Yıldıray OĞUR
1921 yazı Türkiye tarihinin en karanlık dönemidir. O yaz aylarında ülkenin yaşadığı beka sorunu gibi bir beka sorunudur.
Yunan ordusuna karşı Kütahya- Eskişehir Muharebeleri kaybedilmiş, ordu büyük kayıplar vererek Sakarya’nın doğusuna çekilmek zorunda kalmıştır.
Ankara tehdit altındadır. Tedbir için Meclis’in Kayseri’ye taşınmasına karar verilmiş, beş mebus yer bakmak üzere Kayseri’ye gönderilmiştir.
Meclis evrakı ve arşivi Kayseri’ye taşınmaya başlanmış, bazı milletvekilleri ve aileleri de Kayseri’ye gitmiştir.
İşte Ankara’ya kara bulutların çöktüğü bu günlerde, kendi ailesini de güvenlik için Kayseri’ye göndermiş olan Meclis’in Evrak ve Tahrirat Müdürü Necmettin Sahir (Sılan) Bey, bir anket yapmaya karar verir.
Küçük bir kağıda bastırdığı ankette tek bir soru vardır:
“Kazanılacak olan milli istiklal mücadelemizin, feyizdar (bereketli) ve semeredar (verimli) olması neye mütevakkıftır? (bağlıdır)”
Henüz zaferin çok uzakta olduğu günlerde “Kazanılacak olan milli istiklal mücadelesi”nden sonrasına ilişkin soruya cevap vermek mebuslar için herhalde moral verici olmuştur, onlardan istenen de bir nevi geleceğe mektup yazmalarıdır.
Nitekim Necmettin Sahir Bey de 1968’deki bir konuşmasında milletvekillerini ankete katılmaya “Mutlaka muzaffer olacağız. Muzaffer olduktan sonra bunu mukaddes bir sır halinde saklayacağım ve günün birinde tarihe emanet edeceğim” diyerek ikna ettiğini anlatır.
Başarılı da olur. 1921’den 1923’e kadar mebusların peşinden koşmuş, 352 aktif milletvekilinin 315’inden anketi için kendi el yazılarıyla bir cevap almayı başarmıştır.
İlk cevabı Saruhan mebusu Mahmut Celal Bey yani Celal Bayar verir. Cevapların çoğunluğu savaşın henüz sürdüğü 1921 ve 1922 yıllarında beka kaygısının derinden yaşandığı zamanlarda verilmiştir.
Cumhuriyet’in ilanının ardından Başbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü ve ardından Dersim mebusluğu yapacak olan Necmettin Sahir Sılan, sözünü tutar ve hayatta iken bu anketin cevaplarını bir sır gibi saklar.
Evinde sakladığı anketler, 1992 yılında vefat ettiğinde, ailesinin bütün arşivini Tarih Vakfı’na bağışlamasıyla ortaya çıkar.
O arşivden Tarih Vakfı, Dersim harekatının resmi evraklarını basmıştı.
Anketler ise 2004 yılında Bülent Arınç’ın Meclis başkanlığı döneminde Tarih Vakfı ve TBMM işbirliğiyle “İlk Meclis Anketi: Birinci Dönem TBMM üyelerinin gelecekten beklentileri” adıyla yayınlandı.
Anketin kitap haline getirilmesine çok değerli isimlerin eli değmiş.
Belgeleri yeni harflere tarihçi Yücel Demirel çevirmiş, anketlerdeki Arapça ibareleri İsmail Kara okumuş, Mete Tunçay metinleri günümüz diline aktarmış.
Birinci Meclis konusunda en önemli uzman kabul edilen Ahmet Demirel de anket sonuçlarını değerlendiren uzun bir giriş yazısı yazmış.
Necmettin Sahir Bey’in anketine 37 milletvekili ise cevap vermemiş.
Cevap vermeyenler arasında İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Fevzi Çakmak, Rauf Orbay ve Ali Fuat Okyar ile birlikte
Mustafa Kemal de var.
