Yüksel TAŞKIN
IŞİD’in, Irak’ın ikinci büyük kenti Musul’u ele geçirmesine yol açan taarruzu, ülkenin mevcut meselelerinin ne denli yakıcı olduğunu bir defa daha anımsamamıza vesile oldu. En temel sorun, dinsel- etnik kimliklere kapanma eğilimini aşabilecek bir siyasi yapı ve ortamın yaratılamamış olması. Bir kez daha, kimlik meselelerini yok saymanın da, onları değişmez özler olarak alıp çok fazla abartmanın da çıkmaz sokak olduğunu gözlemlemiş oluyoruz.
Amerikan işgalinden hemen sonra Sünniler, federal çözüme karşı çıkma eğilimindeydiler. Bölgeyi Osmanlı döneminden bu yana yönetiyor olmanın verdiği bilinçle, Irak ulusal kimliğini en fazla Sünniler savunuyordu. 2010 seçimlerinde, etnik- dinî kimliklere sıkışmayı reddeden parti ve guruplar, hem Sünniler hem de Şiiler arasında belirli bir varlık gösterebildiler. Bu seçimlerdeIrakiye diye bilinen ortak liste, Sünni ve Şii gurupları içerisinde barındırıyor, mezhepçi olmayan nispeten seküler bir duruşu sahipleniyordu. İyad Allawi liderliğindeki liste oyların yüzde 24’ünü alarak birinci parti olmayı başarmış, ama Başbakanlık Hukuk Devleti listesinden Şii Nuri el-Maliki’de kalmıştı.
2014 seçimlerine giden süreçte Maliki, ülkenin devasa meselelerini tüm ipleri eline alarak çözebileceğine inandı. Çoğunlukçu bir zihniyetle, Sünnileri güç ve yetki paylaşımından dışlamaya yöneldi. Maliki’nin İçişleri, Savunma ve İstihbarat bakanlıklarını tek başına üstlenmesi aslında çok şey anlatıyor.
Böylece geleneksel Sünni ailelerden gelen ve iktidardan elde ettikleri güçle, taraftarlarını tahkim edebilen Sünni liderlerin itibarları sarsılmaya başladı. 2014 seçimleri, Sünni- Şii gurupların birlikte seçimlere girmelerinin artık seçmenlere cazip görünmediği, bir bütün olarak Sünni ve seküler partilerin büyük gerileme yaşadıkları bir iklim yarattı. Seçimlerden Şiiler ve Kürtler kazançlı çıkarlarken, Sünniler artık etkisiz bir azınlık olduklarını acı biçimde kavradılar.
Böyle bir ortamda Sünnilerin İslami radikalizmden etkilenmeleri elbette çok daha kolaydı. Fakat Türkiye’de belli medya çevrelerinde alttan alta ısıtılan, “aslında yaşanan IŞİD’in ilerlemesinden ziyade onu kullanan bir Sünni isyanıdır” tezine karşı da dikkatli olmalıyız. Önce ABD tarafından BAAS eksenli Sünni liderlik ve ordu tasfiye edildi. Daha sonra da, doğan boşluğa yerleşmeye çalışan geleneksel Sünni aileler, Maliki tarafından etkisizleştirildi.
Ortaya çıkan temsiliyet ve meşruiyet krizi ortamında IŞİD ve benzeri yapılar, aşağıdan yukarıya yeni bir liderlik ve temsil ağı oluşturabilir, kendi siyasi gerçekliklerini yaratabilirler. İlk ortaya çıktığında marjinal algılanan PKK’nın zamanla kendi gerçekliğini yaratarak önemli bir aktör hâline gelmesi örneğini anımsayabiliriz. Şimdi Barzani gibi geleneksel Kürt aktörleri, PKK gibi nispeten yeni yapılarla güç paylaşmak zorundalar.
Daha ılımlı İslami eğilimli ve seküler ulusalcı Sünniler de zamanla bu yeni gerçekliğe uyum sağlayabilirler. Sözgelimi eski Baasçı unsurların bir kısmının bugün kendilerine Nakşibendîler diyerek siyaset sahnesini zorlamaları, İslamcılığın giderek artan meşruiyetinin de bir göstergesi.
Bazıları Irak’ın net biçimde üçe bölünmesini, federal yapıdan daha konfederal bir düzene dönüşmesini çözüm olarak görüyorlar. Burada unutulan, Bağdat, Musul, Kerkük gibi bölgelerin etnik ve dinî çeşitliliğinin böyle bir yapıda muhafaza edilmesinin zorluğudur.
Başka bir mesele de İslamcılığın hangi biçimlerinin bu mücadeleden kazançlı çıkacağıdır. Doğu Akdeniz medeniyetinin farklı dinî ve kültürel geleneklerin yeşermesine izin veren bakiyesi, bu konuda işlevsel çözümler üretilebilmesi için bir zemin sunabilir. Aksi hâlde korkunç bir medeniyet kaybı yaşamak zorunda kalacağız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017