanoyla Taksim’de direnildiği andı. Gezi’nin alamet-i farikası CNN’e çıkmaktı. New York Times’e ilan vermekti. Polisi aydınlatmak için kitap okumak, gitar çalmak, orantısız zekâyla bir centilmen olmayan Erdoğan’ın üslubuna kızıp barikat kurmak ve onun az zekâlı seçmenleriyle dalga geçmekti. Gezinin çok kültürlülüğüne delil yapılan müttefiki de ancak antisi yanlış yerde olan, kapitalistleri değil Müslüman kapitalistleri eleştiren Anti-Kapitalist Müslümanlar olabildi. Ancak cipli türbanlı nefretleriyle Kemalist damaklarda lezzet bırakabildiler. Onların verdiği Nutella lezzetini bir de AKP’ye “yeni Kemalizm” diyen çok pişman ve itirafçı liberaller verebildi. O yüzden romanları, kitapları artık Hürriyet sayfalarından tanıtılmaya başlandı. 27 Mayıs’a giden gençlik eylemleri ahizeli telefonsa, Cumhuriyet Mitingleri Nokia 8110’sa, Gezi Ayaklanması da i-phone 4S’ti. Ama özünde çalan aynı telefondu. Numara aynı numaraydı. Telefonu açan ses de aynı ses. Ve o telefonu açtığınızda Kemalist Matrix dünyasının ileri bir versiyonuna geçiş yapılıyor. Gezi Ayaklanması’ndan bu yana etrafta Kemalist, ulusalcı kalmaması tesadüf değil. Her yer direniş ve herkes artık direnişçi. Marşın o sözü değiştirilse yeri: "90 yılda 15 milyon direnişçi yarattık her yaştan." Esed’e boyun eğme diyenlerden Sözcü gazetesine, TGB’den Yılmaz Özdil’e kadar pek muteber bir tarafı kalmayan Kemalizm’in sesi artık en itibarlı son kılıfının içinden çıkıyor. Yediğiniz biftek gerçek biftek değildi, ama Matrix ağzınıza gerçek bir biftek yeme lezzeti bahşetti.
Gerçeğin çölüne hoş geldiniz.
Yazarlar
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDış politikada rasyonel zemin 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel’e saldırı aydınlatıldı mı şimdi? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKomisyon Suriye’yi, Suriye İsrail’i, İsrail Trump’ı…. 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluHerkes sözünden sorumludur; 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanBüyük Türkiye hayali böyle bir hayal miydi? 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilFanatizm ve inancın siyasallaşması 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’nin diğer dertleri… 10.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞCassandra Çığlığı* 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.09.2025
22.09.2025
20.09.2025
17.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
6.09.2025
3.09.2025
2.09.2025
30.08.2025