1968 yılındaki konuşmasında Necmettin Sahir Sılan, Atatürk’e anketi verdiğinde aralarında geçen diyalogu şöyle anlatmış:
"Kâğıdı uzattım. 'A be çocuğum, bu nedir' dedi. Onun kendine mahsus tatlı Rumeli şivesi, tatlı okşayıcı bakışlarıyla, dedim 'Ben böyle bir şeye tevessül ettim', 'Neden teşebbüs ettin' dedi. Evrakı arz ettikten sonra dedim 'Efendim, vaziyet beni çok mahzun etti, ben kendime bir teselli bulmak için bu suali tertipledim, verdim'. 'Hatta başka bir şey söyleyeyim size' dedim. 'Moskova'da Ali Fuat Paşa'ya gönderdim. Erzurum'da Karabekir Paşa'ya gönderdim'. 'Cevap aldın mı' dedi. 'Paşam daha çok yeni' dedim. 'Roma'da Celalettin Arif Bey'e gönderdim. Paris'te Ahmet Ferit Tek'e gönderdim'. Paşa baktı, baktı bana. 'Yani şimdi ben ne yapacağım' dedi. 'Siz de' dedim 'bir iki satır lütfedeceksiniz'. 'Yok be çocuk sen bunları toplayasın. Eser benimdir'. Eser benimdir diyebilir. Bu büyük eser Türkiye Büyük Millet Meclisi. 'Emredersiniz paşam' dedim. Ondan sonra gelişen hadiseler, olaylar bu kadar yakınlığa rağmen, kendisinden elimde başka boş kağıtlar olmasına rağmen, böyle bir cevap aramak cüretini bana vermedi."
Ankete verilen cevapların konulara göre dağılımı Birinci Meclis’teki çok sesliliği gösteriyor.
Milletvekillerinin yüzde 43.2’si soruya ekonomiyi öne çıkaran cevaplar vermişler.
Ankete ilk katılan, uzun yıllar Cumhuriyet hükümetlerinin maliyesine bakacak Saruhan milletvekili Celal Bayar’ın tek cümlelik cevabı gibi:
“Maşeri iktisat kudretinin teessüs ve tekamülüne bağlıdır.”
1947-49 yılları arasında Başbakanlık yapacak Trabzon milletvekili Hasan Saka ise “neye bağlıdır” sorusuna tek kelimeyle cevap vermiş: “Paraya”
Güverte mühendisi olan Trabzon mebusu Recai Bey (Baykal) de Napolyon’un sözünü hatırlatmış:
“Napolyon'un evvela para, saniyen para, salisen yine para dediği evvela vaziyet-i maliyemizi memleketimizin vaziyet-i coğrafyasına göre iktisadi, ticari, zirai ve topraklarımıza gömülü kalan tabii servetlerden istifade çarelerine tevessül olunarak para tedarik edilmeli, iktisadi hayat yükseltilmeli. Devletin bir asırdan beri devam edegelen zaaf ve aczini, yani idare makinesinin fenalıklarını ortadan kaldırıp hakiki ve asri bir idare makinesi tanzim etmek hususuna bütün mevcudiyetimizle çalışmalıyız.”
Meclis’in sarıklı din adamlarından Denizli mebusu Hacı Mustafa Sabri Efendi’nin cevabı da benzer:
“Hazreti Yusuf aleyhiselam gibi bir iktisat vekili bulmak baş şarttır. Fransızca, Arapça, Türkçe’de olan “Fen kuvveti yener” sözünü gözden uzak tutmamak da yine ön şartlardandır.”
Ankete verilen cevaplarda en çok altı çizilen başlıklar sıralamasında ikinci sırada halkın yönetimde egemenliği, istibdat karşıtlığı var. Ondan da birkaç örnek okuyalım:
Mahmut Esat (Bozkurt) Bey (İzmir): “Türkiye ve Türk halkı firavunların ehramlarını yapan mazlum insanlar gibi bir sürü esirlerdi. Türk camiası Osmanlı İmparatorluğu tarihinde hiçbir zaman menfaatlerinin hizmetçisi olarak bir devlet ve bir hükümet tesis edemediler. Bugün dirilmeye azmeden Türkiyemizde her şeyden evvel... hakimiyet bilakaydüşart millete verilmelidir... Aksi halde Kanun-i Esasilerden Meşrutiyetlerden belki tıpkı istibdatlardan olduğu gibi hayır beklenilmemelidir.”
Fikri Faik (Güngören) Bey (Genç): “Ancak milletin her ferdinin hakikaten hakimiyetine idrak etmesine bağlıdır. Yoksa onun meclisi de hükümeti de 1908’de ilan edilen meşrutiyet idaresi gibi mutlakıyetten ziyade başına bela olur, soyulur, ezilir ve o zaman kazanılan unutulur, çizilen hudutlar da silinir.”
Rıfat Bey (Kayseri): “Milli sınırlar dahilindeki vatandaşlarımın doğrudan doğruya iştirakiyle seçilmiş meclislerin düzenleyecekleri yasaların ülkede gereçli kılınmasına bağlıdır.”
Musa Kazım (Onar) Efendi (Konya): “Hangi hükümet biçimi kabul olursa olsun, halkın kültürünü arttırmak, ruhunu yükseltmek gerekir ki halkı yöneten kişiler karşılarında iyiyi ve kötüyü, zulmü ve adaleti kavramış bir halk kitlesi olduğunu bilsin ve yönetiminde yasayı, adaleti kendisine rehber-i hareket olarak benimsemek zorunda kalsın.”
Operatör Emin Bey (Bursa): “Bu vesileyle kaydını münasip gördüğüm bir hakikat de padişahın milleti bir koyun sürüsü yani hayvan zümresinden telakkisi ve kendisinin bu sürüyü istediği tarafa sevk edebileceği iddiasının ne kadar batıl olduğu, bilakis milletimizin sair medeni milletler gibi rüşdünü ispat eylemiş bulunduğudur.”
Esat (İleri) Bey (Aydın): “Artık mazinin derinliklerine gömmeye mecbur olduğumuz eski idare sisteminin halkımıza hiçbir şey vermediğini ve bilakis mütemadiyen halkı cehaletten cehalete, felaketten felakete duçar eder bir mahiyette olduğunu biz .. inkılabımızla anladık.”
Devlet yönetiminde işini ehline vermek, halka adaletli davranmak, kanun egemenliğini sağlamak, anayasaya riayet de en sık verilen cevaplar arasında.
Dönemin Adalet Vekili olan, 1950’den sonra DP milletvekili olarak Meclis’e girecek Refik Şevket (İnce) Beyi soruya tek kelimeyle cevap vermiş: “Adalete.”
Diğer bazı cevaplar da şöyle:
Fahrettin (Erdoğan) Bey (Kars): “TBMM hükümetinin idaresindeki Müslümanları hiçbir cins, mezhep, tefrik etmeyerek birleştirmek lazımdır. Halkın üzerinden zulmü kaldırıp, adalet dağıtılmalı, bütün memlekette kanun egemen olmalı, kanun hilafında hareket eden memurlar ve askerlere damga vurularak ömrü hayatlarında memurluktan men edilmeli.”
Faik (Öztrak) Bey (Tekirdağ): “İlme hürmet, adalete uymaya bağlıdır”
Şeyh Servet (Bursa): “Teşebbüs-i şahsinin kemali serbestisine bağlıdır.”
Pozan Bey (Urfa) : “İdare adamlarımızın işlerinin ehli olmasına bağlıdır.”
Feyyaz Ali (Üst) Bey (Yozgat): “Memleket işlerinin hırstan, şahsi menfaatten azade olarak iyi yönetilmesine bağlıdır.”
Muhiddin Baha (Pars) Bey (Bursa): “Asrımızda kuvvet her ferdin maddi manevi yeteneklerinin serbestçe inkişafı , mesainin bilinçli sanayi ve nakliyatta makinelere dayalı olmasıyla ortaya çıkabilir.”
Ali Vefa Bey (Antalya): “Memlekette kanunu ve adaleti hakim kılmaya bağlıdır.”
Dursun (Yalvaç) Bey (Çorum): “Maarifimiz, iktisadımız, askeri konularda bugünkü zihniyetimiz memleketin gelişme kabiliyetini Türklerin doğuştan yeteneklerini imha etmektedir. Bunlarda esaslı tadilat yapmak millete hakiki hukuku vermek lazımdır. Hulasa sabık ve şimdiki idaremizde istikbal için hayırlı bir ümit göremiyorum.”
Abdülgani (Ensari) Bey (Siverek): “Allah için yardım ederseniz size yardım eder” yüce ayetine uygun olarak halka adalet dağıtmak ve vazifeyi ehline vermek”
Emin ( Gevelioğlu) Bey (Canik): “Namuskar insanların namussuzlar kadar cüretkar olmasına bağlıdır.”
Abdülhalim Çelebi Efendi (Konya): “Geçerli kanunların her şahıs hakkında eşitlikle uygulanması.”
Selahattin Bey (Mersin): “Bir cümleyle özetlemem gerekirse diyebilirim ki mevcudiyetimizin kurtulması şahıstan çok bütün toplum, menfaatten ziyade kanun, hırstan ziyade diğerkâmlığın teessüs ettiği zaman kazanılmıştır.”
Ankete verilen cevaplarda Birinci Meclis’teki muhafazakar ve Batıcı kanatlar da belirgin hale geliyor.
Birinci Meclis’te Burdur mebusu olan Mehmet Akif, ankete bir dörtlükle cevap vermiş:
“Nasıl dört İngiliz dünyayı oynatmakta hayrettir.
‘Bunun elbette var bir sırrı’ derler. İngiliz der ki;
‘Sefil efradı şayet ırkımın cüretli şeylerse, necip evladı onlardan ceridir elli kat belki.”
Cumhuriyet devrinde Türk Ocakları’nı yeniden kurup, 34 yıl başkanlığını yapacak Birinci Meclis’in Antalya milletvekili Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey’in cevabı ise tam zıddı:
“Garp medeniyetinin beşeri bir medeniyet olduğunu idrak etmek İslam milletlerini mumya gibi içinden ölmüş bir kalıp halinde tutan ve her şeye şümulü olan muhafazakarlığı terk etmeli.”
Atatürk’le birlikte Samsun’a çıkan subaylardan , Cumhuriyet devrinde büyükelçilikler yapacak Hüsrev Gerede:
“...Din ve geleneklerine bağlı ve sadık olan Japonların harikulade hızla terakki ve uygarlaşmalarını Anglo-Sakson eğitimine borçlu olduğunu göz önünde tutmak, onlar gibi Amerika ve Avrupa’ya eğitimlerini tamamlamak için pek çok öğrenci göndermek...”
Meclis Başkanı Adnan (Adıvar) Bey (İstanbul): “Milletin siyasi ve içtimai rüştünü en yakın bir zamanda temin edecek bir terbiye usulü takip etmek ve maarif, iktisat ve içtimaiyatta asri müesseseleri müsamahasız, tereddütsüz memleketimize nakl ve tatbik eylemenin mutaassıp bir yolcusu olmak.”
Ankete cevap verdikten kısa bir süre sonra öldürülecek Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey’in yanıtı şöyle: “Cemiyet makinesinin düzgün ve pürüzsüz bir şekilde işlemesini temin eden yegane ve esas vasıta halkın dini bağlarıdır.”
Mehmet Akif’in yakın dostu, Kuran müfessiri Hasan Basri (Çantay) Bey (Karesi): “Milleti frenkleştirmekten başka bir şey olmayan bu sakim zihniyetlere nihayet vererek Müslümanlık esaslarına sarılmamız...”
Sorbonne’da hukuk okumuş gazeteci Hamdi (Ülkümen) Bey (Trabzon):
“Milliyetçilik esas düsturumuz olmalı, milletin fikir ve yurdun refah seviyesini yükseltmek üzere Garp medeniyetini- Türklüğümüze asla zarar etmeyecek şekilde benimsemeli ve halkımıza hazmettirmeliyiz.”
İttihatçı, Karakol cemiyetinin öncüsü Miralay Kara Vasıf (Karakol) Bey (Sivas): “Batının ilmi ve sınai kemalatı benimsenmeli, bütün Türk illerinin dil, edebiyatı, tarih birliğini canlandırmalı, her Müslüman şiarı İslam esir kalamaz olmalı.”
Hacı Nuri Efendi (Siirt): “Din-i Mübin-i Ahmedi’nin yükselmesine çalışanlar daima kurtuluşa doğru yürümüşlerdir. Geri kalmamızın sebebi Avrupa kanunlarına tevessül etmekten ileri gelmiştir.”
Meclis’te tam tersini düşünen din adamları da vardır. İstanbul’da medrese eğitimi almış, Meclis’in sarıklılarından Batum mebusu Ahmet Fevzi bey gibi:
“Yirminci asrın kabul ettiği bir kafa yani bir zihniyet kabul etmek. Yirminci asrı takip eden yirmi birinci asra muvafık bir zihniyetle düşünmek ve bu düşünceyi en seri bir surette tatbik etmek.”
Ankete cevap veren Kürt mebusların bir kısmı Kürt meselesiyle ilgili mesajlar vermeyi tercih etmiş:
1925’de Şeyh Said ayaklanması yüzünden idam edilecek Bitlis mebusu Yusuf Ziya (Koçoğlu) Bey’in cevabı: “Kavmiyet, milliyet davalarının ayrılık, soğuma doğurduğu geçmiş tarih örneklerinden bellidir. İslamiyet esasına dayanacak bir mefkurenin ise yolu uhuvveti umumiye mabedine gidecektir.”
Asker olan Diyarbakır mebusu Hacı Şükrü bey (Aydındağ):
Anayurdumuzda tarihin birleştirdiği Türk ve Kürd 'ün müşterek mukadderatı meselesini yeni idaremiz ehemmiyetle mevzubahis etmelidir. Kürdün vatana bağlılığı yalnız din duygusuyla değildir. Ortak tarihinin doğurduğu duygularla ekonominin de buna etkisi vardır. Kürt Tüksüz yaşayamaz...Türk ve Kürt bundan sonra yeni yönetim altında eski tarihinin daha büyük daha görkemli sayfalarını yazacaktır.”
100 yıl önce yapılmış bu ankete verilen cevapları okurken herhalde herkes aynı şey hissetmiştir:
Ankete verilmiş cevaplar ne kadar da güncel!
100 yıl sonra hala aynı sorunları konuşuyoruz. Çözüm önerileri bile benzer.
Bugün aynı soru milletvekillerine sorulsa muhtemelen benzer cevaplar verirlerdi.
100 yıl önce başkentin güvenlik için Ankara’dan taşınması gereken karanlık günlerden geçerken bu ankete cevap vermiş milletvekilleri, herhalde 100 yıl sonra aynı konuların konuşulmaya devam edeceğini düşünemezdi.
Yine de onların gelecek için kurdukları hayaller, iyimser temenniler moral verici. Zaten o temennilerin çoğuna da bugün hala temenni olarak katılmamak mümkün değil...
(Kitap, online olarak TBMM kütüphanesinden okunabiliyor.
https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/1297. Farkında olmadığım bu kitaptan beni haberdar eden değerli Karar okuru Muhammed Zarifoğlu’na teşekkürler)
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025